25 Aralık 2012 Salı

"THEOPE" YAZARI COŞKUN BÜKTEL, CUMA BOYNUKARA'NIN RÜŞVET SUÇLAMASINI GAYET NET BİR BİÇİMDE CİDDİYE ALDI!




TİYATRO YAZARI CUMA BOYNUKARA'DAN TİYATRO YÖNETMENLERİNE YÜZ KIZARTICI BİR RÜŞVET SUÇLAMASI:

"REJİSÖRLE, TELİFİ PAYLAŞACAKSIN."


Hiçbir yönetmen benden (Coşkun Büktel'den) oyunumu oynamak için rüşvet istemeye kalkmadı. Theope gibi bir oyun yazmışsanız, yönetmenler değil sizden rüşvet istemek, size ricacı olurlar oyununuzu oynamak için... Ve siz oyununuzu, ne denli paraya ihtiyacınız olursa olsun, bir an önce para kazanayım kaygısıyla, karşınıza çıkan ilk yönetmene asla emanet etmez; kaç yıl beklemeniz gerekirse gereksin, size güven verebilecek bir yönetmen ve sahne bulmayı şart koşarsınız. Bu uğurda oyununuzu hayatınız boyunca sahnede görememeyi göze alırsınız. Eğer tiyatro sanatını ve oyun yazmayı, bir oyuna 7 yıl harcayacak kadar ciddiye almışsanız, oyununuzun onurunu savunmayı para kazanmanın çok ama çok daha fazla önüne koyarsınız. Theope'yi sahnelemek isteyen birkaç yönetmeni reddettiğim (vandalların saldırıları üzerine) isimlerini belirterek yazmak zorunda kaldığım yazılarımdan biliniyor.

Yönetmenlere karşı bilinen tutumum nedeniyle, Lefkoşa Şehir Tiyatrosu'nun, Theope'yi benden izin almaksızın korsan olarak sahnelediği de biliniyor. Kıbrıs'a gidip seyrettikten sonra hiç beğenmediğim o korsan prodüksiyonu sahneden kaldırtmak elimdeydi. Ama oyuncuların aylar süren emeğini çöpe atmak içimden gelmedi ve oyunun (Türkiye'ye getirilmemek koşuluyla, Kıbrıs'ta oynanmasına izin verdim. Niçin? Para için mi? Hayır. Korsan tiyatrocuları mahkemeye vererek tazminat kazamam mümkündü. Yapmadım. Bana kaç para telif ödeyeceklerini sorduklarında, "Bu benim Theope'm değil!" diyerek, hem o prodüksiyonu, hem de o prodüksiyondan para kazanmayı reddettim. Benim bir oyun yazarı olarak, üstelik de sefalet koşullarında yaşadığım o yıllarda bile, parayla ilişkim bu biçimdeydi. Bütün bunlar bilindiği için, hiçbir yönetmen benden rüşvet istemeyi aklından geçirmedi. Yani Cuma Boynukara'nın sözünü ettiği rüşvet suçlamasının asla tanığı olamadım.

Peki Boynukaranın rüşvet suçlamasını inandırıcı buluyor muyum? Harika oyun metinleri sırada beklerken, yönetmen ve yöneticilerin sahneye konması için, ne denli berbat metinlere öncelik tanıdıklarını hatırlayınca; ne yazık ki, Boynukara'nın suçlamaları için, "inandırıcı değil!" diyemiyorum. Boynukara bu konuda yaşadıklarını veya bildiklerini keşke isim vererek, somut ve çok daha inandırıcı biçimde teşhir etmeyi göze alabilseydi!... Ama her ne olursa olsun, sayın Boynukara, tiyatromuzun en iğrenç olgularından birine dikkat çekmekle, bence, yine de, çok önemli ve değerli bir hizmet gerçekleştirmiş. Tiyatroyla ilgili herkes, hepimiz, artık Boynukara'nın işaret ettiği iğrenç olgu konusunda çok daha bilinçli ve uyanık olacağız.

Boynukara'nın söz konusu suçlamalarını okuyun bakalım, acaba siz ne kadar inandırıcı ya da ne kadar temelsiz ve asılsız bulacaksınız:

http://www.tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/boynukara-cok-gec-olmadanda-son-perde_5912.html

  • Coşkun Büktel Artık bir Türk yazarının ipe sapa gelmez metnini ya da ipe sapa gelmez bir oyun çevirisini ne zaman oyun diye ciddiye alınıp da sahnelenmiş görsem, Cuma Boynukara'nın suçlamasını hatırlayacağım.

