30 Ocak 2014 Perşembe

Coşkun Büktel, "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Demirkanlı'yı teşhir ediyor!

  • HİLMİ BULUNMAZ, (ASILSIZ İHBARI SAVCILIKÇA TESBİT EDİLMİŞ) ASILSIZ İHBARCI MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN SAVCIYA VERDİĞİ "HİLMİ HAKKINDAKİ ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKME DİLEKÇESİNİ" KABUL ETMEYEREK, SAVCILIKTAN SORUŞTURMANIN SÜRDÜRÜLMESİNİ TALEP ETTİ:
    http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.tiyatroyun.blogspot.com%2F2013%2F11%2Fblog-post_9584.html&h=zAQG1iqB9AQGrTUCYZp9xFIqZjgdAn_ySB7F4CJgH8uxjig&s=1
    • Cengiz Bulunmaz bunu beğendi.
    • Mustafa Demirkanlı Coşkun Büktel, H. Hilmi Bulunmaz'ın suçuna ortak oluyorsun ve kendi adına da suç işlediğini düşünüyorum. Tanımlamaların doğru olmadığı gibi -gerçek bile olsa hitap edemeyeceğin gibi- gerçek olmayan sıfat ekleyerek beni rencide etmeyi amaçlıyorsun ve bunu aleni bir ortamda yapıyorsun. Yukarıdaki gerçek dışı sıfatı adımın önünden silmeni, silmediğin takdirde hakkında suç duyurusunda bulunacağımı yayınladığın yerde ihtar ederim. 25.11.2013
    • Coşkun Büktel Ya kardeşim, kimsiniz siz, yahu?! Niye Mustafa'nın yerine böyle saçma sapan şeyler yazıyorsunuz?!! Mustafa, burada söylediklerini daha iki gün önce inkâr etti. "Benim yerime başkası yazmış" dedi. Mustafa yalan söyleyebilir ama böyle kendi aleyhine dönecek saçma sapan bir şeyi asla söylemez. Kendini dilekçesinde "İHBAR EDEN" diye tanımlayan kim? Mustafa. Dilekçesinin başlığında "iHBAR DİLEKÇESİ" ibaresini kullanan kim? Mustafa.. Mustafa'nın "İHBAR DİLEKÇESİNİ" geçersiz ("asılsız") sayarak "KOVUŞTURMAYA GEREK YOKTUR" kararını veren kim? TC savcısı. Bu durumda, Mustafa, iki kere iki dört gibi belgeli bu sıfata "gerçek dışı" diyerek, Savcı'ya, Hilmi'ye ve en sonunda bana ne cesaretle iftira edebilir? Yaptığı işin adını Mustafa kendisi koymuş: "İHBAR". Mustafa'nın ihbarının asılsız olduğunu ise savcı söylemiş "KOVUŞTURMAYA GEREK YOKTUR." Asılsız ihbar ve Asılsız ihbarcı hukuki tanımlardır. Bu suça "ASILSIZ İHBAR", bu suçu işleyene ise "ASILSIZ İHBARCI" denir. Mustafa hukuk öğrencisidir, bunları bilir. Hukuki terimlerden rencide olanların, o terimlerle tanımlanan suçları işlememeleri gerekir. Bakın Mustafa'nın (ya da kankaları Orhan Alkaya'nın ve Yücel Erten'in) galiz küfürleri beni hiç rencide ediyor mu? Etmiyor. Niye? İnanılırlığı yok diye... Çünkü hepsi saçma ve asılsız... Ama ben doğruları söylüyorum, belgeleyebildiğim doğruları: Mustafa'nın "aslsız ihbarcı" olduğu, TC savcısınca tesbit edilmiş, (belgesini gösterebildiğim) bir doğrudur. Evet, doğrular rencide eder, acıtır. Ama mahkeme kararıyla doğrular yok edilemez. Doğrular hep doğru kalır.

      Tamam Mustafa'nın yalan, saptırma, çarpıtma, demagoji ve dezenformasyon yöntemlerini iyi taklit etmişsiniz ama bu o kadar önemli bir başarı değil ki; kötü niyetli olmak koşuluyla herkes becerebilir bunu. Defolun gidin şimdi başımdan! Facebook'ta Mustafa adına yazılan her şeyi Mustafa'nın yazmadığını bizzat Mustafa söyledi. Gerçi bunu bana ettiği küfürlerin sorumluluğundan kurtulmak için söyledi ama ne olursa olsun! Madem ki Mustafa yazdıklarının sorumluluğundan kurtulmak için "benim yerime başkası yazmış" diyebiliyor; ben de bu yazdıklarınızı Mustafa yazmış olamaz diyorum. Eğer kendisini tanıyorsanız gidin Mustafa'ya söyleyin, ihtarda bulunacaksa, kendisi ihtar etsin! Kendi ıslak imzasıyla... Noterden... Uyanıklar sizi!

      SEVGİLİ OKURLAR, YUKARIDA VERDİĞİMİZ BİLGİLERİN DOĞRULUĞUNU TEST ETMEK İÇİN, LÜTFEN, MUSTAFA'NIN "İHBAR DİLEKÇESİNİ" VE SAVCILIĞIN "KOVUŞTURMAYA GEREK YOKTUR" KARARININ RESMİ BELGELERİNİ İNCELEYİNİZ; İKİSİ AYNI SAYFADA VE YALNIZCA BİR TIK ÖTENİZDE:
      http://tiyatroyun.blogspot.com/.../aslsz-ihbarc-lincci...
    • Mustafa Demirkanlı Büktel, ben seni uyarayım dedim... Yorum tabii ki sana ait, bu yorumların da meselenin hukuksal boyutuna katkı sağlar umarım... Keşke bir hukuksal danışmana güvensen ve danışsan... Karar tabii ki senin...
    • Coşkun Büktel Bak hâlâ konuşuyor, utanmazlar! Bunlar yorum değil, bunlar belge! Anladınız mı belge! Belge nedir biliyor msunuz? Belgeli konuşmak nedir biliyor musunuz? Dua edin de yakalanmayın, yoksa bu tehditleriniz size ödeyemeyeceğiniz tazminatlara malolur! Hadi defolun şimdi! Mustafa Demirkanlı'ymış!... Siz kim, Mustafa Demirkanlı kim!! Yalan söylemeyi ve kışkırtmayı bile beceremiyorsunuz!! Hadi ordan!
    • Mustafa Demirkanlı Zamanın birinde, biri birinin eserini kendi eseri gibi sunmuştu, ama sadece isimleri değiştirerek çeviriyi telif gibi sunmuştu... repertuvara da aldırmıştı... Kendi eseri olmadığı ortaya çıktı... Belgeler ortada değil kör gözün parmağınaydı... Bir cümle yazdım: "Hırsızlığı ayyuka çıkmış...." şikayet edildim ve mahkum oldum... Karar duruşmasında ağır ceza mahkemesi o şahıs hakkında kararını vermişti, karar sabitti... duruşma hakimine şunu dediğimi hatırlıyorum. İşte, ağır ceza bu kararı verdi, benim suçum ne? Hakim, hiç unutmayacağım bir yanıt verdi... Olabilir, ama siz de şunu unutmayın, önce biz söyleyeceğiz, sonra siz... Ve cezayı bastı, Yargıtay süreci de aleyhime sonuçlandı... Haklıydım, ama cezayı da aldım... Büktel sen ve Hukuk Prof.'u arkadaşın da tabi ki haklı olduğunuzu düşünüyorsunuz, -ama unutma herkes kendini haklı sanır, bu da doğal- arkadaşın zaten avukatlara, hakimlere ders veriyor, ben sadece yaşadığımı aktarayım dedim... Sen, önceki duruşmada olduğu gibi ne kadar haklı olduğunu anlatırsın... Anlat... Şunu unutma orası edebi tartışmaların yapıldığı kurumlar değil, orada hukuk tartışılır -Hukuk dışında tartışma istiyorsan ben zaten yıllardır gel konuşalım, kaydedip yayınlayalım diyorum.- o da kararlar, içtihatlar, içtihadı birleştirme kararları çerçevesinde tartışılır... Orada duygulara yer yoktur, hukuk somut olgularla ilgilenir... Hakaret ettin mi, etmedin mi? Neden ettiğin mahkemede tartışılmaz... Çok fazla saldırıyorsun, sen kuyumcu, elmas kalemleri taciri değilsin, ekmeğini taştan çıkartan birisin... Şu anda hakkında benim bildiğim 7 soruşturma var, bunların sonrasında ceza davaları olabileceği gibi, hukuk davalarına dönüşme olasılığı da var... Video da açık açık insanlara isim vererek O... Ç.... diyorsun... Büktel, hiçbir hakim "demiş ama bakalım neden demiş" demez, diyemez. Çünkü, sen kimseye O... Ç... diyemezsin, dememelisin de zaten... Tekrar uyarıyorum, hakaretlerini sil. Zaten hakaret etmek bir yazarın kendisini ifade edeceği bir yöntem olmamalı... Hata yapmışsın, olabilir... Sil ve ben de unutayım... Hiç değilse hukukçu bir arkadaşına sor, danış... Sana hakaretlerini yönelttiğin yerde 2. ikazımı yapıyorum... Hakaret içeren açıklamalarını sil, sana tekrar dava açmak zorunda bırakma beni... Hakaretlerinde hala ısrarcıysan seni Cum. Savcılığına şikayet etmek ve ardından hukuk mahkemesinde dava açmanın dışında bir şans tanımıyorsun bana... Keyfiyet senin...
    • Coşkun Büktel E siz işi iyice arsızlığa vurdunuz ama!... Defolun gidin başımdan diyorum, daha ne diyeyim?!! İlle küfür mü edeyin?!! "Sıfır sansür" ilkemi bu kadar da zorlamak, bir insana bu kadar da musallat olmak, bir insanı bu kadar da kışkırtmak olmaz ki!... Hâlâ mı bana hukuk dersi verme numarasıyla kanıtsız belgesiz bir sürü suçamada bulunarak tribünleri aleyhimde dezenforme etmeye,"masum bile olsan, masum yöntemlerle dava kazanılmaz; biz sahtekârlıkla arkadan dolanıp davayı alırız, mahkemede seni yakarız" tehditleriyle gözümü korkutmaya kalkıyorsunuz?!! Hem Hilmi Bulunmaz'dan ödünüz kopuyor, hem de "arkadaşın" diye gizli özne kullanarak ona hakaret ve iftira ediyorsunuz. Orospu çocukları bile bunu yapmaz! Hastirin ordan?!! Kendinize Mustafa Demirkanlı süsü vererek kimi kandırdığınızı sanıyorsunuz? Herkes gayet iyi biliyor ki, Mustafa'nın bu saçmalıkları yazmaya ayıracak bir dakikası bile yok. Hilmi Bulunmaz, Mustafa'nın savcılıkça tespit edilmiş asılsız ihbarı için de 200 milyarlık dava açacağını söyledi. (Bilirsiniz, Hilmi Bulunmaz ve oğlu, vandallara benzemez. Dediğini yapar, verdikleri sözleri asla çiğnemez! Teknede balık ziyafetinden hemen sonra 200 milyarlık bir dava da Hilmi'nin oğlu -hani Afrika'da fink atan- açacak.) Bu yazdığınız şeyleri Mustafa'nın yazdığını bir kanıtlayabilsem, zaten ondan önce ben koşarım savcılığa... Ama Mustafa'nın savcıya ne dediğini biliyoruz: Ben yazmadım benim yerime başkası yazmış. Facebook kayıtları Türkiye'ye vermediğine göre, kimseyi bunları yazanın Mustafa olduğuna inandıramam. Ama siz de beni inandıramazsınız! Mustafa'nın şu an değil bu zırvaları yazmaya, başını kaşımaya bile vakti olmadığını herkes biliyor!! Mustafa zihnini bu zırvalarla yoracağına, şimdi muhtemelen, harıl harıl, para bulmanın, para biriktirmenin, olmazsa bu diyardan gitmenin çaresini düşünmekle meşgul. Mustafa'nın hesabından onun yerine bu zırvaları yazıyorsunuz ama; bugünlerde zaten siniri tepesinde; bir yakalarsa sizi, ne bileyim, muhtemelen göbeğinizden kan alır valla!! Sahtekâr keratalar!! Yeter, bırakın arsızlığı!! Defolun gidin, hangi taş büyükse başınızı oraya vurun!!!

