18 Mayıs 2014 Pazar

Mesut Alptekin, Bulunmaz'a İFTİRA atan Büktel'in peşini hiç bırakmıyor!

MUSTAFA DEMİRKANLI BANA KARŞI, HİLMİ'NİN ÇOĞUNU OKUMAYA GEREK DUYMADIĞIM ZIRVALARINI "KULLANMAYA" BAŞLADI:
https://twitter.com/coskunbuktel/status/467676195509661696
  • Mustafa Demirkanlı Büktel, Mesut Alptekin'in yazısından öğrendim, Mehmet Şahin isimli şahısla -bildiğim kadarıyla Bulunmaz'ın yanında çalışır- girdiğin tartışmada benim adımı kullanmışsın, o şahsı benim yönlendirdiğimi söylemişsin, bir şartla- soyadımı vermemişsin-, bahsettiğin Mustafa ben miyim? Eğer beni kast ediyorsan, Mehmet Şahin isimli şahısla değil tanışıklığım, bir kez bile telefon dahil konuşmam, mail dahil herhangi bir yazışmam varsa ne diyorsan kabulüm, ancak, bu iftiranı ispatlamazsan, sen müfterisin, yalancısın, sahtekarsın... ahlaklı olmaya çalış, dene... becerebilirsin...
  • Mustafa Demirkanlı Yazının başlığı: Sanatçı Mesut Alptekin, yazar Coşkun Büktel'e estetik dersleri veriyor... linki ise: http://tiyatroyun.blogspot.com.tr/.../sanatc-mesut...
  • Coşkun Büktel Demirkanlı yukarıdaki yazıları birbaşka sayfamda da aynen paylaşmış yalnız orada ikinci yazının sonunu "Çok ahlaksızsın çok" diye bitirmişti. O sayfada ona şu cevabı yazdım az önce:

    Sevgili okurlar, yazıyı ben silsem, yazı silinmiş diye, Demirkanlı t
    ekrar eklesin diye niye anons yapayım? Zaten silmişken Demirkanlı'yı da siler ve Demirkanlı'ya engel koyardım, olur biterdi. Ama ben Demirkanlı gibi sansürcü değilim ki.... Böyle şeyleri Demirkanlı yapar. İsimsiz bir yazı yayınlar. Ben eleştirince yazıya kendi imzasını koyar. Ben yine eleştirince imzasını da kaldırıp yerine bir siluet koyar. Bu fırıldakları Demirkanlı çok çok çok çevirmiştir. Ben yıllardır bir kez bile asla böyle şeyler yapmamışken, yani böyle şeyler yapan Mustafa'nın durumuna düşmemişken; Mustafa kalkmış bana "çok ahlaksızsın çok" diyor. Birine "Mustafa abine selam söyle" demişim. O Mustafa kendisi değilmiş. Ben ona kendisidir demiş miyim? Hayır. Diyor ki, beni ima ettin, çok ahlaksızsın çok! O senin hüsnü kuruntun! Elinde kanıt olmadan insanlara "çok ahlaksın çok" demek, haksız tahrikin, haysiyet cellatlığının, hakaretin daniskasıdır. Hayır mahkemeye versem kesin kazanırım ama adamın huyu kötü: Tükürdüğünü yalamakta beis görmüyor; yazdıklarını anında siliyor. Gel de facebook'da kanıtla! Ben böyle bir lafın onda birini etsem, sinekten yağ çıkarmak için derhal savcılığa koşuyor. Neye güveniyor? Benim tükürdüğümü asla yalamayacağıma, yazdığımı asla silmeyeceğime. Yani benim mertliğime...Benim mertliğime en çok o güvendiği halde, kalkıp bana "çok ahlaksızsın çok" diyebiliyor. Neye güveniyor? Bütün bu ilişkileri bilmeyen okurları asıl ahlaksızın kimliği konusunda anlaşılmaz laf salatası ifadelerle yanıltabileceğine. Ben savcıya gidersem, karakterinin tükürdüğünü yalamaya yazdığını silivermeye müsait olmasına... Birgün Hilmi gibi erkenden savcıya gidip o silmeden kaydettireyim bu iğrenç hakaretlerini ve dava açayım ben de diyorum bazen. Ama Hilmi buna o kadar pahalı davalar açtı ki, bana ödeyecek tek Kuruş'u kalmayabilir diye ondan da vazgeçiyorum. Kısacası, tam bir dert... Muhatap almaya değmez.
