25 Haziran 2012 Pazartesi

Büktel, facebook bataklığında husumete değindi!



Coşkun Büktel · 30 abone
9 dakika önce · 
  • Kanun diye kanun diye kanunu tepeleyenler gibi; bizim eleştirilerimize "küfür edebiyatı" "küfür edebiyatı" diyerek bize (Hilmi Bulunmaz, Feridun Çetinkaya ve Coşkun Büktel") karşı husumet yaratmış olanlar; şimdi de kalkmış "husumet edebiyatı" "husumet edebiyatı" diye güya "husumet edebiyatını" eleştirirken; daha dün bize karşı "husumet edebiyatının" daniskasını yönelttiklerini örtbas etmeye çalışıyorlar. Tek kozları: İnsanların balık hafızaları...

    Asparagas tiyatro ("yönetmen tiyatrosu") saçmalıklarına net biçimde karşı çıkamadığı için, Melih Anık, (geçmişte ÖZDEMİR NUTKU'NUN THEOPE SKANDALI'nı örtbas etme görevini üstlendikleri gibi, bugün de HALUK BİLGİNER'İN ENOBARBUS SKANDALI'nı örtbas etme görevini üstlenmiş) yalaka vandallara dün nasıl doyurucu bir cevap verememişse; bugün de, (vandalların geçmişte "Büktel, Çetinkaya ve Bulunmaz'a yönelttikleri linç ya da husumet edebiyatını hâlâ özenle görmezden geldiği için) vandallarla girdiği polemiklerde, vandallara hak ettikleri cevabı yine elbette veremiyor.

    Sonuçta karşılıklı mızırdanıp duruyorlar ve içlerinden biri ifade gücü sıfır olan Mimesisçesiyle upuzun bir yazı yazarak, kulağını en uzak mesafeden tutup, özetle, o mızırdanmaların tiyatromuz açısından çok önemli olduğunu ilan ediyor. Mimesisçe'nin zekâ problemini örtbas etmekte ne kadar yetersiz kaldığını bir türlü kavrayamadan, kendi yağlarında kavrulup gidiyorlar.

    (Kaynak: facebook)

24 Haziran 2012 Pazar

Tunç Yaşar, "Kim bu ekşi sözlük iftiracısı OROSPU ÇOCUĞU WHOOSIE?" başlığını çok önemsemiş!



Coşkun Büktel · 30 abone
39 dakika önce · 
  • KİM BU "whoosie" TAKMA ADLI İFTİRACI?

    2009 YILINDAN BU YANA, EKŞİ SÖZLÜK'TE "whoosie" TAKMA ADIYLA (VE GÜYA İSPAT İÇİN MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN SİTESİNE LİNK VERİLEREK) SÜRDÜRÜLEN VE DEMİRKANLI'NIN ASLA İTİRAZ ETMEDİĞİ KLASİK YALANI HERKES BİLMELİ... BAKIN whoosie NE DİYOR:

    başka bir theope'nin varlığı ile daha da heyecanlı hale gelen tartışma. coşkun büktel'in bağıra çağıra "başka yok" dediği theope'nin konu olarak oldukça benzerinin bulunmasıyla kimin haklı kimin haksız olduğu yeniden tartışma konusu olmuştur.

    http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1154
    (whoosie, 04.08.2009 16:57 ~ 05.08.2009 10:42)

    WHOOSIE'NİN BU YAZISININ EKŞİ SÖZLÜKTE YER ALDIĞI ORİJİNAL SAYFAYI GÖRMEK İÇİN, TIKLAYINIZ:

    http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=co%C5%9Fkun+b%C3%BCktel+ve+%C3%B6zdemir+nutku%27nun+theope+polemi%C4%9Fi

    ***

    SİZCE KİM OLABİLİR MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN THEOPE'Yİ ŞAİBELİ KILMAK AMACIYLA YAYINLADIĞI O DEZENFORMATİF YAZIYA LİNK VEREREK, O DEZENFORMATİF YAZIYA BİLE RAHMET OKUTACAK BİÇİMDE "ŞAİBEYİ APAÇIK İFTİRAYA DÖNÜŞTÜREN", TAKMA ADIN ARDINA SIĞINMIŞ BU İFTİRACI WHOOSIE?