      NOT: Bu arada, hiç sanmıyorum ama bunları yazan gerçekten Mustafa Demirkanlı'ysa, ona cevabım şundan ibaret: Teessüf ederim!
    (Kaynak: facebook)

9 Ocak 2014 Perşembe

Canberk Uçucu "Yahu Hilmi Bulunmaz denen adamı tanımıyorum" dedi

Canberk Uçucu 4 Ocak, 12:49 · İkinci "THEOPE" diye bir eser yok… belki de sizler, bugünün Sophokles'ini öldürüyorsunuz.


9 Ocak 2014, 05:36

Beğen · · Paylaş · Bildirimleri Durdur

  • 11 kişi bunu beğendi.

  • Duygu Atay Ama 2.Sophokles var,kesin dii mi?4 Ocak, 17:17 · Beğen · 1
  • Canberk Uçucu Coşkun Büktel4 Ocak, 23:00 · Beğen · 1
  • Coşkun Büktel İkinci Sophokles hakaretini kabul etmiyorum. Bana karşı cephe alınacaksa, Mustafa Demirkanlı gibi açıkça cephe alınmasını tercih ederim. Ayrıca 1100 kişi bile öldüremediğine göre kimse beni öldüremez. Yani kalem kullanarak öldüremez.5 Ocak, 00:27 · Beğen
  • Coşkun Büktel Zeynep hanım, babanız Theope'ye iftira etti utanmadı. Siz Theope'yi ona buna hangi hakla ikram ediyorsunuz? Siz kendinizi ve babanızı kim sanıyorsunuz?! Pişkinlik rekoru mu kırmaya çalışıyorsunuz? Küstahlığı bırakın!!5 Ocak, 02:26 · Beğen
  • Coşkun Büktel VANDALİZM: Vandalların ya da bir vandalın eylem ve davranışları; kamu ya da şahsa ait varlıkları, özellikle de güzel ve sanatsal olanları, kötücül biçimde ya da cahilce yıkıp yok etme.VANDALIZM: The actions or attitudes of the vandal or of a vandal; malicious or ignorent destruction of public or private property, especially of that which is beautiful or artistic. KAYNAK: WEBSTER'S NEW WORLD DICTIONARY Second College Edition, 1970.5 Ocak, 03:17 · Beğen
  • Coşkun Büktel ZEYNEP NUTKU YİNE KAÇMIŞ! HALBUKİ BENİMLE VE THEOPE'YLE NE KADAR KEYİFLE ALAY EDİYOR, CANBERK'E İSE, DERDİN NE SENİN, NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN, DİYE POSTA KOYUYORDU.5 Ocak, 03:24 · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Büktel niye kızmış anlamadım bence de Canberk haklı, çağımızın Sophokles'i, yeri doldurulamaz bir oyun yazarımızdır kendisi... Theope'sini çok beğendiğimi her zaman ifade ettim ama o oyunu sahneleyecek bir yönetmenin olmayışı bizim şanssızlığımız... Rahmetli Ali Taygun sahnelediğine bin pişman oldu, DT'de sahnelemek isteyen Can Gürzap canını zor kurtardı, umarım Canberk el attı, bir yönetmen bulur, bu oyunu sahneletir, bunu başarırsa omzumda Taksim Meydanı'nda taşıyacağım... Canberk şunu hatırlamalı, Büktel yönetmen tiyatrosuna inanmaz, onun için Canberk yönetmen sıfatını taşıyan bir trafik görevlisi bulmalı, bu konuda zorlanacağını sanmıyorum... Hemen aklına onlarca isim gelmiştir ama zenginleştirmek isterse ben de onlarca isim veririm... Şu onlarcadan biriyle buluştur şu bizim Sophokles'i de biz de huzura kavuşalım... Aklıma çok kıymetli bir isim geliyor... :)) Söylemeyeceğim... Israr etme söylemem...7 Ocak, 03:28 · Beğen
  • Coşkun Büktel Bunlar küfürden beter kışkırtmalar... 7 yıl emek harcayarak yarattığım sanat eseri vandalca bir laubalilikle yıpratılmaya çalışıyor. Vandalizm bu ülkenin tiyatro sanatına kanser gibi nüfuz edip nasıl ve ne zaman böylesine egemen olmuş? (Sıkıştığında inkâr etmek kaydıyla) Mustafa demirkanlı imzasını kullanan şahıs ya da şahıslar bunca hayranı bulunan Theope'yi sureti haktan görünen bir riyakarlıkla böylesine hafife almak cesaretini nerden buluyor? Yüzlerine tükürülmeyeceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyor? Bu gücü nereden alıyorlar? Elbette dostlarımızın pasif, düşmanlarımızın etkin olmasından... Bir de, sıkıyı gördüklerinde yazdıklarını silip örtbas etmeye veya "ben yazmadım, benim yerime başkası yazmış" demeye müsait bir karaktere sahip olmalarından... Neyse, tahammül edeceğiz; öfkeye kapılıp da bu iğrenç kışkırtmalar yüzünden kışkırtıcıları sansür etmeyecek, "sıfır sansür" ilkemizden vazgeçmeyecek, asla onların seviyesine inerek onlar gibi sansürcü olmayı kendimize layık görmeyeceğiz.7 Ocak, 04:13 · Beğen
  • Coşkun Büktel (Sıkıştığında inkâr etmek kaydıyla) Mustafa demirkanlı imzasını kullanan şahsın silip örtbas etme ihtimaline karşı yukarıdaki yazısını buraya da kaydediyorum:"Büktel niye kızmış anlamadım bence de Canberk haklı, çağımızın Sophokles'i, yeri doldurulam...Daha Fazlasını Gör7 Ocak, 04:25 · Beğen
  • Coşkun Büktel Evet, Büktel yönetmen tiyatrosuna karşıdır. Bu bir sır değildir. Büktel bu konuda "Yönetmen Tiyatrosuna Karşı" başlığıyla hiçbir yönetmenin asla itiraz edemediği somut kanıtlarla dolu, 360 sayfalık bilimsel bir eleştirel inceleme kitabı yayınlamıştır. Yılmaz Onay'a haddini bildirmemden beri (Bakınız:http://www.coskunbuktel.com/buktelonaybir.htm) hiçbir yönetmenin yüzleşmeye cesaret edemediği bu kitap, itiraz edilemeyen bilimsel ağırlığıyla ortada dururken, Mustafa Demirkanlı imzasını kullanan şahsın yönetmen tiyatrosuna inanmayan Büktel'le alay etmeye kalkışması; ülkemizde vandalizmin en somut örneklerinden biridir. Kaybedecek saygınlıkları bulunduğu için bütün yönetmenler susarken, yönetmen tiyatrosu konusunda Büktel'le ancak (o konuda kaybedecek hiçbir saygınlığı bulunmayan) sıradan birinin karşı çıkması; benim değil ülkemiz tiyatrosunun makus talihi ve utancıdir. Bu utancı, Mustafa'nın iftirayı kapak yapmış tiyatro dergisine reklam adı altında halkın parasını akıtarak beslemiş ve beslemekte olan ödenekli tiyatro yöneticilerimiz, (Mustafa Kurt, Lemi Bilgin, Ayşenil Şamlıoğlu, Orhan Alkaya, Hilmi Zafer Şahin, Yücel Erten, vb) tiyatro tarihinin kendilerine yüklediği sorumluluğun ağırlığı altında ezilmekten, öldükten sonra dahi kurtulamayacaklar.7 Ocak, 05:48 · Beğen
  • Coşkun Büktel VANDALİZM TERİMİNİN BİLİMSEL ANLAMINI BİR KEZ DAHA HATIRLAMAMIZDA YARAR VAR:VANDALİZM: Vandalların ya da bir vandalın eylem ve davranışları; kamu ya da şahsa ait varlıkları, özellikle de güzel ve sanatsal olanları, kötücül biçimde ya da cahilce yıkıp yok etme.VANDALISM: The actions or attitudes of the vandal or of a vandal; malicious or ignorent destruction of public or private property, especially of that which is beautiful or artistic.KAYNAK: WEBSTER'S NEW WORLD DICTIONARY Second College Edition, 1970.7 Ocak, 05:52 · Beğen