  • Mustafa Demirkanlı Mesut Alptekin'e özür borcunu ödemesi talebi. Büktel şöyle diyor: "Ben ona kendisidir demiş miyim? Hayır. Diyor ki, beni ima ettin, çok ahlaksızsın çok! O senin hüsnü kuruntun! Elinde kanıt olmadan insanlara "çok ahlaksın çok" demek, haksız tahrikin, haysiyet cellatlığının, hakaretin daniskasıdır. " Ben demedim, görmemiştim bile peki, Mesut sen ne hakla beni bu sürece kattın? Büktel başka Mustafa'dan bahsetmiş. Özür dilemeni bekliyorum  güldüğüme bakma gerçekten bekliyorum... Büktel'i tanımak sanırım yararlı olacaktır...
  • Coşkun Büktel Sevgili okurlar, yüzü kızarmıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. Aldırmayın, o öyledir.
  • Mustafa Demirkanlı Büktel, bir delikanlı olarak hangi Mustafa'dan bahsettiğini de mutlaka açıklayacaktır... bekleyelim bakalım... yüzü kızarır mı kızarmaz mı?
  • Coşkun Büktel Sevgili okurlar, ısrarla "yüzüm kızarmadı ki" diyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. Aldırmayın, o öyledir.
  • Canberk Uçucu Anneme ve bana küfredip, yüzüme etmedim diyebilenin , varsa yüzü kızarmaz...
  • Mustafa Demirkanlı Bulunmaz'a yaptığını bana mı yapmaya çalışıyorsun? Hiçbir şey söylemeden söyledim diyerek. Ahlaklı Büktel, Mesut'un yazısında aktardığı, tartıştığın Mehmet ile yazışmanda bahsettiğin Mustafa'nın benim olmadığını söyledin, kimden behsediyordun? Mesut senin yakın arkadaşın, neden benim adımı karıştırdınız? gerçeği açıklamadan yani o Mustafa ben değilsem kimi kast ettiğini açıklamadan yazacağın her satır senin rezil olmana katkı sağlayacaktır. Mert ol... Samimi ol, dürüst ol. Türkçe konuş...
  • Coşkun Büktel Sevgili okurlar, yukarıda tokat gibi cecevabı aldı ya, almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. Aldırmayın, o öyledir; yanaklarına kan oturduğu belli olmuyor sanıyor.
  • Mustafa Demirkanlı Coşkun Büktel @coskunbuktel 16 May

    AMAN KİMSE UNUTMASIN: TARTIŞMADA ÖNEMLİ OLAN SON SÖZÜ SÖYLEMEK DEĞİL (DİKTATÖRLER VE ÇIĞIRTKANLAR BUNAÇOK ÖNEM VERSE DE) ASIL HAKLI OLMAKTIR
  • Coşkun Büktel Sevgili okurlar, aldrmayın! Tokadın yan etkileri bunlar. yukarıda tokat gibi cecevabı aldı ya, almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. Aldırmayın, o öyledir; yanaklarına kan oturduğu belli olmuyor sanıyor.
    11 hrs · 1
  • Mustafa Demirkanlı İki yakın arkadaşı var: Biri Canberk, diğeri Bulunmaz... Canberk, Bulunmaz'ı 2 eşli olmakla suçluyor... Coşkun gıkını çıkartmıyor... Bir arkadaşının onuruyla bir diğer arkadaşın ayaklar altına alıyor ama sesin çıkmıyor... Diğeri de (Canberk) iddiasının arkasında duramıyor, muhtemelen iftira attı... Büktel de merak edip sormadı...