    ***

    MUSTAFA DEMİRKANLI, ÖZDEMİR NUTKU DAHİL HİÇ KİMSENİN BÜKTEL'İ İNTİHALLE SUÇLAMADIĞINI SÖYLÜYORDU:

    MUSTAFA DEMİRKANLI: "Sonuç olarak, Büktel'e bugüne kadar kimse intihal yaptın demedi."
    KAYNAK: http://www.coskunbuktel.com/asrinzincirlemeyalani.htm

    EVET, MUSTAFA ÇOK HAKLI: KİMSE BENİM THEOPE'MLE (VAROLMAYAN) BAŞKA BİR THEOPE ARASINDAKİ BENZERLİKLERDEN SÖZ EDERKEN "İNTİHAL" KELİMESİNİ KULLANMADI. whoosie BİLE İNTİHAL KELİMESİNİ KULLANMIYOR. NE DİYOR whoosie? MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN DERGİSİNDE DE YAYINLADIĞI, HATTA BAŞLIĞINI ("EVET İKİNCİ BİR THEOPE VAR") KAPAKTAN VERDİĞİ, GERÇEKLERİ ÇARPITAN DEZENFORMATİF YAZIYI KAYNAK GÖSTERİP LİNK VEREN whoosie DİYOR Kİ:

    coşkun büktel'in bağıra çağıra "başka yok" dediği theope'nin konu olarak oldukça benzerinin bulunmasıyla kimin haklı kimin haksız olduğu yeniden tartışma konusu olmuştur.

    PEKİ MUSTAFA 2009 YILINDAN BU YANA EKŞİ SÖZLÜKTE KENDİ YAYINLADIĞI YAZI TANIK GÖSTERİLEREK SERGİLENEN BU VANDALCA İFTİRAYA BUGÜNE DEK BİR KEZ OLSUN, İTİRAZ ETTİ Mİ? ETMEDİ.

    KİM BU İFTİRACI whosie?... BİLENLER, İNSANLIK ONURU ADINA, LÜTFEN BİZE DE BİLDİRSİN. KENDİSİNİ DAVA ETMEYECEĞİZ. YALNIZCA TEŞHİR EDECEĞİZ; ONU DA, ARDINDAKİLERİ DE...

      • Tunç Yaşar 
        Sayın Büktel, sürekli küfürbazlardan, linçcilerden yakınıyorsunuz. Farkettiğim bir şey var, onu belirtmeden edemeyeceğim. facebookbataklıgı isimli blog sitenizde, Whoosie nickli ekşi sözlük yazarını '' Kim bu orospu çocuğu Whoosie '' isimli başlıkla sorgularken, facebook sayfanızda ise '' Kim bu whoosie takma isimli, iftiracı '' diyerek sorguluyorsunuz. Sanırım facebook bataklığı isimli blog sitenizin takipçi sayısının az olduğunu düşünerek rahat rahat küfür kullanıyor, facebook sayfanızda ise daha usturublu bir şekilde arıyorsunuz ''whoosie '' nickli ekşi sözlük yazarını. Konuyu dezenforme ediyorsun demenizi beklediğimden dolayı, şunu da eklemeden geçemeyeceğim. '' Theope başlı başına özgün bir eserdir, herhangi bir intihal söz konusu değildir. Başka bir Theope değil Fransa'da dünya üzerinde yoktur. ''


      • Coşkun Büktel Sırf kaynak linki vererek dürüst bir suçlama yönelttiğiniz ve bu konuda herkesin bildiği gerçeği bilmezden geldiğinize değil de, gerçekten bilmediğinize beni (bir ölçüde) inandırdığınız için cevap veriyorum: Link verdiğiniz facebookbatakligi.blogspot.com başlıklı site, benim sitem değil, Hilmi Bulunmaz'ın sitesidir. Bulunmaz'la ben aynı kişiler değiliz. O whoosie'yi "öyle" takdir etmiş.

22 Haziran 2012 Cuma

Kim bu orospu çocuğu Whoosie?