  • Canberk Uçucu Benim bir tiyatro adamı olarak tek idealim var (1996 Türkiye Tiyatrolar Kurultayında açıklanmış ve basılmıştır); "Evrensel alanda yerini bulmuş bir Türk tiyatrosu geleneği oluşturmak". Kalemi ile dünyayı değiştirebilecek isimler, bunun bir parçası olmakla birlikte; oyunculuk ekollerinden, reji anlayışlarına, dramaturgi geleneğinden, eleştiri kuramlarına ve bu alanlara tiyatro insanı yetiştiren okulların, kitapların ağzından konuşmak yerine, düşünen ve kendi fikirleri ile varolan insanlar yetiştireceği bir düzlem. Coşkun Büktel'de bence bu hayalimin bir parçası (zaten benim yazar diyebildiğim insan sayısı, iki elimin parmaklarını geçmiyor). Şimdi Büktel, başka bir yazarın öncülü olarak gösterilmesine kızmış olabilir ve bunda da bir anlamda haklıdır. Ne var ki ben, hiçbir sanat ve düşün adamının öncülleri olmadan varolabileceğine (yani gökten zembille ineceğine) inanmam; tam da bu noktada, benim yerli yazar olarak gördüğüm Sophokles de gerçekten iyi olan birkaç yazarın öncülüdür. "Theope'ye" gelince; zamanında gerekli saygıyı görmeyip, yıllar sonra günah çıkarırcasına üzerine saldırılan o kadar çok başyapıt sayarım ki, hepimiz sıkılırız… Ortada eser yok edebilen bir Engizisyon olmadığına ve bu çağda herhangi bir yapıt yok edilemeyeceğine göre; "Theope" zaten yerini bulacaktır (edebi eser olarak duyulan saygı zaten ortadadır). Şimdi baştan belirteyim bu bir karşılaştırma, ya da benzetme değil; rahmetli Güngör Dilmen de aynı ötekileştirmeye maruz kalmış yazarlarımızdan olmakla beraber, burnundan kıl aldırmayan bir insandı… Yine de bize -ki o dönem tektir- "Hasan Sabbah'ı" sahnelemek konusunda izin verdi ve biz de kendisini -yaptığımızı bir oldu bittiye getirmek yerine- oyunun genel provasına davet ettik, eleştirilerini aldık ve kendi fikrimizi kıyasıya savunduk (ki gerçekten ciddi teknik sonrunları olan, tarihsel açıdan yanlışlar içeren ve Hayyam'ı konu ederken,onun şiirine hiç değinmeyen bir metindir), sonuçta oyunu oynadık ve başarılı da olduk. Olağanüstü yeteneklere, öngörüye ve yaratıcı bir hayal gücüne sahip olmadıkça ben de yönetmen tiyatrosuna karşıyım; bu noktada isimleri saymak için tek elim yetiyor da artıyor bile… Ben yöneticiyken bir çok iyi şey yapmanın yanısıra, hatalar da yaptım; ne var ki her seferinde özür diledim. Özür dilemeyi bir onur meselesi yapmak yerine, baş koyduğumuz yolda, yapılması gerekli ve önemli bir erdem saydım. Değil mi ya, benim tavır koymamdan çok daha önemli bir şey, tiyatro sanatı varken, özür dilemek, hem de hatan için özür dilemek nedir ki...7 Ocak, 10:53 · Düzenlendi · Beğen
  • Coşkun Büktel Bu konuyu tartışmaya gerek yok: Theope, ben nasıl istersem öyle yönetilecek ya da benim yönetmem kabul edilecek veya ben sağken yönetilmeyecek. Türkiye'de Canberk'in "olağanüstü yeteneklere, öngörüye ve yaratıcı bir hayal gücüne" sahip diye tanımladığı yönetmen kim diye sorulsa, tiyatrocuların büyük çoğunluğu, sanırım Yücel Erten'in adını verir. Yücel Erten benim de Türk tiyatrosunda gördüğüm en iyi yönetmendir. Ama benim standartlarıma göre vasat bile değildir. "Yönetmen Tiyatrosuna Karşı" da Yücel Erten'in bırakın "olağanüstü yeteneklere, öngörüye ve yaratıcı bir hayal gücüne" sahip olmayı, saçmalamamayı bile başaramadığını, somut ve bilimsel örneklerle göstermiş bir yazar olarak, Türkiye'de Theope'yi gözü kapalı emanet edebileceğim "olağanüstü yeteneklere, öngörüye ve yaratıcı bir hayal gücüne" sahip bir tek yönetmen bile bulunmadığını iddia edebilirim. Öyle bir yönetmen varolsa, tiyatromuza egemen olan vandalizme verdiği tepkiden ve aldığı bir yığın karşı tepkiden derhal fark ederdim kendisini... Umarım, bu son açıklamam olur ve bundan sonra hiç kimse Theope'nin nasıl yönetilmesi gerektiği bahanesiyle, Theope'yi sinsice itibarsızlaştırma çabasına girerek vandalizm yapmaya kalkışmaz. Theope'yi gerçekten seven insanlar varsa, onlara Theope'nin nasıl ve kim tarafından yönetileceği konusunda geyik yapmak yerine, cesaretlerini toplayıp, Theope'yi sinsi ya da açık her türlü iğrenç yöntemle itibarsızlaştırmaya çalışan vandalizme karşı mücadele etmelerini tavsiye ederim. Vandalizmle mücadele, medeniyet mücadelesidir. O mücadeleden yan çizerek, vandallarla iyi geçinerek, ne sanat yapılabilir ne de doğal olarak, Theope.7 Ocak, 11:24 · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Canberk, geçmiş olsun... Yıllar önce Coşkun Beşiktaş'daki ofise geldiğinde şunu söylemiştim: "Coşkun, bir an önce öl de şu Theope kurtulsun", aldığım yanıt şuydu: "Zor biraz, varislerime vasiyetim olarak söyledim, kimsenin sahnelemesine izin vermeyecekler" O gün bugündür anlayamamışımdır, Coşkun neden Theope sahnelenmiyor diye hırçınlık yapıyor. Sanırım hiçbir kurum da, geçmişinde hiç oyun sahnelememiş birine "hadi gel kendi oyununu sahnele" demez, diyemez... Coşkun, dalga geçtiğimi söylüyor ama Theope gerçekten beğendiğim bir metin, izin verse çok da iyi sahnelenebilir ama mümkün değil, Coşkun yazdığı oyununun esiri olmuş, kurtulması da çok zor.7 Ocak, 16:29 · Beğen
  • Coşkun Büktel Günün birinde Mustafa'nın bu yazdıklarının Mustafa tarafından yazıldığını kanıtlarsam, Mustafa bu yazdıklarının hukuki sonuçlarına katlanmakta epeyce zorlanacak.7 Ocak, 22:42 · Beğen
  • Canberk Uçucu Bu yazıyı yazan Mustafa Demirkanlı'dır Coşkun; Mustafa, benim yazımdan yola çıkan bir fikir beyanı gibi yazdığın şey, gerçekte benim yazımla ilgisi olmayan bir gol atmak çabası..! Lütfen Yazdıklarımı saptırmayın, ben "Theope'ye" yerini vermek, ya da onu fetiş kılmak için yazmadım yazımı, Büktel çocuğunu kime emanet etmek ister, ya da kime güvenir bilemem; ama hakkı olanın üstüne bizim konuşmamız, zırvalamaktan öteye gitmez. Ayrıca ben artık, Büktel'e benim yazılarım üzerinden yapılacak her ironiye, şakaya, saçmalamaya ya da hakarete ağır tepki göstereceğimi açıkça belirtirim! Beğenelim, beğenmeyelim Büktel "Theope'nin" yaratıcısı ve hamisidir, çocuğu için en iyi bilen odur, haksız suçlamalara ve yalanlara maruz kalan da o'dur… Ben sahnelenmesinden önce, eserin ve yazarın onurunun korunması ve hakkının verilmesi üzerinde dururum. LÜTFEN BENİM ALANIMI KULLANARAK BÜKTEL'E ya da "Theope'ye" saldırmayın kalbinizi kırarım...Dün, 00:53 · Düzenlendi · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Canberk, yeni gördüm yazını... Ben şaka yapmadım, dalga da geçmedim... Sana "Geçmiş olsun" derken, yıllardır izlediğim bir filmin tekrar ekrana gelmesi nedeniyleydi, Büktel de açıkladı zaten: " Türkiye'de Theope'yi gözü kapalı emanet edebileceğim "olağanüstü yeteneklere, öngörüye ve yaratıcı bir hayal gücüne" sahip bir tek yönetmen bile bulunmadığını iddia edebilirim. Öyle bir yönetmen varolsa, tiyatromuza egemen olan vandalizme verdiği tepkiden ve aldığı bir yığın karşı tepkiden derhal fark ederdim kendisini..." sen bu koşullarda bu oyunun sahnelenmesini nasıl sağlayacaksın ki? Şakir sahnelemeyi düşünür, yıllardır her karşılaştığımızda şunu söylemişimdir: "Şakir, sahnele şu oyunu, senin dışında kimseye güvenmez Coşkun, sen zaten niyetlisin, hareket et, sahnele de hepimiz huzura kavuşalım" demişimdir, Şakir yaşıyor, sorulabilir... Öyle büyük harflerle benim alanımı kullanmayın filan postası atmaya kalkışma, Coşkun'la eğlenin, sahnelenmesine çalış, sahnelet biz de izleyelim... Hastalıklı durum sana da mı bulaştı. Konuyu Coşkun'a getirirsen: "...BÜKTEL'E ya da "Theope'ye" saldırmayın