  • Mustafa Demirkanlı İşin tuhafı bulunmaz da bilmesine rağmen ses çıkartmadı, sormadı...
  • Coşkun Büktel Sevgili okurlar, (adamın cibilliyeti, maalesef, bu: İşi gücü fitne.) Aldrmayın! Tokadın yan etkileri bunlar. yukarıda tokat gibi cecevabı aldı ya, almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. Aldırmayın, o öyledir; yanaklarına kan oturduğu belli olmuyor sanıyor.
  • Mustafa Demirkanlı Evet, doğru... Canberk, Bulunmaz'a bu iftirayı atmadı, atsa, zaten Büktel izin vermez, anında "hani kanıtın?" derdi... Duymadı ki! Şu riyayı sanırım izleyen herkes görüyordur... ama Büktel de Canberk de bunların belgelerinin bende olduğunu bildiği için konuyu çetrefilleştirerek sıyırmaya çalışıyor... Benim lafım bitti, onuru kırılan onurunu savunsun... Ben kimsenin onurunu savunmak durumunda değilim...
  • Coşkun Büktel Hâlâ onurdan bahsedebilmesine şaşırmayın sevgili okurlar. Tablo maalesef, bu: Adamın cibilliyeti, maalesef, bu: İşi gücü fitne... Ama aldrmayın! Tokadın yan etkileri bunlar. yukarıda tokat gibi cecevabı aldı ya, almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. O cevaptan sonra hâlâ onurdan bahsedebilmesine alldırmayın, N'apsın, yanaklarına kan oturduğu belli olmuyor sanıyor.
  • Mustafa Demirkanlı hımm, demek ki Canberk'in iddiasına inanıyorsun... Benim lafım bitti... sizinle bu kadar yakın ilişkim yok... aslında beni de ilgilendirmez... Bulunmaz'ın 2 eşi varmış, yokmuş... o sizin ilginiz ve bilginiz dahilinde... iddia sahibi Canberk, iddiaya muhatap olan Bulunmaz... Canberk'i savunan da sen... Ben çekileyim, bunlar beni aşar...
  • Coşkun Büktel Tablo maalesef, bu: Adamın cibilliyeti, maalesef, bu: İşi gücü fitne... Ama aldrmayın! Tokadın yan etkileri bunlar. yukarıda tokat gibi cecevabı aldı ya, almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. O cevaptan sonra hâlâ onurdan bahsedebilmesine alldırmayın, N'apsın, yanaklarına kan oturduğu belli olmuyor sanıyor. Ne dersiniz sevgili okurlar, aslında saatlerdir yazdıklarını okumakla bile uğraşmadığımızı 2 saniye göz atıp geçtiğimizi ona çıtlatsak mı?
  • Canberk Uçucu İki eşli olmakla suçladım ve sordum... o cevabını hayır, kanıtla, kanıtlayamazsan sen düşün dedi... kanıtlayamadım ve özür diledim... ama sen yoksunsun, ne yoksunu olduğunu sen düşün...
    10 hrs · 1
  • Canberk Uçucu Coşkun Büktel'de sana karşı haklıdır, aslında adam olan herkes sana karşı haklı....
  • Coşkun Büktel Canberk onun sorularına cevap vermek zorunda değilsin. O önce yukarıda yediği şamarların cevabını versin. Verebiliyor mu? Umurunda değil, o şamarları yememiş gibi yapıyor. Yüzüne kan oturmamış gibi yapıyor ve yediği o şamarların suçlusuyken, suçlu sandalyesinden kalkıp savcı koltuğuna kuruluyor. O savcı değil, suçlu. Ama yöntem olarak benimsemiş yıllardır, daima bunu yapıyor. O dünyada insanları suçlayabilcek en son kişi. Onun kimseye soru sormaya hakkı yok. Kimse ona cevap verip onun bu iğrenç taktiğine prim vermesin. O nun soru sormak diye bir hakkı yok. Önce yukarıda yediği onca şamarın hesabını versin!