  • ‎2009 YILINDAN BU YANA, EKŞİ SÖZLÜK'TE "whoosie" TAKMA ADIYLA (VE MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN SİTESİNE LİNK VERİLEREK) SÜRDÜRÜLEN VE DEMİRKANLI'NIN ASLA İTİRAZ ETMEDİĞİ KLASİK YALAN! BAKIN whoosie NE DİYOR:

    başka bir theope'nin varlığı ile daha da heyecanlı hale gelen tartışma. coşkun büktel'in bağıra çağıra "başka yok" dediği theope'nin konu olarak oldukça benzerinin bulunmasıyla kimin haklı kimin haksız olduğu yeniden tartışma konusu olmuştur.

    http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1154
    (whoosie, 04.08.2009 16:57 ~ 05.08.2009 10:42)

    WHOOSIE'NİN BU YAZISININ EKŞİ SÖZLÜKTE YER ALDIĞI ORİJİNAL SAYFAYI GÖRMEK İÇİN, TIKLAYINIZ:

    http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=co%C5%9Fkun+b%C3%BCktel+ve+%C3%B6zdemir+nutku%27nun+theope+polemi%C4%9Fi

      • Coşkun Büktel SİZCE KİM OLABİLİR TAKMA ADIN ARDINA SIĞINARAK VE MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN THEOPE'Yİ ŞAİBELİ KILMAK AMACIYLA YAYINLADIĞI DEZENFORMATİF YAZIYA LİNK VEREREK VE O DEZENFORMATİF YAZIYA BİLE RAHMET OKUTACAK BİÇİMDE "ŞAİBEYİ APAÇIK İFTİRAYA DÖNÜŞTÜREN" BU YALANCI WHOOSIE?

      • Coşkun Büktel BU KONUDA DAHA GEÇEN GÜN, ÖMER F. KURHAN'IN O DEZENFORMATİF YAZISINI YENİDEN GÜNDEME GETİREN MUSTAFA DEMİRKANLI'YA KARŞI ŞUNLARI YAZMIŞTIM:

        ARŞİV:

        Mustafa Demirkanlı · 12 ortak arkadaş
        ...Devamını Gör


      • Coşkun Büktel Her zaman söylüyorum: Cevap verebiliyorsanız, bu yazıya cevap verin: http://www.coskunbuktel.com/buktelgerizekarehberi.htm
        Ama sizler bana asla cevap veremediniz. Cevap diye verdiğiniz cevaplar, yalnızca cevap veremediğinizi kanıtlayan, kon...Devamını Gör


      • Coşkun Büktel EKŞİ SÖZLÜK'ÜN TAKMA İSİMLİ YAZARI WHOOSIE DE "COŞKUN BÜKTEL İNTİHAL YAPTI" DEMİYOR. 2009'DAN BERİ, SADECE "coşkun büktel'in bağıra çağıra 'başka yok' dediği theope'nin konu olarak oldukça benzerinin" BULUNDUĞUNU SÖYLÜYOR. YANİ WHOOSIE ADIYLA YAZAN ŞAHIS, NUTKU, KURHAN, DEMİRKANLI ÜÇLÜSÜNÜN THEOPE HAKKINDA YARATTIĞI ŞAİBEYİ, TAKMA İSMİYLE YAKALANMAYACAĞINA GÜVENEREK, APAÇIK İFTİRAYA DÖNÜŞTÜRÜYOR. NİÇİN? SİZCE KİM BU WHOOSIE?

19 Haziran 2012 Salı

LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro..., facebook bataklığı'nda!



Coşkun Büktel · 30 abone
Dün, 01:44 · 
  • MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN BU SAYFADA (http://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/448914835126632) KAYDETTİĞİMİZ YALAN, İFTİRA VE HAKARETLERİNE TOPTAN VE "OKKALI" BİR YANIT DAHA VERECEĞİZ!

      • Mustafa Demirkanlı 
        Bekleriz... Keşke bir gün cesaretinizi toplayıp karşıma da çıkabilseniz... ne iyi olur... Malzemeniz çok, canıma okursunuz ve video kaydını herkes izler... rezil olurum, konuşacak halim kalmaz... Bir yanınızda Hilmi oturur... Hatta şu görüşlerini açıklar: "Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" Hepsini kayda alırız, sen de görüşlerini açıklarsın, herkes öğrenir... Bu sana yaptığım kaçıncı öneri, neden kaçarsın be Büktel, kayda alacağız, sansürsüz... Nedn korkarsın... Hadi yine kaçacağın belli, şu "okkalı" yanıtnı yaz/ın da herkes öğrensin...