kalbinizi kırarım..." dersen söyleyeceklerim olur. Theope'ye saldıran yok, Theope'yi savunabilirsin, ben de savunurum ama Coşkun dersen "dur orada" derim... ya da durma Coşkun'u konuşalım, o da katılabilir konuşmaya... Sana videoya alıp yayınladıkları, küfürleri 2.5 sayfa olan bant çözümlerinden sadece bir bölüm aktarıyorum: (Şu anda Theope konuşmuyoruz, Coşkun ve onun yakın arkadaşı Elmas kalemleri uluslararası taciri Hilmi Bulunmaz'ı konuşuyoruz...) "Hilmi Bulunmaz: … açık seçik yalancı, pespaye, alçak olduğunu söylüyor, suratında hâlâ tazeliğini koruyan alçak, pespaye, şerefsiz DEMİRKANLI gibi sol memesinin altında yürek yerine lağım çukuru bulunan reziller…Coşkun Büktel: Bu benim lafım, benim buluşum, Hilmi'ye söylemiştim…Hilmi Bulunmaz: Hayır hayır, ben zaten o yazımda Coşkun Büktel'e katkılarından dolayı teşekkür ederim demiştim. ..Coşkun Büktel: Bu benim Hilmi'ye hediyemdir." Coşkun'a laf söyletmem dersen, "dur bakalım" derim, "sen bunu üslubu mu savunuyorsun?" diye sorarım... Kalibre bu, Theope ayrı, bilmem anlatabildim mi? Yukarıdaki küfürlerin yüzde birini sana yapsam, naparsın Canberk... Bu aktardığım bu ikilinin hala yayında olan küfürlerinin sadece bin de biri...15 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Arşiv:MUSTAFA DEMİRKANLI TARAFINDAN BANA YÖNELTİLMİŞ EN SON VE EN GALİZ KÜFÜRLERDEN BİR ÖRNEK:Büktel, sen ne kadar korkak bir adamsın ve sen ne kadar yalanı ilke edinmiş bir adamsın ve sen Büktel ne kadar iftiracı bir adamsın. Adamsan karşıma çık, ne diyeceksen yüzüme söyle, bunu sana defalarca söyledim ve sen hepsinde kaçtın... Sadece yalan, iftira ile yaşamayı tercih ediyorsun. Eğer sen adamsan, karşıma çıkamıyorsan sıkıştığın yerde adımı kullanma! Bu takma ismlilerin sahibi tam bir orospu çocuğudur, bunları bana maletmeye kalkan da kendi sıfatını kendine yakılştırsın ama Büktel bir daha belgesiz konuşmam deme, eğer utanma duygun varsa. Tekrar ediyorum, bu takma isimlileri yaratan Orrospu çocuğudur!!! Sakın bana küfrettin deme! Ben şerefsizlere küfrediyorum, o şerefsiz elini kaldırırsa, "benim o derse" ben de evet o elini kaldırana küfrettim diyeceğim. Karşıma çıkmadan bu iftiralarla yaşamayı tercih ediyorsan bu ancak sana yakışır. Pis iftiracı, yalancı... Yüreğin ve kendine güvenin varsa karşıma çık pis iftiracı... Utanma duygusunu yitirmiş sahte yazar...KAYNAK:http://www.coskunbuktel.com/bukteldemirkanlineicti.htm15 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Arşiv:MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN DAHA ESKİ KÜFÜR REPERTUARINDAN BAZI ÖRNEKLER:- ilk tepkim ANA AVRAT SÖVMEK oldu,- insanlıktan nasibini alamamış, kendini sosyalist ilan eden bu meczup- ŞEREFSİZ bir insan müsveddesi- İyi ki o tarihte karşılaşmamışım bu satırlarla, TEPKİM ÇOK DAHA BÜYÜK OLURDU.- terbiyesiz.- Ama bu pespaye adam, korkaktır, alçaktır- Ama, bukalemun Bulunmaz’lar,- Coşkun Büktel-Hilmi Bulunmaz ilişkilerinin boyutunu, hacker’lık serüvenlerini, yalanlarını...- Arsızlığın ve utanmazlığın bu kadarı- çünkü artık asla bu lanetlilerin sitelerinde işim olmayacak.- Büktel için, kendisini pohpohlayan bir yayıncının Hacker’lık yapmasında hiç bir ahlaki sorun yoktur.- Siteyi H. Hilmi Bulunmaz kendilerinin hacklediğini açıkladı.- yayınevi-matbaa eşkıyalarca basıldı- Büktel’in hackerlarla kol kolalığı- Birini susturmak için sitesini basıp hacklemek kadar, buna sessiz kalmak da ahlaksızlıktır.- Bu adam epey sahtekârlık yapıyor- bu tür yalanların Bulunmaz-Büktel ilişkisi için önemli olmadığını- okurları kandırmaya devam etti- Bu yalan ise Hilmi Bulunmaz’ın yalanı olduğu için Büktel’i hiç ama hiç ilgilendirmedi.- Büktel kör, sağır ve dilsiz- Her ikisini de Türk tabiplerine havale ediyorum.KAYNAK:http://tiyatroyun.blogspot.com/.../tiyatro-kamuoyunu...15 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Arşiv:BİZ, İĞRENÇ SUÇLARINI (YALANLARINI, İFTİRALARINI, SAHTEKÂRLIKLARINI) BELGELEYEBİLDİĞİMİZ(Kaynak:http://hilmibulunmaz.blogspot.com/.../burak-caney-fotoraf...)TAKMA İSİMLİ İNTERNET SAPIĞI BURAK CANEY'E SADECE "OROSPU ÇOCUĞU" DİYORUZ;MUSTAFA DEMİRKANLI İSE; TAKMA İSİM KULLANMAK VE DERGİSİNİ KALİTESİZ BULDUĞU İÇİN MUSTAFA'NIN "DERGİMDE YAZ" TEKLİFİNİ REDDETMEK DIŞINDA HİÇBİR SUÇU BULUNMAYAN/BİLİNMEYEN/BELGELENMEYEN, AVİ MARAŞLIYAN HAKKINDA BAKIN NELER SÖYLÜYOR:"YÜZSÜZ, KALİTESİZ, PİSLİK, AŞŞAĞILIK, ŞEREFSİZ, İNSANLIK DÜŞMANI, SAHTEKAR, KÖPEK, KORKAK, KİMLİKSİZ, NAMUSSUZ, ORROSPU ÇOCUĞU"...(Kaynak:https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/714747705210009)15 saat önce ·Beğen
  • Coşkun Büktel BEN SERT ELEŞTİRİRİM AMA ASLA YALAN SÖYLEMEM!15 saat önce· Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Canberk, ben bir şey söylemeyeyim, Theope yazarını izleyelim, öğreneceğimiz çok şey vardır mutlaka...14 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel "YÜZSÜZ, KALİTESİZ, PİSLİK, AŞŞAĞILIK, ŞEREFSİZ, İNSANLIK DÜŞMANI, SAHTEKAR, KÖPEK, KORKAK, KİMLİKSİZ, NAMUSSUZ, ORROSPU ÇOCUĞU" ŞEKLİNDE, MAKİNELİ TÜFEK KADAR HIZLI VE SERİ KÜFREDEN BİRİ, ZERRE KADAR UTANMASI OLSA, İNSANLARI KÜFÜR VE HAKARETLE SUÇLAYACAK EN SON KİŞİ OLDUĞUNU BİLİR.AMA MUSTAFA'NIN ZERRE KADAR UTANMASI OLSA, ZATEN EN ÖNCE İFTİRA ETTİĞİ "THEOPE"Yİ SEVDİĞİNİ SÖYLEMEZ; SEVDİĞİNİ SÖYLEDİĞİ THEOPE HAKKINDA (CANBERK'İN AYARINA RAĞMEN) O LAUBALİ VE YILIŞIK ÜSLUBUNU İNATLA SÜRDÜRMEYE DEVAM ETMEZ! THEOPE, MUSTAFA GİBİLERİN, (HELE BİR DE İFTİRA ETTİKTEN SONRA) AĞIZLARINI ÇALKALAMADAN ADINI AĞIZLARINA ALMAMASINI GEREKTİRECEK KADAR ÖNEMLİ BİR KÜLTÜREL DEĞERİMİZDİR.14 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Canberk, Coşkun'un bir önceki yorumunu neden sildin? Çok kötüsün hatta sansürcü...14 saat önce · Beğen
  • Canberk Uçucu Mustafa; Öncelikle benim konum; ne Hilmi Bulunmaz, ne de Coşkun Büktel ile senin arandaki kan davası. Ben "Theope'ye" ve "Theope" üzerinden Coşkun Büktel'e haksız bir saldırı başlatıldığını düşünüyorum ve özellikle bu saldırıyı başlatanlardan özür dilemelerini bekliyorum. Tam da bu konu ve "Theope" üzerine yazarken, sen ve başkaları bu durumu komik bulmuşsunuz gibi değerlendirmeler yaparsanız ben de kızarım… Şakir'in yıllardır sahnelemek istediğini biliyorum, ama sahneleyememesindeki en önemli nedenlerden birinin de; "Theope" üzerine başlatılan altı boş, gerçek dışı suçlamalar olduğunu düşünüyorum. Coşkun Büktel günün birinde kime izin verir, kime oyununu teslim eder bilemem, ama ben denemedim demeyeceğim, işte bunu biliyorum. Ayrıca Mustafa; "Theope'ye saldıran, daha doğrusu eser üzerinden Coşkun Büktel'e saldıran, saldıranlar var! Ben bu durumu ciddi, etik bir sorun olarak görüyorum ve düzeltilmeden de, bir çok tiyatro adamına bakışımı gözden geçireceğim. Mustafa; ben kimseye posta koymam, ben yapacaklarımı söylerim ve senin de bildiğin üzere yaparım. Yaparım çünkü benim bir yazım üzerinden -ki yazı tamamı ile, "Theope ve Coşkun'a olan beğeni ve tiyatro adamlarına yapılan çağrı üzerinedir- adeta dalga geçilir gibi yorumlar gelirse, benim tanımlamam üzerinden, beni ve Coşkun'u küçümseyen laf atmalar olursa kırılırım ve ben de yapanları kırarım… "Hastalıktan" ne kast ettiğini anlamadım, ben terbiyemi bozmadan, benim alanımda, benim yazımı kullanarak bu saldırıları yapamazsınız dedim. Eğer bu sana hastalıklı geliyorsa, evet hastayım… Tiyatro adamı olarak; beni ve tiyatro sanatını ilgilendiren asal konunun Theope" olduğunu düşünüyorum. İşin ilginç ve bizim için acı olan yanı; sonsuza kadar yaşayacak bir eser ile, o eserin cümleleri arasında sonsuza kadar gezecek olan kalem değil de, bu gidişle ölümleri, son nokta olacak, senin ve benim gibi fanilerin bu konu üzerinde tartışması…14 saat önce · Beğen
