3 Aralık 2013 Salı

Yeşim Özsoy Gülan, siyasetten kaçtıkça siyasetçi de olmaya başlamış!



GalataPerform · 2.788 kişi bunu beğendi
Dün, 03:14 · 


  • Kamuoyu ve Basının Dikkatine;
    Özel Tiyatrolara verilen Ödenek Hakkında Bildiridir.

    Bir tiyatro olarak siyasi konularda görüş bildirmektense yaptığımız işlerle fikir belirtmeyi tercih etmemize rağmen, son dönemde Türkiye topraklarında var olan ve süregelen gelişmelerden dolayı kendimizi açıklama ihtiyacı duyuyoruz. Bu bildiri, bu sebeple yazılmıştır.

    GalataPerform/Ve Diğer Şeyler Tiyatrosu, Kültür Bakanlığı’nın her sene Özel Tiyatrolar için ayırdığı ödenekten son 5 yıldır yararlanan alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi duruşunu koruyan bir tiyatrodur. Çizgisi hiçbir zaman değişmemiştir ve değişmeyecektir.

    Hayatta ve sanatta özgürlük, temel bir ihtiyaçtır. Siyasi tercihler üzerinden yapılan sanatsal değerlendirmeleri kesinlikle özgürlük haklarının ihlali olarak görüyoruz. Bu kapsamda ülke tiyatrosuna yüksek değerler katmış köklü tiyatrolarımızın, belirli siyasi görüşlerden dolayı destekten faydalanamadığı söylenen grupların ve senelerdir üretimlerinden ödün vermeden ayakta kalma mücadelesinde direnen ama destekten faydalanamayan bağımsız ve genç tiyatroların, 2013-2014 tiyatro sezonunu kapsayan ve devletimiz tarafından ayrılan bütçeden yararlanamamasını kınıyoruz. Aynı düzlemde bu ödenekten yararlanan firma ve kuruluşların hangi teatral sebep ve kriterler göz önüne alınarak seçildiğinin Türk tiyatrosunun geleceği ve adaletli bir sistemin işlemesi açısından araştırılmasının gereğini elzem görüyoruz.

    Tüm dünyada temel kriterinin sanatsal duruş, nitelik, sosyal katkı ve ulusal ve uluslar arası başarı olan bu tür desteklerin ülkemiz yetkililerince suiistimal edilmesi ihtimalinden duyduğumuz kaygı ve güvensizlik ortamını yansıtmak istiyoruz.

    Devletin elinde olan ve halkın emaneti olan finansal gücün ayrımsız bir şekilde tiyatroların sanatsal ilerlemeleri için kullanılması gerektiğini, desteği alan, almayan herkesin üzerinde oluşan baskı ve sansür ortamının sağlıklı olmadığını belirtmek isteriz.

    Son olarak bize bu sene ayrılan destekle, önerdiğimiz oyunu, sanatsal ve evrensel bakış açımızdan ödün vermeden, bize önerilen kurallar çerçevesinde sahneleyeceğimizi bildirmek isteriz. Bunun yanı sıra bu bildiri, bu sene Kültür Bakanlığımızın desteğinden yararlanamayan ve bizimle çalışmak isteyen kardeş bir tiyatroyla işbirliği yapmak için açık bir çağrıdır.

    Saygılarımızla,
    GalataPerform/Ve Diğer Şeyler Tiyatrosu adına
    Yeşim Özsoy Gülan
    • Luiz Levi Ozsarfati Ağzına diline sağlık Yeşim.. Tiyatronun işlevleri ve siyasetle olan ilişkisi konusunda ders gibi yazılmış bir metin.
      2 · 23 saat öncemobil ile