      • Coşkun Büktel 
        Mahkemede süt dökmüş kedi gibisin, burada, tribünlerde ise Tophane kabadayıları gibi "çık karşıma" diye posta koyuyorsun. Mahkemede karşına çıktığımda yapsana "çık karşıma!" edebiyatını! Senin ne Hilmi'ye ne de bana hiçbir soru sormaya hakkın yok. Sen soru sormak değil, sorulara cevap vermek mevkiindesin ama herşey Özdemir Nutku iftirasının belgesi kadar apaçık meydanda olduğu için, cevap filan veremezsin, asla veremedin! O yüzden "Çık karşıma!" diye yalancı pehlivanlık ederek, konuyu saptırmaya çalışıyorsun. Niye çıkıcam karşına? Diyorsun ki, "rezil olurum, konuşacak halim kalmaz"... Sen rezil olmadığını mı düşünüyorsun? Sen konuşacak halin kaldığını mı sanıyorsun? Sen benim karşımda asla konuşamadın... Belgelenmiş gerçekleri benimle asla tartışamadın! Sen ancak gerçekleri saptırmaya ve çarpıtmaya, gerçekleri laf salatası içine gömüp örtbas etmeye uğraştın. İmalarla kafa bulandırmayı, şaibe yaratmayı, laf salatası yapmayı, hüner sandın. Ama insanın ağzından ses çıkarabilmesi, hatta cümleler kurabilmesi, benim standartlarımda "konuşmak" anlamına gelmiyor. Konuşmanın/tartışmanın bir adabı vardır. Sen, benim naçizane ölçütlerime göre, makul bir insanın karşısına alıp da konuşabileceği, asgari tartışma adabına sahip birinin standardına asla ulaşamadın. O nedenle hiç hayal kurma! Sana Coşkun Büktel'le konuşmuş olma onurunu daha fazla bağışlamayı maalesef düşünmüyorum. Ben seninle çok konuştum. Enteresan bir cümle kurduğunu hatırlamıyorum. Espri yapabildiğine tanık değilim. Genel kültürün ya da birikiminle beni hayrete düşürdüğün de olmadı. Aramızın henüz bozulmadığı, henüz seninle konuşmayı ya da hatta yalnızca yüzünü görmeyi vakit kaybı saymadığım o zamanlarda bile, bana saygılı davranıyor olsan da, aslında benden pek hoşlanmıyor, derginde beni istemiyordun. Gerçi cevap hakkımı talep etmek dışında sana derginde yazmayı asla teklif etmedim ama senden şöyle hararetli bir teklif gelseydi, dergine yazmayı düşünebilirdim. Bir keresinde yazmamı teklif ettin ama beklediğim tarzda bir teklif değildi. Hem teklif yapıp hem de şart öne sürmen hiç hoşuma gitmemişti. "Tek bir şartım var" demiştin, "Theope'den bahsetmeyeceksin!" Sana verdiğim cevabı unutmadığından eminim (Çünkü sana böyle cevap verebilecek insanlar asla olmadı çevrende.) Demiştim ki: "Senin dergine -üstelik bir de bedavadan- yazı yazacaksam, hiçbir şart kabul etmem. 'Theope'den bahsedeceksin' diye bile şart koşsan, yine de kabul etmem." Ben reddettiğim halde, ya da reddetmemden önce, galiba sen bu konuyu derginin o zamanki yönetim kuruluna götürmüşsün. Yazmıştın: Coşkun'un dergide eleştiri yazmasına ne dersiniz, diye sormuşsun. Orhan Alkaya da, Coşkun'un Theope'den başka konuda eleştiri yazdığını gören bilen var mı, demiş. Sen de, Orhan o kadar haklı ki, diye düşünerek susmak ve teklifini geri çekmek zorunda kalmışsın. İnanıyorum. Aynen öyle olmuştur. Anlattıkların her ikinizin de zekâ düzeyiyle tamamen örtüşüyor. Ama ben artık birini karşıma alıp ciddi ciddi konuşacaksam, o birinde bazı nitelikler arıyorum. Zekâ ve ahlak konusunda, denklik şartı koşmasam bile, kendi ölçütlerime göre bazı asgari nitelikler saptadım. Ve -bu benim gözlerimin bozukluğundan da olabilir- o nitelikleri sende asla göremedim. O nedenle, "çık karşıma!" diyerek kibarca yaptığın teklifli, maalesef reddediyorum. Çünkü artık sana söyleyecek şeyim yok. Bu konuda ısrar ederek kendini küçük düşürmekte elbette özgürsün ama cevabım asla değişmeyecek. Ben artık seninle ancak duruşma salonlarında konuşurum. Ama orada da nedense, süt dökmüş kedi gibisin.