  • Canberk Uçucu Bu arada ben kimsenin yazısını falan silmedim, silmem de...14 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Önce son yorumuna yanıt... Sen silmedin tabii, Coşkun sildi... yukarıdaki yazını okuyorum, henüz bitmedi ama iyi bir noktaya gittiğini söyleyebilirim...14 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Gelelim, üstteki yazına... Canberk şu konuda anlaşabiliyorsak, devam edelim... Theope konuşmuyoruz, coşkun konuşuyoruz adam da yıllardır şunu söylüyor: Bu oyunu sahneleyecek kimse yok bu ülkede" sonra Şakir'in sahnelemesi gündeme gelince, "bir tek Şakir sahneleyebilir" diyor sonra o da henüz sahnelemediği için dönüyor, "kimse yok" diyor... Sana bunun için geçmiş olsun dedim, yönetecek birini bulamazsın, dedim... haa bul, sahnelesin, yapacağın en büyük katkıyı yapmış olursun... Haa, benim alanımda, konuşma, Coşkun'a laf söyletmem dersen, kesinlikle uyarım, ağzımı bile açmam...14 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Sanki ben sildim mi, Canberk? Konuyu önüne koyduğum küfür belgelerinden saptırmaya çalışıyor. Oysa küfür konusunu kendisi açmıştı.14 saat önce· Beğen
  • Canberk Uçucu Evet lütfen buradan müstehzi yorumlarda bulunma Musatafa, benCoşkun Büktel'e saygı duyuyorum, evet belki kızıyorum, kavga ediyorum ve kendi doğrularım için tartışıyorum ama saygı duyuyorum. Ki bir çok saldırının da, sırf kendi olduğu ve bundan -bizim doğrularımıza uymasa bile- taviz vermediği için yapıldığını düşünüyorum...14 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Canberk, bir ek. "ne Hilmi Bulunmaz, ne de Coşkun Büktel ile senin arandaki kan davası." dediğini şimdi fark ettim ve susuyorum... Coşkun ve Hilmi evimi yakmayacaklardı, benim gizli çekilmiş videolarımı yayımlamayacaklardı... Bunları anla diye yazıyorum (Bu adamlar iftira attı diye dava açabilirler, onun için açıklama yapıyorum, bir espri) Canberk, sen akıllı bir adamsın. Benim bu iki şahısla ne gibi bir kan davam olabilir, Mehmet Akan'a öldüğünde küfredildiğinde haykırdığım için, Lale Oraloğlu'na ölümü soğumadan hakaret edildiği için, Meral Okay'ı henüz toprağa vermediğimiz bir saatte yapılan hakaretlere yanıt verdiğim için (hala yargılanıyorum) ve sen "senin arandaki kan davası" diyebiliyorsun... Canın sağ olsun Canberk...14 saat önce · Beğen
  • Canberk Uçucu Yahu Hilmi denen adamı tanımıyorum bile Mustafa…14 saat önce ·Beğen
  • Coşkun Büktel Ayrıca o dedikleri şeyler için Hilmi'yi yazarak ben de eleştirmiştim.14 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Ama bu sayfada Hilmi yok ve facebook'a asla yazı yazmıyor. Adam gibi bir adamın Hilmi'yi, Hilmi'nin cevap vereceği yerde suçlaması gerekir. Ayrıca suçun şahsiliği diye evrensel bir hukuk kavramı var. Yıllardır Hilmi'yi, hep facebook'ta, benim sayfalarımda, araya beni de katarak suçluyor. Bu konuda yazılmış en az 30 yazım var. Umursamıyor. Bildiğini okuyor. Onunla tartışmanın, onu terbiye etmenin oluru yok.14 saat önce · Beğen
  • Canberk Uçucu Mehmet Akan benim hocam ve ustam ve dostumdu, Mustafa bunu sen de biliyorsun, ona küfür edene ben de ederim, kendisi son derece kibar bir insandı… Son oyunu "BEDREDDİN'in" yönetmen yardımcısı ve başrol oyuncularından biriydim, hatta hastalanınca oyununu bana emanet etmişti rahmetli… Ölülere küfür edenlerle benim işim olmaz, evet ölü diri herkes eleştirilebilir, ama ölüye küfür edenin BENİM İNDİMDE YERİ YOKTUR! "Bedreddin" aniden, seyircisi olduğu halde kaldırılınca, kimse beni ve kızı Şirvan'ı duymamıştı...14 saat önce · Düzenlendi · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Mehmet akan benim de dostumdu, ölüm döşeğindeydi, kan arıyordur, kan ter içinde,,, işte bu Coşkun'un kankası o ağır hakaretlerini yazdığında tanıdım, biri ikaz edince tanıdım14 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı demim Coşkun benim küfürlerim deiye yayınladı ya birşeyşler14 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı işte onlardan önemli kısmı Mehmet akan'a yapılanlardan sonra ettiğim küfürler, hala da ediyorum o küfürleri14 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel "YÜZSÜZ, KALİTESİZ, PİSLİK, AŞŞAĞILIK, ŞEREFSİZ, İNSANLIK DÜŞMANI, SAHTEKAR, KÖPEK, KORKAK, KİMLİKSİZ, NAMUSSUZ, ORROSPU ÇOCUĞU" gibi seri küfürler de mi Mehmet Akan yüzünden edilmişti?14 saat önce ·Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Tanıma daha iyi, akıl ve ruh sağlığın için... Sadece şunu söyleyeyim, Coşkun'un tamamen desteklediği insan... Coşkun'u bu yanıyla da tanı diye söylüyorum... demin aktardığım küfürler vardı ya birlikte videoya alıp yayınladıkları küfürler... Birlikte oluşturdukları bir eser... Hilmi'yi tanıma, gerçekten tanıma... Senin hocana, benim dostuma küfreden şahıs o... Coşkun'un yakın arkadaşı olan kuyumcu... Neyse asabım bozuluyor... Tekrar edeyim, Theope'yi hiç tartışmadım, Theope yazarına ise zerre kadar saygım yok...13 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Tanıma zaten Canberk, senin hocana benim arkadaşıma Mehmet Akan'a ölüm döşeğinde küfreden şahıs, Büktel'in çok yakın arkadaşı.. gir sitelerine gözlerinle gör...13 saat önce · Beğen
  • Canberk Uçucu Mehmet ağabeye yapılan her galiz saldırı beni de hedef alır, buradan ona bir saldırı yapılsa, ben de misliyle cevap veririm Mustafa, ama Coşkun Büktel'e de yaptırmam aynı saldırıyı… Entellektüel bir tartışmanın dışında, herhangi bir saldırı, sorgu ya da alay beni de hedef alır… ben de bir çok konu için yargılandım, 39 kere hakkımda soruşturma açıldı, aileme hakaret edildi, yanlız bırakıldım, kalp ameliyatı masasına yattım ama doğrularımdan vazgeçmedim, şimdi de niyetim yok!13 saat önce· Beğen
  • Coşkun Büktel Saygı duyduğu Theope'ye dergisinin kapağından iftira attığna göre, saygı duymadığı Coşkun Büktel'e (acaba fırsat versek) neler yapabilirdi düşünmek gerek. Mehmet Akan'a sevgisinin Theope'ye sevgisinden daha az sahte olduğunu sanmıyorum.13 saat önce · Beğen