      • Ercument Karatas Gerçekten tuhaf bir metin bu. İnsanda, işbirliği çağrısına yanıt verecek bir kardeş tiyatro çıksa ve aynı konuda bir bildiri de onlar yazacak olsa acaba ne yazarlardı merakı uyandırıyor.
      • Coşkun Büktel Sayın Gülan,
        aldığınız destekten utanır gibi bir haliniz var ki, sizi insan kılan tek şey, aslında bu haliniz... Peki bu utanma hali sizi tiyatrocu da kılmaya yetiyor mu? Bence, hayır... İzin verirseniz, nedenini kendi mütevazı çapım dahilinde açıklama
        ya çalışayım: Bence siz, sizden daha değerli birçok tiyatrocuya verilmediği halde (iktidarın bu çağda bile kurnazca sandığı böl/yönet taktiği gereğince) aldığınız desteğin utancı içinde, bir yandan desteği kaybetmemeye çalışırken, öte yandan destek alamayanlarla dayanışmaya girerek bir denge politikası uygulamaya; şişi de kebabı da yakmamak için bir orta yol bulmaya niyetlenmişsiniz; ama maalesef, şiş de kebap da yanmış. İnsan bir yazıda bu kadar çelişik iki amacı (hem parayı, hem de dost ve müttefikleri elde tutmak) aynı anda gerçekleştirmeye kalkar ve hem de sizin kadar toy olursa; gayet doğal olarak, çemberden yuvarlak konuşmak; örneğin, hem "sanatsal ve evrensel bakış açımızdan ödün vermeden" hem de "bize önerilen kurallar çerçevesinde sahneleyeceğimizi bildirmek isteriz" gibi birbirinin 180 derece zıddı iki ifadeyi aynı cümle içinde kullanmak zorunda kalıyor. Temkinli olacağım diye kendinizi bu kadar kastığınızda, örneğin, "araştırılması gereklidir" ya da hadi "araştırılmasını gerekli görüyoruz" şeklinde mızrak gibi dosdoğru ve direkt ifadelerle tatmin olamayarak; onların yerine, "araştırılmasının gereğini elzem görüyoruz." gibi özentili, dolantılı, yapmacık ve samimiyetsiz ifadelerle konuşmak gibi abukluklara düşmeniz kaçınılmaz oluyor. Yazınızdaki bu handikapları okuyamayarak, yazınızı beğenip sizi yanlış yönlendiren dostlarınıza teessüf ediyor; "duruşunuzdaki" çok önemli sakatlıklara rağmen, kendinizi tanımlarken (ifade ne kadar klişe ve orta malı olursa olsun) "alternatif, bağımsız, özgür ve yenilikçi duruş" gibi bir ifadeyi bu kadar kolay ve kaygısızca kullanabildiğiniz için, (kendim ne kadar tiyatrocuysam, o kadar kesinlikle) sizin tiyatrocu olamayacağınızı iddia ediyorum. Size gelecekte başarılar dilerim!

    (Kaynak: facebook)

2 Aralık 2013 Pazartesi

Mustafa Demirkanlı yazacak delik bulamayınca facebook geyiği yaptı...



Coşkun Büktel · 59 followers
5 hours ago · 
  • Teknede balık ziyafetiyle ilgili davanın dayanaklarını biraz daha tanıyalım:

    12 ARALIK'TA (UMARIZ SON) DURUŞMASI YAPILACAK OLAN 50 MİLYAR LİRALIK "OĞLU AFRİKA'DA FİNK ATIYOR" DAVASINDA, HİLMİ BULUNMAZ'IN MAHKEMEYE SUNDUĞU ŞİKAYET DİLEKÇESİNİN EN ENTERESAN BÖLÜMÜ:

    1 - DAVALI MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI, http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3254 İnternet adresindeki yazısında benim hakkımda şunları söyleyebilme cesareti göstermiştir:

    "İKİ YÜZLÜ VE KİNDAR TAVRINI TEŞHİR EDECEĞİM

    YETENEKSİZ HİLMİ BULUNMAZ KİNİNİ KUSTU

    BAZI BÖLÜMLERİN ALTINI ÇİZEREK, KIRMIZI YAPARAK HABER VAKTİM'İ DESTEKLEMİŞ

    BİZİM ELMAS KALEMLERİ ULUSLARARASI TACİRİ SOSYALİST HİLMİ BULUNMAZ

    İNSAN, ACIYA SAYGI DUYAR, BU DUYGUYU BİLMEYENLERDEN BUNU BEKLEMEK ANLAMSIZ...

    BU ŞAHSİYETİN ÖLÜM KADAR ACI BİR GERÇEĞE SAYGILARI OLMADIĞI GİBİ, AHLAKLARI DA YOKTUR.

    EMPERYALİZMİN TEMEL METAI OLAN, YOKSUL ÜLKELERİN KANINI EMEN ELMAS MADENİNİN PEŞİNDE KOŞMUŞ, ELMAS KALEMLERİ SATMAK İÇİN BİRÇOK ÜLKEDE ŞİRKETLER AÇIP, ORTAKLIKLAR YAPMIŞ HİLMİ BULUNMAZ NE YAPIYOR?