    (Kaynak: facebook)

4 Aralık 2012 Salı

400 yıldır dünya sahnelerini işgâl edip, halklara yarar değil zarar veren Shakespeare'in sahte duygular mimarı olduğunu bilmeyen yada bildiği hâlde halktan gizleyen Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay, aynen şöyle saçmalamış: "Oyun, 'dengbej' geleneğiyle, Güneydoğu'nun halk aşığı geleneğiyle uyarlanan bir Shakespeare çalışması olmuş. Çok başarılı buldum. Yerel motifler oyuna yerleştirilmiş ve Hamlet, sanki Cizre Botan halkından bir hikaye gibi anlatılıyor."


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay , Kürtçe “Hamlet” oyununu çok başarılı bulduğunu belirterek, “Yerel motifler oyuna yerleştirilmiş ve Hamlet, sanki Cizre Botan halkından bir hikaye gibi anlatılıyor. Demek ki sanatın dili öteki dillerin hepsinden daha fazla insanları bir arada buluşturabiliyor ve dünyayı yaşanılabilir, katlanılabilir, dayanılabilir kılıyor” dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nca sahnelenen Kürtçe “Hamlet”, Şinasi Sahnesi’nde Başkentlilerle buluştu. Oyunu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ve BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da izledi.

Basın mensuplarının soruları üzerine oyuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Günay, Hamlet’in çok başarılı uyarlandığını belirterek, bire bir, klasik bir oyun çevirisi yapılmadığını söyledi. Günay, şunları kaydetti:

“Oyun, ‘dengbej’ geleneğiyle, Güneydoğu ‘nun halk aşığı geleneğiyle uyarlanan bir Shakespeare çalışması olmuş. Çok başarılı buldum. Yerel motifler oyuna yerleştirilmiş ve Hamlet, sanki Cizre Botan halkından bir hikaye gibi anlatılıyor.

Demek ki sanatın dili öteki dillerin hepsinden daha fazla insanları bir arada buluşturabiliyor ve dünyayı yaşanılabilir, katlanılabilir, dayanılabilir kılıyor. Acımasız dünyada sanatı yaşatmak için en fazla yapmamız gereken sanat ürünlerini çoğaltmak. Bu akşam bunun somut örneklerinden birini görüyoruz.”

“KÜRTÇE KAMUSAL ALANDA DA, EĞİTİMDE DE ETKİN KULLANILMALI”

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak da, gazetecilere yaptığı açıklamada, Hamlet’in Kürtçe sahnelenmesinin önemli ancak yeterli olmadığını belirtti. Kürtçe’nin kamusal alanda da, eğitimde de etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini savunan Kışanak, oyunun, sanatın gücünü gösterdiğini ifade etti.

Kışanak, “Umarım buradan herkes güçlü mesajlar alır. Bu ülkede büyük bir zenginlik olduğunu, farklı dillerin varlığını ve bu farklı dillerin özgürce kullanılmasının ne kadar büyük bir zenginlik olduğunu bugün burada biz hissettik, yaşadık. Eminim bu yaklaşımı herkes hisseder ve bu ülkedeki bütün dillerin önündeki engeller kalkar. İnsanlar dilini sınırsız bir şekilde kullanırlar ve bu ülke daha zengin, daha güzel, daha mutlu bir ülke olur” diye konuştu.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Kürtçe’nin çok zengin bir dil olduğunu belirterek, oyunda Kürtçe’nin çok güzel kullanıldığını, oyuncuların performansını soluk soluğa izlediklerini söyledi. Kürtçe bilmeyenler için arka fona Türkçe çeviri yansıtıldığına dikkati çeken Kaplan, “İnanın arkadaşlar Türkiye ‘yi bölmedi. En güzeli de bu, birleştirir” dedi.

Kaplan, “Kürt sorununun çözümü noktasında nasıl bir adım olabilir?” sorusunu yanıtlarken de, “ Anadolu ‘nun çok güzel renkleri ve sesleri var. Onları soldurmazsak, yaşatırsak birliğimizin, demokrasimizin harcı olur diye düşünüyorum. Milyonların konuştuğu bir dile artık kimsenin bu kadar korkakça yaklaşmaması lazım. Hamlet’i izlemelerini tavsiye ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da, “yurttaş” olarak bir şeyler söyleyebileceğini belirterek, dünya edebiyatından önemli bir eserin Kürtçe sahnelenmiş olmasının tek başına bir mesaj olduğunu belirtti. Tanrıkulu, “Bu dilin medeniyet dili olmadığını düşünenlere mesajdır ama herkese bir mesajdır” dedi.

(Kaynak: facebook)