    10 hrs · Edited · 1
  • Mustafa Demirkanlı Pişkin değil, pişmiş ikili... hadi size uğurlar olsun... cesareti olan karşıma gelsin... Örneğin Canberk... elindeki ses kayıtlarını da alsın gelsin... yukarıda ne kadar basit anlatmış... 2 eşli diye suçladım ama sonra kanıtlayamadım... ben size ne diy...See More
  • Coşkun Büktel Hâlâ onurdan bahsedebilmesine, insanları pişkinlikle suçlayabilmesine şaşırmayın sevgili okurlar. Tablo maalesef, bu: Adamın cibilliyeti, maalesef, bu: İşi gücü fitne... Ama aldrmayın! Tokadın yan etkileri bunlar. yukarıda tokat gibi cevabı aldı ya, almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. O cevaptan sonra hâlâ onurdan bahsedebilmesine alldırmayın, N'apsın, asıl pişkinin kendisi olduğu, yanaklarına kan oturduğu belli olmuyor sanıyor.
  • Canberk Uçucu Senin aklını, ses kayıtlarıyla alacağım, kuzenim seni parçalamamak için kendini zor tuttu... inan ayyaş, içince hatırlamıyorsun....
  • Mustafa Demirkanlı sizi kanıtlayamadığınız yalanlarınız, iftiralarınızla baş başa bırakayım... birbirinize çok yakışıyorsunuz... Allah ayırmasın... Büktel'in son müridliği de sana yakışırdı zaten... İyi oldu... Kanıtsız belgesiz ağzına geldiği gibi konuşan adamcıklar...
  • Mustafa Demirkanlı yayınla o ses kayıtlarını, gevezelik yapma
  • Mustafa Demirkanlı size uğurlar olsun bu yalan dolu diyalogdan ayrılıyorum...
  • Canberk Uçucu Sen bir ara beni, şerefini buralarda unutmuşsun
  • Coşkun Büktel Canberk onun sorularına cevap vermek zorunda değilsin. O önce yukarıda yediği şamarların cevabını versin. Verebiliyor mu? Umurunda değil, o şamarları yememiş gibi yapıyor. Yüzüne kan oturmamış gibi yapıyor ve yediği o şamarların suçlusuyken, suçlu sandalyesinden kalkıp savcı koltuğuna kuruluyor. O savcı değil, suçlu. Ama yöntem olarak benimsemiş yıllardır, daima bunu yapıyor. O dünyada insanları suçlayabilcek en son kişi. Onun kimseye soru sormaya hakkı yok. Kimse ona cevap verip onun bu iğrenç taktiğine prim vermesin. O nun soru sormak diye bir hakkı yok. Önce yukarıda yediği onca şamarın hesabını versin!
    10 hrs · Edited · 1
  • Mustafa Demirkanlı Büktel, sanırım Bulunmaz da seni anladı... Yeni kurbanın Canberk mi? Çok yakışır... biriniz (Canberk) adamı (Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ı) 2 eşli diye utanmadan yaysın, sonra pardon desin. Ama Büktel bundan hiç rahatsız olmasın.... diğeriniz (Büktel) adamı "Aşil topuğum" diye lanse etsin, "cahil" desin... Ki bu insan düne kadar en yakınındı, toz kondurmazdın... Büktel, ben seni yıllardır tanırım, sen sadece yeni kurban buluyorsun, o kadar... Eninde sonunda ne olduğun anlaşılıyor, şimdi Canberk'in sana gereksinmesi var, bana neden kızgın olduğunu anca anladım... 6-7 yıl önceye gidiyor... Canı sağ olsun, devam etsin... elindeki ses kayıtlarını yayınlasın, sen de ricacı ol...