    3 GÜN ÖNCE KENYA'DAN DÖNDÜ... SİZ TURİSTİK GEZİ SANIYORSUNUZDUR MUHTEMELEN...

    OĞLU AFRİKA'DA FİNK ATIYOR... O AÇLIKTAN ÖLEN ÇOCUKLARIN AFRİKA'SINDA... KANLARINI DA ALIP GETİRİYOR MU BİLEMEM AMA EMEKLERİNİ, ÖZ SERVETLERİNİ ULUSLARARASI ORTAKLARIYLA BİRLİKTE BURJUVALARIN HİZMETİNE SUNMAK İÇİN EL KOYDUĞU KESİN.

    KENDİSİ? SOSYALİST ELMAS KALEMLERİ ULUSLARARASI TACİRİ...

    BU NASIL BİR KİN? TİYATRO ANLAMINDA ÜRETİMSİZLİĞİN ALTINDA KALARAK, KENDİ İŞİNE BAKMADAN / BAKAMADAN BAŞARILI İNSANLARA KİN KUSMAK NASIL BİR KİNDİR? "

    KİNDAR BİR O KADAR DA ÇİRKİNSİNİZ." EVET, HİLMİ KİNDARSIN, ÇİRKİNSİN... "

    KİN" KUSAN HİLMİ BULUNMAZ, "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!"
    See Translation
    • Coşkun Büktel BONUS: http://www.facebook.com/.../h-i-l-m-i-n.../10152866020900711


      İşte Mustafa Demirkanlı'nın Hilmi Bulunmaz'a yönelik, savcılıkça tespit edildiği için asla silemeyeceği ağır suçlamalarından bazıları:   "OĞLU AFRİKA'DA FİNK ATIYOR... O AÇLIKTAN ÖLEN ÇOCUKLARIN AF
    • Mustafa Demirkanlı Büktel, -"PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!"- bu tanım, senin bana karşı yaptığın bir tanımlama, benim de yazının altına senin adını da belirterek not olarak girdiğim bir bölüm, mahkeme kayıtlarına girdi... O sıralar seni daha fazla yormamak için şikayette bulunmamıştım, zaman aşımına girdi, hala lafının arkasındaysan tekrarla, "Evet, o gün söylediğim lafın arkasındayım" de bakalım...See Translation
    • Coşkun Büktel Facebook'a yazdıklarını inkâr eden Mustafa Demirkanlı'nın bu sayfalara yazı yazmaya yüzü kalmadığını herkes biliyor. Mustafa'nın yerine acaba kim yazıyor bunları?!! Her neyse, bu utanmazlara Tolstoy'un çok sık yinelediğimiz bir sözünü hatırlatalım:

      LE
      V TOLSTOY, ANNA KARENİNA'DA DİYOR Kİ: 
      "- Namuslu bir adama ve namuslu bir kadına hakaret edilebilir, ama hırsıza hırsız olduğunu söylemek sadece la constatation d'un fait'tir.* 
      * Bir olgunun saptanması. (Fr.)" 
      (Lev Tolstoy, "Anna Karenina", Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. baskı sf. 477.)
      See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Büktel tavrı, kendi söylediğinin gerçek olmadığını söylediğinizde her zaman yukarıdaki gibi bir yanıt verir. Ben yazdıklarımı inkar etmedim,etmem de kimlerin ne yaptığını öğrenmek için biraz sabret... Az bir sabır. "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" bu bana yönelik olarak söyledin mi söylemedin mi? sanırım inkar edeceksin de cesaret edemiyorsun, hadi ben demedim de... ya da evet ben sana yönelik söylemiştim de...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi yoksa inkar mı ediyorsun? İnkar ediyorsun değil mi?See Translation
    • Coşkun Büktel KARDEŞİM BEN SİZLERİN YAZDIĞINI İNKÂR ETTİĞİ GİBİ, İNKÂR ETTİĞİNİ BİLE İNKÂR EDEN, SANSÜRCÜ MUSTAFA OLDUĞUNUZU BİLSEM, SİZE ZATEN CEVAP BİLE VERMEM! O MUSTAFA ŞU ANDA HİLMİ'NİN AÇTIĞI VE AÇACAĞI TRİLYONU BULACAK DAVALAR İÇİN HARIL HARIL PARA BİRİKTİRMEKLE MEŞGUL! BURALARDA BİZİM CEVAP BİLE VERMEYECEĞİMİZİ BİLDİĞİ YAZILAR YAZMAYA AYIRACAK BİR SANİYE VAKTİ YOK. HADİ CESARETİNİ TOPLAYIP YAZMAYA KARAR VERDİ DİYELİM. FACEBOOK'TA DEĞİL, KENDİ SİTESİNDE YAZAR. BURADA YAZDIKLARINI KOLAYCA İNKÂR ETTİĞİ, HATTA İNKÂR ETTİĞİNİ BİLE İNKÂR ETTİĞİ AÇIKÇA ORTADAYKEN, BİZİ ONA CEVAP VERMEYE KIŞKIRTAMAYACAĞINI BİLMEYECEK KADAR ANDAVALLI DEĞİLDİR MUSTAFA! SİZ KİMİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ? HASTİRİN ORDAN!See Translation
    • Mustafa Demirkanlı "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi yoksa inkar mı ediyorsun? İnkar ediyorsun değil mi?See Translation
    • Coşkun Büktel BAK HÂLÂ!... HASTİRİN ORDAN!!!See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Ayrıca, sen Prof. diye tanımladığın Hilmi'nin ipiyle kuyuya iniyorsun, buralarda da benimle dalga geçiyorsun... 24 Aralık'ta senin duruşman var, muhtemelen ilk duruşmada bitmez ama 3. duruşma da olmaz... Sen paranı biriktirdin mi? Ben sana söyleyeyim, 25.000 TL'ye karar verilmez en fazla 7.000 TL, faizleri filan 9-10.000 olur. Bunu senden almayacaktım, davayı kaybetmen yetecekti ama şimdi, bu kadar dalga geçmen üzerine donuna kadar alacağım...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Bu arada, "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi yoksa inkar mı ediyorsun? İnkar ediyorsun değil mi? ye yanıt veremediğine göre Büktel'in sitesi hacklenmiş... Karşımda bir hacker var, yoksa Büktel, yanıtsız bırakmazdı... Söylediği, yazdığı lafına sahip çıkardı... Ama karşıdaki Büktel değil, Büktel lafını geri almayan, tükürdüğünü yalamayan biri olarak tanınır, bu kesin kacker... Büktel idam edilceğini bilse bile tükürdüğüSee Translation
    • Coşkun Büktel BİR DE KALKMIŞ MUSTAFA'YIM DİYORSUNUZ! AÇ TAVUKLAR SİZİ! HASTİRİN GİDİN, BURASI BUĞDAY AMBARI DEĞİL!See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Korku dağlara ulaştı mı?See Translation
    • Coşkun Büktel Bak hâlâ konuşuyolar!... Hastirin ordan veledizinalar!...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı O küfür videolarınıza sen galiba "zaman aşımı" filan demişsin... Sağolsun Hilmi, anında tekrar yayınlayarak kilometreyi sıfırladı...Benim şu an itibariyle o video ile ilgili yapılan suç duyurusu, çeşitli illerden 6... Tekrar yayımlamanızla birlikte bu sayı kar topu gibi artıyor... Kolay gelsin...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi yoksa inkar mı ediyorsun? İnkar ediyorsun değil mi?See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Umarım yakın arkadaşın Hilmi, tazminatları ödeme noktasında da "Coşkun Abimi utandırmam" der... Göreceğiz...