  • Canberk Uçucu Gerçekten iki dostum ölümcül halde hastahanede, canlarıyla uğraşıyor, onları yanlız bıraktım ve bu tartışmaya daldım. Birine yatak dahi bulamadık iki gündür acilde yatıyor, tiyatro camiasından yine tık yok! Bir ablamızı gömdük, mezarına gelenler, o gün gömülenlerden daha azdı; ama iş birbirimizi yok etmeye geldiğinde, hemen birlik oluveriyoruz… Neyse ben kaçtım, oyundan hastahaneye geldim, şimdi de eve döneceğim...13 saat önce · Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Canberk ya ben anlatamıyorum ya sen anlamıyorsun, sanırım sen anlamıyorsun... Coşkun'un demin yayınladığı "Mustafa'nın galiz küfürleri" dedikler, Mehmet Akan'a yapılanlardan sonraki küfürlerim, bu adam yani Coşkun, arkadaşına yapılan küfürleri savunuyor, ben o küfürleri Mehmet Akan ölüm döşeğindeyken küfredenlere küfrettim.. Sen Büktel'ine laf söyletme, ne diyeyim... Ben sizi baş başa bırakayım, biri Mehmet Abi'ye, Meral'e, Lale Hanım'a ölümlerinden sonra küfretsin, sadece dizilerde oynuyorlar diye, Mehmet Abi'ye sarhoş desin.... Lafım bitti Canberk... Size hayırlı işler...13 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Canberk, konumuz Hilmi Bulunmaz ya da Mehmet Akan değil. Mehmet Akan konusunda Hilmi'yi tehdit edeceksen, lütfen, facebook'tan etme! Sitesine yayınlanmak kaydıyla mail gönder. Ne yazarsan yaz, asla sansür etmez, yayınlar ve cevabını verir. Ama bu sayfanın konusu Mustafa'nın, (Ne Hilmi'yle ne de Mehmet Akan'la hiçbir ilgisi bulunmayan şu seri küfürleri: "YÜZSÜZ, KALİTESİZ, PİSLİK, AŞŞAĞILIK, ŞEREFSİZ, İNSANLIK DÜŞMANI, SAHTEKAR, KÖPEK, KORKAK, KİMLİKSİZ, NAMUSSUZ, ORROSPU ÇOCUĞU"Kiminle ilgisi olduğu şu linkin ucunda:https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/71474770521000913 saat önce ·Beğen
  • Mustafa Demirkanlı Daha iyi anla diye, hani Coşkun, Hilmi facebook'da yok filan diyor ya... Tabii ki gerçek değil... Bu tartışmayı izlemiş ve meydan okur gibi şimdi, tekrar yayınlamış: ""Mehmet Akan yoğun bakıma alınmış......Halkın ruhunu yok eden televizyon canavarına ruhunu teslim eden Mehmet Akan, yıllar önce ölmüştü. 67 yaşında bir ceset olan Akan'ın fiziksel ölümü pek bir anlam taşımıyor... (7.7.2006)" Bu kalibredeyiz Caberk...13 saat önce · Beğen
  • Coşkun Büktel Canberk, konumuz Hilmi Bulunmaz ya da Mehmet Akan değil. Mehmet Akan konusunda Hilmi'yi tehdit edeceksen, lütfen, facebook'tan etme! Sitesine yayınlanmak kaydıyla mail gönder. Ne yazarsan yaz, asla sansür etmez, yayınlar ve cevabını verir. Ama bu sayfanın konusu Mustafa'nın, (Ne Hilmi'yle ne de Mehmet Akan'la hiçbir ilgisi bulunmayan şu seri küfürleri: "YÜZSÜZ, KALİTESİZ, PİSLİK, AŞŞAĞILIK, ŞEREFSİZ, İNSANLIK DÜŞMANI, SAHTEKAR, KÖPEK, KORKAK, KİMLİKSİZ, NAMUSSUZ, ORROSPU ÇOCUĞU"Kiminle ilgisi olduğu şu linkin ucunda:https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/71474770521000913 saat önce ·Beğen
  • Coşkun Büktel Canberk bu adam yukarıda sana dedi ki:"bu adam yani Coşkun, arkadaşına (Mehmet Akan, CB) yapılan küfürleri savunuyor". İğrenç ve aptalca bir yalan... Benim bu sayfada bile, Mehmet Akan ve Lale Oraloğlu adları anılır anılmaz, şöyle bir yorum yaptığımı herkes kolayca görebilir: "Ayrıca o dedikleri şeyler için Hilmi'yi yazarak ben de eleştirmiştim." Evet, Akan ve Oraloğlu'nun ölümleri ardından yazdığı yazılar nedeniyle ben Hilmi'yi eleştirmiş, ölülere saygı göstermesi gerektiğini belirtmiştim. (Google araştırmasıyla kolayca bulunabilir. Mustafa "yalan" diyebilirse, gözüne sokarım.) Ölülerin ardından sert eleştiri yapılması bizim Hilmi'yle mutabık olmadığımız ender konulardan biri. Bunu en iyi bilen kişi, Mustafa Demirkanlı'dır. Ama bunu kendisine yüz kere hatırlattığım halde, bana yalan söylüyorsun diyemediği halde, Mustafa aynı suçlamadan asla vazgeçmedi ve sürekli olarak her başı sıkıştığında hâlâ aynı yalanla mürekkep salıp suyu bulandırarak, teşhir ettiğim haltlarını (yalan, iftira, saptırma, çarpıtma, demagoji) örtbas etme gayretini sürdürüyor.Bu kadar rahatça ve bu kadar sıkça yalan söyleyebilen biriyle hakaret etmeden muhatap olmak çok zor. O nedenle direkt muhatap almamaya özen gösteriyorum. Küfürlerin çoğunu Mehmet Akan yüzünden ettiğini söyledi, di mi? Oysa kaynak linkine bakılarak rahatça görülebileceği üzere, Mustafa'nın bana ettiği şu küfürlerin Mehmet Akan ya da Lale Oraloğlu'yla hiçbir ilgisi yok:Büktel, sen ne kadar korkak bir adamsın ve sen ne kadar yalanı ilke edinmiş bir adamsın ve sen Büktel ne kadar iftiracı bir adamsın. Adamsan karşıma çık, ne diyeceksen yüzüme söyle, bunu sana defalarca söyledim ve sen hepsinde kaçtın... Sadece yalan, iftira ile yaşamayı tercih ediyorsun. Eğer sen adamsan, karşıma çıkamıyorsan sıkıştığın yerde adımı kullanma! Bu takma ismlilerin sahibi tam bir orospu çocuğudur, bunları bana maletmeye kalkan da kendi sıfatını kendine yakılştırsın ama Büktel bir daha belgesiz konuşmam deme, eğer utanma duygun varsa. Tekrar ediyorum, bu takma isimlileri yaratan Orrospu çocuğudur!!! Sakın bana küfrettin deme! Ben şerefsizlere küfrediyorum, o şerefsiz elini kaldırırsa, "benim o derse" ben de evet o elini kaldırana küfrettim diyeceğim. Karşıma çıkmadan bu iftiralarla yaşamayı tercih ediyorsan bu ancak sana yakışır. Pis iftiracı, yalancı... Yüreğin ve kendine güvenin varsa karşıma çık pis iftiracı... Utanma duygusunu yitirmiş sahte yazar...KAYNAK: http://www.coskunbuktel.com/bukteldemirkanlineicti.htmYine Kaynak linkine bakılarak rahatça görülebileceği üzere, şu küfürlerin de Mehmet Akan ya da Lale Oraloğlu'yla hiçbir ilgisi yok:"YÜZSÜZ, KALİTESİZ, PİSLİK, AŞŞAĞILIK, ŞEREFSİZ, İNSANLIK DÜŞMANI, SAHTEKAR, KÖPEK, KORKAK, KİMLİKSİZ, NAMUSSUZ, ORROSPU ÇOCUĞU"Kiminle ilgisi olduğu şu linkin ucunda:https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/71474770521000912 saat önce ·Düzenlendi · Beğen
  • Coşkun Büktel EVET, BU SAYFANIN KONUSU KÜFÜRDÜR. KÜFÜR DENİNCE MUSTAFA'NIN KANKASI ORHAN ALKAYA HAKKINDAKİ ŞU KLASİK YAZIMIN DA LİNKİNİ VERMEM YARARLI OLACAK. (ONLARIN KÜFÜR KONUSUNDA YATACAK YERLERİ YOKTUR): https://www.facebook.com/notes/co%C5%9Fkun-b%C3%BCktel/ben-hangi-k%C3%BCf%C3%BCrleri-dava-etmiyorum-onlar-hangi-ele%C5%9Ftirilerimi-dava-ediyor/10152751941920711BEN HANGİ KÜFÜRLERİ DAVA ETMİYORUM, ONLAR HANGİ ELEŞTİRİLERİMİ DAVA EDİYOR? ORHAN ALKAYA'YI DAVA ETMEKTEN NİÇİN VAZGEÇTİM? Bir ara ben de Orhan Alkaya'yı ma...Devamını GörEkleyen:Coşkun Büktel12 saat önce · Düzenlendi · Beğen · Önizlemeyi Kaldır