  • Coşkun Büktel Şaşırma sevgili okur! Gidemez! Onda içini yakıp kavuran o fitne ateşi varken kırk kere uğurlar olsun dese de gidemez. Bakmayın, sakin görünmeye çalıştığına, gidemeyişinden belli: İçi içini yiyor. İçini bir ateş yakıyor. Yenilen pehlivan o yüzden gidemez..Tablo maalesef, bu: Adamın cibilliyeti, maalesef, bu: İşi gücü fitne... Ama aldrmayın! Tokadın yan etkileri bunlar. yukarıda tokat gibi cecevabı aldı ya, hâlâdaha almamış gibi, yüzü kızarmamış gibi yapıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. O cevaptan sonra insan gidebilir mi? Gidemez. N'apar? N'apsın, yanaklarına kan oturduğu belli olmuyormuş gibi yapar. Kepaze olmamış gibi yapar. N'apsın! Anlayış gösterin. Eğlenmeyin. Maymun oynamıyo, bir insan acı çekiyo! Bir dostu da demiyo ki, şunu alıp kurtarayım şurdan. Eve götürüp yaralarına pansuman yapayım. Yok mu bir sevap sahibi dostu şunun yahu!
  • Mustafa Demirkanlı Büktel'i tanımaya başlayan Mesut'a notumdur. Bu ileti dizisinin ilk yanıtını tekrarlıyorum, bak bakalım Büktel yanıt vemeyip kaçarak konuyu nerelere tırmandırmış... bu becerisine tabii ki alkış ama sitesindeki o aforizmasını kaldırma şartıyla...."Büktel, Mesut Alptekin'in yazısından öğrendim, Mehmet Şahin isimli şahısla -bildiğim kadarıyla Bulunmaz'ın yanında çalışır- girdiğin tartışmada benim adımı kullanmışsın, o şahsı benim yönlendirdiğimi söylemişsin, bir şartla- soyadımı vermemişsin-, bahsettiğin Mustafa ben miyim? Eğer beni kast ediyorsan, Mehmet Şahin isimli şahısla değil tanışıklığım, bir kez bile telefon dahil konuşmam, mail dahil herhangi bir yazışmam varsa ne diyorsan kabulüm, ancak, bu iftiranı ispatlamazsan, sen müfterisin, yalancısın, sahtekarsın... ahlaklı olmaya çalış, dene... becerebilirsin..." Sonrasında o Mustafa'nın ben olmadığımı söyledi... Yanılmışsın, hem benden hem de Büktel'den özür dile... Koskoca Büktel yalan söyleyecek değil ya...
  • Mesut Alptekin Ben yazacağımı yazdım. Anlatacağımı anlattım. Soracağımı sordum. Yazımın linki de şudur: 
    http://www.tiyatroyun.blogspot.com.tr/.../sanatc-mesut...
    Sonra da Coşkun Büktel’den yanıt beklemeye başladım. Ancak Mustafa Demi
    rkanlı, ilk yazıyı yazan kişi ben olup, ilk önce benim yanıt almam gerekirken, Büktel, henüz bana yanıt vermemişken, benim önüme geçti ve benden önce yanıt almayı bekliyor. Coşkun Büktel’de, ilk yazıyı yazan kişi ben olup, ilk önce beni yanıtlaması gerekirken, ilk önce Mustafa Demirkanlı’yı yanıtlıyor. Büktel, daha benim yazımı aydınlatmamışken, Mustafa Demirkanlı’yı yanıtlıyor ve yazdıklarına karşılık bu yanıtını “tokat gibi cevap” olarak nitelendiriyor. Ben yukarıdaki Büktel yorumunda asla ve kesinlikle “tokat gibi cevap” göremiyorum. Büktel’in söylediği şey “ben Mustafa derken, senden bahsetmiştim, boşuna üstüne alınma”ya geliyor. Ancak bahsi geçen “Mustafa”nın kim olduğuna dair herhangi bir açıklama, kanıt ya da belge yok. Yani Coşkun Büktel, aşağıdaki linklerden de görebileceğiniz üzere, ne bu bahsi geçen “Mustafa”nın, bahsi geçtiği asıl tartışmada “açıkça, mertçe, Türkçe” bahsi geçen”Mustafa”nın kim olduğunu açıklıyor, ne de yukarıda “tokat gibi cevap” diye nitelendirdiği yorumunda “açıkça, mertçe, Türkçe” bahsi geçen “Mustafa”nın kim olduğunu açıklıyor. Linkler şunlar:
    https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/785835998101179?stream_ref=10
    https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/785313114820134

    Üstelik bunu yapanda, kendi resmi web sitesinde şu sözü söyleyen ve banner olarak kullanan Coşkun Büktel: “İnsanları suç belgesi göstermeden ya da suç belgesinin orijinal kaynağını belirtmeden (orijinal kaynağa link vermeden) suçlayacak kadar alçak değilim.”