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Bu arada, sen arkadaşına iletiver, Levent Çağlayan da 25.000 TL'lik tazminat davası açtı bugün...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Kesinlikle Büktel değil, bu facebook hacklenmiş... Yoksa, "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi yoksa inkar mı ediyorsun? İnkar ediyorsun değil mi? diye sorduğum ve binlerce kişiye ulaşan somut gerçeklik karşısında Büktel susmazdı. Ya Büktel korktu susuyor ya da face'i hacklenmiş, birileri Büktel'in yaşamı boyunca biriktirdiğini zannettiklerini harcıyor....See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Şimdi geldi haber, o galiz küfürleriniz için 7. şikayette yapılmış... Siz gidin, küfrettik ama neden küfrettik diye anlatın... Senin bilmemen anlaşılır da Prof'un bunu bilmemesi anlaşılır gibi değil... O sizin ileri sürdüğünüz kadı dönemindeydi...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi yoksa inkar mı ediyorsun? Büktel'in face'i hacklenmemiş olsa, dedim ya da demedim derdi...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Evet Büktel, yakın arkadaşın Bulunmaz sitesinde tuhaf yayınlar yapıyor, çaresizlikten mi sence? Mahkeme kayıtlarına da girmiş belgeleri ne o ne sen inkar edebilirsiniz? Arkadaşın, bana mal ettiği Mustafa Şükrü Demirkanlı twettir ını kanıtlayacak. Örneğin sen bu kadar yıldır tanırsın beni, hiç kullandım mı Şükrü adımı? Bir an gelir yanlış yapılır, öfke kötüdür, hata yaptırır, bu daha başlangıç, çok merak ediyorsan 10'unda da gel duruşmaya gözlerinle gör, kulaklarınla duy... Bak bakalım, kim yapmış elektrik kaçakçılığını, şaşırdın değil mi? Gel de gör. Benim acelem yok, tek tek kanıtlayacağım yapılan sahtekarlıkları... hiç acelem yok... Bu arada sıvışma "PİSLİKSİN! YAĞLI KARASIN!", "PROVOKATÖRSÜN!" , demedin mi? Yoksa inkar mı ediyorsun?See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Büktel, arkadaşın İddianameyi yayınlamış, savcının benim adıma söylediğinin de altını çizmiş, bir alo desen de ifademi de yayınlasa... Bakalım öyle mi demişim... Senin tarzına yakışır değil mi? Hadi bir alo de... Hoş, senin face hacklenmiş, tersi olsa mutlaka ağzını açardın... Büktel, bir kere hayatında bir kere çemberin dışından bak... Sadece şuna bak: Hilmi neden çıldırmış gibi aklına geleni art arda yayınlıyor... Oysa sorular basit varsa onları yanıtlaması yeter... Hayatında bir kere doğru soruyu sor. Hoş bu soruyu sana 8 gün sonra sorduracağım ama şunu unutma madem ki bu adama uyup "Tekne turları" esprilerini günler boyu paylaştın artık, daha önce defalarca dediğin gibiHilmi beni ilgilendirmez diyemezsin, her şeyin altında senin de imzan var...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Haa geçen gün bilmeden iftira atıyordun, Avi Maraşlıyan ile ilgili mahkeme kayıtlarındaki talebimi de yayınlamış arkadaşın... 12. sulh Ceza'da da tekrarlanacak, umarım bir yargıç adım atacaktır o Avi'yi de senin gözüne sokacağım... Sırada Burak Caney de var...See Translation
    • Mustafa Demirkanlı Güzel, Avi Maraşlıyan'ın mahkemeye sunduğum IP adreslerini de yayımlamış, 2 tane daha var. İş yeri ya da ev vs. onları da yeni elde ettim, onlarda mahkemeye ulaşacak... Sanırım Avi Bey çemberin daraldığını fark etmiştir. Özelime yazıp özür dilesin, unutayım...See Translation
      • Mustafa Demirkanlı "IP'den anlayan bize yardımcı olsun da, Mustafa Demirkanlı'nın somut yalanlarını daha çabuk ortaya çıkarabilelim. Zâten yargıç çıkaracak da!" demiş Hilmi... Büktel tek laf etmeden susuyor, ya utandı ya da gerçekten hacklenmiş face'i... http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/12/blog-post_3149.html
      • Mustafa Demirkanlı Büktel, hani Hilmi facebook'a girmiyordu, daha 2 gün önce ben okuyorum demiştin... Bütün yazışmayı olduğu gibi görüntü olarak kopyalayıp yayımlamış, bu seni de kandırıyor galiba... Aslında galiba değil de, yavaş yavaş göreceksin bu güne kadar görmediysen...