  • Coşkun Büktel ARŞİV:Hilmi'nin ölüler ya da ölmek üzere olanlar hakkında yazdıklarını hiçbir zaman onaylamadığım gibi, her defasında da eleştirdim. Ama Hilmi, artık nasıl bir "mürid"(!) ise, bu konuda bildiğini okumaya devam etti. Kendi savunmasını kendince yapar, bu konuda onu savunacak ya da yanında yer alacak değilim. (Demirkanlı'nın sandığı gibi göbek bağımız birlikte kesilmedi.) Demirkanlı'nın söylediği diğer bütün konular, iler tutar yanı olmayan deli saçması iftiralardır. O konularda Hilmi'nin yanındayım ve Hilmi'nin açıklamalarından sonra Demirkanlı'ya benim de birkaç çift lafım olacak. Bekleyin, çok ağır konuşacağım!Coşkun Büktel/ 18 Nisan 200711 saat önce ·Beğen · 1
  • Coşkun Büktel ARŞİV:(...) Bugün Bulunmaz'ı ölüye saygısızlıkla suçlayan Demirkanlı, Recep Bilginer öldüğünde, bu yaşlı başlı koskoca yazarı başkalarının piyonu olarak takdim edebilmiş, Bilginer'in ardından şu dedikoduları üretebilmişti:"Dernek seçimi ve Yönetim Kurulu mahkeme kararıyla iptal edildi, yine de yasal yönetime devretmedi derneği, derneğin anahtarını ve defterlerini yanından hiç ayırmadı.Oyunları oynanmıyor diye Cumhurbaşkanı’na bile şikâyet etti Devlet Tiyatroları’nı. Oyun yazarlığına çok zarar verdi ve gitti, anahtarlarıyla ve dernek defterleriyle birlikte."(...)"Recep Abi’nin bu rahatlığı, ölümünün ardından bunları yazmama cesaret verdi, başka şeyler yazsam ikiyüzlülük yapmış olurdum, sanırım o da istemezdi bunu."(Bakınız: Bulunmaz, "Demirkanlı Ölünün Arkasından Yazıyor".Orijinal kaynak için bakınız: Demirkanlı, "Acı Üstüne Acı".)Mustafa Demirkanlı ölünün ardından suçlama yapınca, "aferin!" demek zorundayız. Çünkü mazereti var: "Başka şeyler yazsam ikiyüzlülük yapmış olurdum".Peki, Hilmi Bulunmaz, ölünün ardından, ikiyüzlülük yapmış olmamak için, gerçek düşüncelerini yazarsa, ona da "aferin!" diyecek miyiz? Hayır. Bulunmaz için şunları diyeceğiz:"Sosyalistmiş… hadi be sende. Bir sosyalist önce insanı sever, sonra namusludur, kimsenin arkasından konuşmaz, hele hele öldükten sonra bir insanın arkasından hiç konuşmaz, çünkü artık kendini savunacak durumu kalmamıştır. Ama bu pespaye adam, korkaktır, yalancıdır ve insanların ölümünden sonra konuşacak, küfredecek kadar da alçaktır."Bakınız: Mustafa Demirkanlı, "H. Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel (1)""Kendi" sözleri, "kendi" yazdıklarıyla kanıtladığımız üzere, Demirkanlı, yalnızca yalancı değil, aynı zamanda tutarsızlığın ve "çifte standardın" klasik olmayı hak edecek en iğrenç örneklerini sunan bir samimiyetsizlik abidesidir. (...)11 saat önce ·Beğen · 1
  • Feridun Çetinkaya Canberk, günlerdir Coşkun'la yazışmalarınızı okuyorum. İyi ki varsın... Hâlâ senin gibi tiyatro insanları olduğunu görmek ne güzel... Selam ve sevgiler...5 saat önce · Beğen · 1
  • Canberk Uçucu Sana da sevgiler Feridun, ama ben bir insan olarak doğru bildiğimi yapıyorum. Aslında acaip, ya da atipik olan bunun yapılmaması... Neyse daha konuşuruz sevgiyle kal.2 saat önce, mobil ile · Beğen · 1
  • Coşkun Büktel Mustafa'nın ne kadar kolay yalan söylediğini artık herkes biliyor. Yukarıdaki yorumlarından birinde Mustafa diyor ki: "ben o küfürleri Mehmet Akan ölüm döşeğindeyken küfredenlere küfrettim.." Kimmiş Mehmet Akan'a küfredenler? Hilmi Bulunmaz (küfretmedi ama varsayalım küfretti.) "Küfredenler" dediğine göre, başka kim? Başka yok. Peki Mustafa niye "küfredenler" diyor? Çünkü beni de arada davulcu gürültüsüne getirerek bana iftira atmak fırsatını kaçırmak istemiyor. Oysa ben ne yapmışım? Hilmi'yi "Ölülerin ardından olumsuz eleştiri yapmak" konusunda eleştirmiş, o konuda Hilmi'yle mutabık olmadığımı söylemişim. Hem de yıllardır tekrar tekrar söylemişim. Peki Mustafa yıllar sonra bile hâlâ niçin "küfredenler" diyor? Beni kışkırtmak ve kendisine küfrettirmek için. (Ben küfredeceğim, o savcıya koşacak.) Gerçekten de onu kendime denk sayıp da muhatap alsam, bu plan tutar. Çünkü muhatap aldığınızda, hele bir süre sonra, Mustafa'ya küfretmemek çok zor! Dediğim gibi Mustafa'yı terbiye edemeyeceğim için, kendisiyle muhatap olsam, ona küfretmekten başka şansım kalmayacak. Ama ben küfredeceğim insanlarla muhatap olmuyorum. Hilmi'nin Mehmet Akan'a eleştirisini, epeyce kötü niyetli olmak şartıyla küfür diye yorumlayabilirsiniz. Ama dünyanın en iğrenç, en melanet insanı da olsanız, benim Mehmet Akan'a küfrettiğimi söyleyemezsiniz. Çünkü benim Mehmet Akan hakkında herhangi bir beyanım yok. Onunla ilgili tek beyanım, Hilmi'nin ölülerin ardından olumsuz eleştiri yapmasını eleştirmekten ibaret. Evet, Hilmi, eleştiri yapmıştı. O olayda küfreden tek kişi Mustafa'ydı.Mustafa'nın anlattıklarına itibar ederek, Mehmet Akan konusunda Hilmi'yi uyarmak istersen, Hilmi'ye sitesinde yayınlanmak üzere istediğin kadar sert bir cevap yazıp mail ile ulaştırabileceğini söylemiştim yukarıda sana... Bu konuyu Hilmi'yle görüştüğümde, Hilmi daha parlak bir fikir ortaya atarak dedi ki: "Bana mail atmak yerine, o sert yazısını Mustafa'nın sitesinde de yayınlatabilir. Yine cevap veririm. Ben yalnızca facebook yazılarına cevap vermem." Mustafa o yüzden Hilmi'yi genellikle facebook'ta ve ancak çok ender olarak kendi sitesinde eleştiriyor. Sen Hilmi'yi sert uyaran bir yazı yazmaya ihtiyaç duyarsan, yazını Mustafa'ya ver bakalım yayınlayabilecek mi?Canberk, yukarıdaki yorumlarımdan birinde, Hilmi'nin sana facebook sayfalarında cevap veremeyeceğini anlatmak için demiştim ki: "Ama bu sayfada Hilmi yok ve facebook'a asla yazı yazmıyor."Mustafa ise buna karşılık sana ne demişti? Şunu: "Daha iyi anla diye, hani Coşkun, Hilmi facebook'da yok filan diyor ya... Tabii ki gerçek değil..." Tabii ki, gerçek... Mustafa Büktel'in yalan söylediğini söylemekle iğrenç bir yalan daha söylüyor. (Mustafa eroine alışmış gibi yalana alışmış. Yalan söylemeden art arda üç cümle kuramıyor. Üçüncü cümle refleks olarak mutlaka yalan oluyor.) Mustafa bu kez de yine o bilinen pişkinliğiyle rahatça yalan söylüyor. Coşkun Büktel, değil Mustafa'ya karşı yalan söylemeye tenezzül etmek; biri çıkıp yalan söylemesi karşılığında Büktel'e para ya da makam/mevki/servet gibi menfaatler bağışlamaya kalksa dahi, Büktel'in yalan söylemeyeceğinden emin olabilirsin: Mustafa, facebook'ta Hilmi'nin yazdığı bir tek cümle, bir tek kelime gösteremez. Hilmi facebook'a üye değil... Facebook'a asla yazmıyor. Facebook'a çoğu zaman benim haber vermemle ve benim twitter'dan bu sayfalara verdiğim linklerle giriyor. Ama bu sayfalara prensip olarak asla yazmıyor. Dolayısıyla sana bu sayfalarda cevap veremez. Ama sen Mustafa'nın yalanlarına ve "senin ustan ve benim arkadaşım Mehmet Akan'a küfrettiler" tarzındaki melodramatik ve beceriksizce denenmiş duygu sömürülerine itibar edip de Hilmi'ye karşı yine de bir uyarı yazısı yazmaya karar verir ve yazacağın yazıyı Mustafa'nın internet sitesinde yayınlatabilirsen, Hilmi, sana derhal cevap vereceğini taahhüt ettiğini bana açıkça belirtti.25 dakika önce · Beğen
(Kaynak: facebook)