    Link: http://coskunbuktel.com/buktelyenislogan.htm

    Büktel’in “tokat gibi cevap” diye nitelendirdiği yorumun özü “o Mustafa sen değilsin”den başka hiçbir anlam taşımıyor. Sadece Mustafa Demirkanlı’nın, kendi kendine kuruntu yaparak, en ufak bir fırsatı bile değerlendirerek kendisine sataşmaya fırsat kolladığını anlatıyor. Ancak bahsi geçen “Mustafa”nın kim olduğu hâlâ bir sır, tam bir muamma. Yani doyurucu bir yanıt söz konusu değil. Yukarıdaki Büktel yorumu, “tokat gibi cevap”tan ziyade, laf kalabalığı. Bahsi geçen “Mustafa”nın kim olduğunu açıklamadığı, kanıtlamadığı sürece, bu yorumu asla ve kesinlikle “tokat gibi cevap” olma niteliğini barındırmıyor, hak etmiyor. Bahsi geçen “Mustafa” kim? Popçu Mustafa Sandal mı? Türkücü Mustafa Keser mi? Ulu Önder Mustafa Kemâl Atatürk mü? Teknik Direktör Mustafa Denizli mi? Ses sanatçısı Mustafa Ceceli mi? “Ölürüm Türkiyem”i seslendiren Mustafa Yıldızdoğan mı? Kim bu “Mustafa”? Eğer Coşkun Büktel, bahsi geçen “Mustafa”nın kim olduğunu açıklarsa, yani “Bahsi geçen Mustafa şudur, şu kişidir, bu da kanıtı, belgesi” derse ve Mehmet Şahin’de buna kanaat getirir “evet, Coşkun Büktel’in bana ‘Mustafa abi’ne selam söyle Mehmet!’ derken bahsettiği Mustafa abi bu” derse, işte o zaman, Coşkun Büktel asıl bu yanıtı “tokat gibi cevap” niteliği taşır ve o zaman bende Mustafa Demirkanlı sorusunun üzerinden verilen bu yanıtla, yazımda geçen varsayımımın yanlış olduğunu görür ve özrümü dilerim. Mustafa Demirkanlı ne yapar onu bilemem, kendisi karar versin…
    Bu nedenle yukarıda ki Büktel yorumunun asla ve kesinlikle “tokat gibi cevap” niteliği yoktur. Büktel’e göre yazdıkları “tokat gibi cevap” niteliğini taşıyor olabilir. Ancak Büktel yorumu, okuyuculara bırakmalıdır. Önemli olan okurun vereceği karardır. Hepimiz kendi yazdığımız yazı yada ürettiğimiz yapıtlarla övüneceksek olursak, bu işin içinden hiç çıkamayacağız…
    Ben, kendi yazdığım yazıyı övecek kadar megaloman biri değilim, bunu “bakın ben bunu yaptım” diye övünerek söylemiyorum ancak, yine de şunu belirtmek istiyorum: Büktel’in, Demirkanlı’ya verdiği bu yetersiz yanıtın ardından, Mustafa Demirkanlı şu yorumu yapıyor: 
    “Mesut Alptekin'e özür borcunu ödemesi talebi. Büktel şöyle diyor: "Ben ona kendisidir demiş miyim? Hayır. Diyor ki, beni ima ettin, çok ahlaksızsın çok! O senin hüsnü kuruntun! Elinde kanıt olmadan insanlara "çok ahlaksın çok" demek, haksız tahrikin, haysiyet cellatlığının, hakaretin daniskasıdır. " Ben demedim, görmemiştim bile peki, Mesut sen ne hakla beni bu sürece kattın? Büktel başka Mustafa'dan bahsetmiş. Özür dilemeni bekliyorum  güldüğüme bakma gerçekten bekliyorum... Büktel'i tanımak sanırım yararlı olacaktır...”