      • Coşkun Büktel Sevgili okurlar, gördüğünüz gibi, yazdığımız başlığın altına (tükürdüğünü yalamayan, yazdıklarını inkâr etmeyen, kimliği belirli) bildiğimiz, sıradan insanlar tarafından herhangi bir itiraz cümlesi eklenmedi. Alıntıladığımız apaçık belgeye itiraz, yalnızca, Mustafa'nın "biri benim yerime yazmış" dediği vandallardan geliyor. Biz yazdıklarımızı inkâr etmiyoruz, onlar yazdıklarını inkâr ediyor. Biz tükürdüğümüzü yalamıyor, yazdıklarımızı silmiyoruz, biz belgesiz konuşmuyoruz; onlar ise ancak çok, çok, çok, ama çok ender olarak ve sırf belge sunuyormuş görüntüsü vermek amacıyla, konuları saptıran, alâkasız belgeler kullanıyorlar. Biz asla yalan söylemiyoruz ve (hakimler facebook okurları gibi yalanlarla kandırılamayacağı için) mahkemelerde asla yalan söylemekle suçlanmıyoruz. Onlar işine gelmediğinde yazdıklarını siliyor, biz bunu iğrenç bir düşüklük sayıyoruz. Bu durumda, gayet doğal olarak, biz karşımızda, bizim ilkelerimize sahip (hak edeni sert eleştiren ama asla yalan söylemeyen) bir tek insan bulamadık. Uğradığımız aforoza rağmen, yıllardır, dergilerde, gazetelerde, internette ve yazdığımız kalın kalın eleştiri kitaplarımızda vandalizmle mücadele ederek, vandalların ipliğini pazara çıkaran, onların yalan ve dezenformasyonunu teşhir eden, onları suç üstü yakalayan yüzlerce yazı yazarak, onlar hakkında bilinmeyen hiçbir şey bırakmadığımız için; artık onlarla ciddi ciddi tartışmaya girmeye, onları ciddiye alıp onlara ciddi ciddi cevap vermeye gerek duymuyoruz; çünkü onların sorumlulukları yok. Utanma duyguları ameliyatla alınmış gibi "biz yazmadık" deyip çıkabiliyorlar işin içinden. Bu durumda onları sayfalarımızda engelleyip sansür etmekten başka çare yok diye düşünenler varsa, bizce yanılıyorlar. Biz onlara benzemeyen tüm özelliklerimizi korumanın ve geliştirmenin yararına inanıyoruz. Onların tersine biz sansürden nefret ediyoruz. Onlar bizim inandırıcılığımızdan, dürüstlüğümüzden, belgelerimizin sağlamlığından haklı olarak korktukları için, haklı olarak bizi sansür ediyorlar. Oysa biz, bizim asla kullanamayacağımız kirli yöntemlerine rağmen onlardan korkmuyor ve onlara benzememek için sansür konusundaki hassasiyetimizi varılabilecek en son aşamaya kadar geliştiriyor ve "sıfır sansür" ilkesini ortaya koyuyor ve vandallar bu ilkemizi ne kadar zorlarsa zorlasın "sıfır sansür"den yıllardır vazgeçmiyoruz. Onlar, devletten haksız beslenmelerini teşhir ettiğimiz, kirli menfaatlerine çomak soktuğumuz için, bizden ve yapabileceklerimizden çok korkuyor ve bizim karşımıza ancak orantısız bir kirlilikle çıkabiliyor, bizi ancak en kirli yöntemlerle (örneğin, onları mahkemede bile avantajlı kılan, delilleri silip örtbas etme yöntemiyle) bastırmayı amaçlıyorlar. Ama biz dürüst olduğumuz ve onların kirliliğinden korkmadığımız için, onlara karşı kirli yöntemler kullanmaya kalkışmadığımız gibi, onları sansür etmeyi bile düşünmüyoruz. Tam tersine, okurlar onların kirli saldırılarından birer hayat ya da ibret dersi olarak yararlanabilirler diye düşünüyor, onların sayfalarımızda bize saldırarak aslında kendilerini yeniden ve yeniden teşhir etmelerini engellemiyoruz. Artık hiçbir inandırıcılığı kalmamış bu vandalların bize atacağı hiçbir çamurun üstümüze yapışmayacağına güveniyoruz. Her türlü kirli yöntemle üstümüze geldikleri halde, işte o yüzden, "sıfır sansür" ilkemizi asla terk etmiyoruz. Onlar, bizden korktukları halde bizi kışkırtmak için bize korkak diyecek kadar absürd davranarak, bizi kışkırtmaya ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, bu sayfada dahi, çıplak gözle görülebilen somut gerçeklik, gerçek korkağın kimler olduğunu apaçık kanıtlıyor. Somut gerçeklik (bu sayfada bile çıplak gözle görülebilen somut ve sayfaya bir kamyon dolusu laf salatası, demagoji, iftira, saptırma, çarpıtma, kışkırtma yığsanız bile örtbas edilemeyecek, hatta (yarın temin edebilseler) yargı kararıyla bile değiştirilemeyecek, somut gerçeklik ) şudur: Biz onları sansür etmiyoruz, onlar bizi sansür ediyor.
    (Kaynak: facebook)