6 Ocak 2014 Pazartesi

ASILSIZ İHBARCI Mustafa Demirkanlı, dezenformasyona devam ediyor!

  • LİNÇÇİLERİN ÜSTÜNE GELMESİNİ İSTEDİĞİ İÇİN HİLMİ, MUSTAFA'NIN LİNÇÇİLERİ KIŞKIRTMASINDAN HİÇ RAHATSIZ DEĞİL VE (YUKARIDA LİNKİNİ VERDİĞİMİZ YAZISINDA DA OLDUĞU GİBİ) MUSTAFA'NIN KIŞKIRTMA STRATEJİSİ KONUSUNDA İNSANLARI UYARMAYA ASLA GEREK DUYMUYOR.

    AMA BEN BU KONUDA FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN MUSTAFA'NIN KIŞKIRTMALARI KONUSUNDA HEM OKURLARI, HEM DE (ASLINDA PEK GEREKLİ GÖRÜNMEMEKLE BİRLİKTE) LİNÇÇİLERİ DE AYDINLATMAK İSTİYORUM:

    Mustafa, kışkırtarak bana (BİZE) karşı iftira suçu işlettiği linç imzacılarını, şimdi bir kez daha, suçlarını katmerlendirerek bana (BİZE) karşı dava açmaları için kışkırtıyor. Peki bugüne dek bana karşı iki kez savcılığa şikayette bulunmuş ve bir de dava açmış olan Demirkanlı'nın kendisi bana (BİZE) karşı linç kampanyası yüzündedn dava açabildi mi? Hayır! Ne Mustafa, ne (beni bir kez savcılığa şikayet edip de savcıdan ancak"kovuşturmaya yer yok" cevabı koparabilen) Ömer F. Kurhan, ne de geçenlerde beni savcılığa şikayet etmiş ve henüz cevap almamış olan A. Cüneyt Yalaz, bana (BİZE) karşı linç kampanyası yüzünden dava açamadılar. Niye? Çünkü linç kampanyasının ters tepeceğini ve dönüp bumerang gibi kendilerini vuracağını, benim (BİZİM) açacağım(ız) karşı davalarla perişan olacaklarını gayet iyi biliyorlar. Mustafa, bunu bile bile, daha önce başka yazılarında da yıllardır defalarca yaptığı gibi, bana (BİZE) karşı zaten vahim bir insani suç işlemiş durumdaki linç imzacılarını kışkırtarak, kendisinin girmediği bu riske, bize iftira etmiş insanları sokmaya çalışıyor. Neyse ki, linç imzacıları kötü olsalar bile enayi değiller; Mustafa'nın yıllardır sürdürdüğü bu kışkırtmaya yıllardır "pışııık" yaparak cevap veriyorlar ve Mustafa'nın kendilerini kolay kolay tufaya getiremeyeceğini gösteriyorlar. Bu işlere mesai harcamaktan hoşlanan Hilmi için sakıncası yok ama ben, pek çok eylemi gibi Mustafa'nın bu kışkırtma eylemini de kusturucu biçimde iğrenç buluyorum.

    Mustafa'ya tavsiyem, Hilmi'nin kendisine karşı açtırdığı, şimdiden 150 milyar Lirayı bulmuş, 7 adet ceza ve hukuk davasından ve açtıracağı daha da pahalı bir sürü başka davadan bunalmışken rahat bir nefes almak amacıyla; Hilmi'nin üstüne yeni düşmanlar salarak onun dikkatini başka kurbanlara yöneltmekle uğraşmak; bir başka ifadeyle, sırf kendini kurtarma adına, zarara gireceklerine aldırmaksızın insanları Hilmi'ye karşı kışkırtmaya çalışmak yerine; ya insanlğa yararlı bir şeyler yaparak Hilmi'nin taş yüreğini yumuşatmaya, Hilmi'nin yıllardır uykuya yatırdığı merhamet duygusunu uyandırmaya ya da bir an önce para biriktirmeye çalışmasıdır.

    KAYNAK: https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/728990103785769



    MUSTAFA'NIN HİLMİ HAKKINDA FACEBOOK'TA YAYDIĞI İFTİRALARA (NASILSA ERTESİ GÜN SİLER YA DA İNKÂR EDER DİYE) CEVAP VERMEYE MESAİ HARCAMAYAN HİLMİ BULUNMAZ; MUSTAFA'NIN KENDİ SİTESİNDE HİLMİ VE BÜKTEL ALEYHİNDE YAYINLADIĞI YAZIYI, BİR CEVAPLADI, PİR CEVAPLADI:
    http://www.tiyatroyun.blogspot.com/2014/01/blog-post_1998.html
    • Mustafa Demirkanlı bunu beğendi.
    • Mustafa Demirkanlı C.B.'in: "kendisinin girmediği bu riske," beyanına yanıt: Sor. No: 2013/150456 yani Büktel'in cümlesi doğru değil, kendisine ulaşmamış olabilir, yavaş işliyor yargı, hepimiz biliyoruz... Aceleye gerek yok...
    • Coşkun Büktel Mustafa Demirkanlı imzasıyla yazan şahsın yukarıdaki yazısını kendisine okuduğumda Hilmi Bulunmaz, bana "Bugün adliyeye gidiyorum, o verdiği numarayı araştıraccağım" dedi.

      Ben de ona


      "Hiç boşuna uğraşma, Hilmi!" dedim, "sen niye araştırmakla uğraşasın ki? Doğru söylüyor olsa, belgesini koyardı."

      "İyi ama belge olarak ben de dosya numaralarını koyuyorum?"

      "Senin dosya numarası koymannla onun dosya numarası koyması aynı şey mi? Sen o dosya numaralarına ait adliyece onanmış dilekçelerin fotokopilerinii zaten daha savcıya verdiğin veya savcılık ya da karakoldan aldığın gün sitende yayınlamıyor musun? Yayınlıyorsun. Daha sonra hepsini birden delil olarak sunman gerektiğinde, 30-40 tane dilekçe fotokopisini art arda yayınlayamayacağın için, 30-40 tane dosya numarasını art arda yayınlıyorsun. O ise, belge olarak bir tane dosyanın dilekçe fotokopisini yayınlamak yerine, niye dosya numarası yayınlıyor? O numaranın ardında gerçekten bir dosya var mı, yok mu biz nereden bileceğiz? Diyelim ki o numaranın ardında gerçekten bir dosya var, peki o dosya gerçekten linç kampanyası üzerine mi açılmış? Nereden bileceğiz. Diyelim ki, dava gerçekten linç kampanyası üzerine açılmış; peki dava, gerçekten Mustafa Demirkanlı tarafından mı açılmış yoksa Mustafa'nın yıllardır süren kışkırtmasına kapılan bir kurban tarafından mı açılmış? Biz Mustafa'nın verdiği o dosya numarasına bakarak bütün bu soruların cevaplarını nereden bileceğiz?"

      "Gidip araştırmadan kimse bilemez ki... Benim verdiğim dosya numaralarının da ardında ne olduğunu kimse bilemez."

      "İnsanlar niye gidip araştırmak zorunda olsun ki?"

      "Şüpheleniyorlarsa gidip araştırsınlar."

      "Senin yayınladığın dosya numaralarından kimse şüphelenemez ki... Şüphe ancak Mustafa'nın yayınladığı dosya numarası için geçerli."

      "Niye?"

      "Sennin yayınladığın dosya numaralarından herhangi biri asılsız çıkarsa, ne olur?"

      "Rezalet olur. Utancımdan yerin dibine girerim. Mahvolurum. Hiçbir inandırıcılığım kalmaz."

      "Peki Mustafa'nın yayınladığı dosya asılsız çıkarsa ne olur?"

      "O da rezil olur."

      "Rezil mi olur? Mustafa mı? Güldürme adamı! Mustafa her şey olur ama asla rezil olmaz. Daha önce pek çok kez yaptığı şeyi bir daha yapar, olur biter. Yukarıdaki yorumunu bir tıkla silip örtbas ediverir ve olay biter. Özellikle facebook'ta bu çok kolay. Sen facebook'a zaten bu yüzden abone olmuyor ve bu yüzden facebook'ta bir tek cümle yayınlamıyorsun."

      "Evet, Mustafa'nın eklediği o cevabı silip örtbas etmesine karşı tek yapabileceğimiz şey, Mustafa'nın eklediği o cevabı kopyalamak."

      "Kopyalasan da işe yaramıyor ki! Adam öylesine pişkin ki, onu ben yazmadım, benim yerime başkaları yazmış deyip yine çıkabiliyor işin içinden. Böyle insanlarla uğraşmak zorunda olmak iğrenç bir şey. İnsanlar linç kampanyasında bizi niye yalnız bırakıyor sanıyorsun! Kötü olduklarından mı? Hayır, buna bulaşmak istemedikleri için... Bu yorgunluklara katlanamayacaklarını hissettikleri için... Bu ülkede namuslu aydınlar için hayat ne kadar zor olsa da; ilkeleri olmayan insanlar için, hayat bir tık kadar kolay! O yüzden, hiç zahmet edip de, adliyede dosya numarası filan araştırmaya kalkışma! İddiasını kanıtlamak, iddia sahibine düşer; bırak o dosya numarasının ardındaki soruların cevaplarını vermekle, kanıtları bulmakla, (gerektiğinde inkâr etmek şartıyla Mustafa Demirkanlı imzasını kullanan) o şahıs her kimse, kendisi uğraşsın!"
    • Coşkun Büktel Biz yine en iyisi, silme ihtimaline karşı ve silemesin diye, Mustafa Demirkanlı imzasıyla yazan şahsın yukarıdaki yazısını buraya kaydedelim:

      Mustafa Demirkanlı · 11 ortak arkadaş

      C.B.'in: "kendisinin girmediği bu riske," beyanına yanıt: Sor. No: 2013/150456 yani Büktel'in cümlesi doğru değil, kendisine ulaşmamış olabilir, yavaş işliyor yargı, hepimiz biliyoruz... Aceleye gerek yok...
      9 saat önce · Beğen
    (Kaynak: facebook)