    Ben, yazdığım yazıya net yada “açıkça, mertçe, Türkçe” bir yanıt alamadığım ve yazımın içeriğindeki varsayımımın doğru olmadığını ispatlayacak bir yanıt, kanıt, delil, belge göremediğim için, şu an özür dilemeyi hiç düşünmüyorum. Ancak ne zaman ki Büktel “açıkça, mertçe, Türkçe” bir yanıt verir ve bu yanıtını da delil ve belgelerle desteklerse, o zaman Coşkun Büktel’den de, Mustafa Demirkanlı’dan da özür dileyeceğim, hazırda bekliyorum. Özür dilemek bir erdemdir!
    Mustafa Demirkanlı’nın bu ironik yorumuna karşılık Büktel’in yaptığı yorum daha da ironiktir:
    “Sevgili okurlar, yüzü kızarmıyor ama tokat gibi cevabı yukarıda aldı. Aldırmayın, o öyledir.”

    İlk yazıyı yazan ben olarak, ilk önce benim yanıt almam gerektiği yerde, benim yazdığım yazının aydınlatılması gerektiği yerde, Coşkun Büktel, benden sonra devreye giren Mustafa Demirkanlı’yı yanıtlandırıp, benim almam gereken yanıtı askıya alıyorsa, o halde Coşkun Büktel’in de en az Mustafa Demirkanlı kadar “yüzü kızarmıyor” demektir. Ancak ben “aldırmayın, o öyledir” demeden önce, Büktel’in yazıma yanıt vererek, kendisi hakkında “aldırmayın, o öyledir” kanısına beni vardırmamasını ümit ederek , sabırla yazımın, Coşkun Büktel tarafından aydınlatılmasını bekleyeceğim. Bence devreye girmeden önce Mustafa Demirkanlı’da bunu yapmalı ve önce yazının aydınlatılmasını beklemeliydi. Ama sabredemedi. Şayet Coşkun Büktel, yazımı yanıtlar, karanlık kalan yerleri aydınlatır ve bahsi geçen “Mustafa”nın, Mustafa Demirkanlı değil de, başka bir “Mustafa” olduğunu ispatlarsa, buna karşılık bende Mustafa Demirkanlı’nın bu aceleci tavrını baz alarak şu yorumuna karşılık, kendisinden özür bekleyeceğim:
    “Mesut Alptekin'e özür borcunu ödemesi talebi. Büktel şöyle diyor: "Ben ona kendisidir demiş miyim? Hayır. Diyor ki, beni ima ettin, çok ahlaksızsın çok! O senin hüsnü kuruntun! Elinde kanıt olmadan insanlara "çok ahlaksın çok" demek, haksız tahrikin, haysiyet cellatlığının, hakaretin daniskasıdır. " Ben demedim, görmemiştim bile peki, Mesut sen ne hakla beni bu sürece kattın? Büktel başka Mustafa'dan bahsetmiş. Özür dilemeni bekliyorum  güldüğüme bakma gerçekten bekliyorum... Büktel'i tanımak sanırım yararlı olacaktır...”
    Yazdığım yazıda (defalarca olmak üzere) ve yukarıdaki bu yorumumun içerisinde de belirttiğim gibi, ben, bahsi geçen “Mustafa”nın kim olduğu, Coşkun Büktel tarafından “açıkça, mertçe, Türkçe” kanıtlar ve belgelerle ispatlandığı zaman, Coşkun Büktel’den de, Mustafa Demirkanlı’dan da özrümü dileyeceğim. Özür dilemek bir erdemdir…
(Kaynak: facebook)