        Aslında artık senin hakkında okurlara bile söyleyecek yeni bir şeyim yok. Herkes seni yeterince tanıdı. Hakkında yazdıklarım, günümüz Türk tiyatro yayıncılığının makus talihini somut belgelerle yansıtan koca bir külliyat oluşturdu. Bu külliyatı daha fazla genişletmeye gerek yok. Hakkımda (ya da Hilmi'nin hakkında) ortaya atacağın yeni dezenformasyon ve kışkıttmalara (insanları aldatma ihtimali kesin olmadıkça) cevap vermeme de gerek kalmadı. Artık yapmam gereken tek şey, seninle ilgili o koca külliyatı parça parça gündeme sokarak, mümkün olan en geniş okur kitlesine ulaştırmak. İnsanları senin dezenformasyon tekniklerinle tanış kılıp, onlarda o tekniklere karşı bir bağışıklık yaratmaya çalışmak. Tiyatro insanlarında o bağışıklığı yeterince yarattığımı sanıyorum. Ama şimdi de, defalarca cevapladığım için okurların asla inanmayacağı ama savcıların, (öncesini bilmedikleri ve ilgilenmedikleri için) kolayca inanacağı birtakım rivayetler yayıyorsun bu sayfalarda. O yüzden, şimdi de sırf savcıları uyarmak için, "okkalı" bir yazı yazmak zorunda kaldım. Ama düzeltilmesi gereken o kadar çok çarpıtma var ki yazdıklarında, bir kerede hepsine birden cevap vermek vakit alıyor. Bekleyeceksin. Bu arada beni dava ettiğin gerçekti, di mi? Bak, araştıracağım. Yine palavra çıkarsa... Neyse, senin için ne fark eder ki!...


      • Mustafa Demirkanlı 
        Büktel, yazdıklarında doğru aradım ama bulamadım, gözlüklerimi taktım tekrar okudum yine bulamadım. Hangisini düzelteyim ki? Mahkemede ne yapmam gerekiyordu? Savcını iddianamesi ortada, yargıcın sana soruları ortada, senin yanıtların ortada... Benim mahkemede ne yapmam gerekiyordu da yapmayıp, "süt dökmüş kedi gibiydim" Sen mahkeme salonunu tarışma programı mı sanıyorsun? Senin dava konusu olmayan, davayla ilgisi olmayan savlarına yanıt vermemi mi bekledin yoksa? Gerçekten yargıcın bile dönüp "ne diyorsunuz?" diye sormadığı davayla ilgisiz onlarca sayfaya yanıt mı bekledin? Büktel, avukatını acil bul, o anlatsın sana, ben anlatıyorum anlamıyorsun. Yönetim Kurulu değil, Yayın Kurulu... Senin yazmanı öneren ben değil, Kerem Kurdoğlu... Ben sana hiçbir zaman yazmanı önermedim, çok sonra yine böyle bir yazışmada Yayın Kurulu'ndaki Kerem'in önerisini anlatmıştım... Oysa sen bekliyormuşsun meğer... "Bir keresinde yazmamı teklif ettin ama beklediğim tarzda bir teklif değildi." demişsin. Sen Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nde yazacaksın, bu onur sana yetmeyecek (baksana bayağı beklemişsin) bir de senin istediğin tarzda bir teklif bekleyeceksin... Altın varaklara sarılmış bir teklif... Orhan'ın o gün ortaya sorduğu soru çok yerindeydi ve hâlâ geçerliliğini sürdürüyor. En yakın arkadaşın, üstelik kendisini sosyalist olarak lanse eden Hilmi'nin tiyatroya siyasilerin müdahalesini savunması karşısında SÜT DÖKMÜŞ KEDİ GİBİSİN... Hani en büyük, en gerçekçi, en namuslu, en... en... eleştirmensin ya... Hilmi'nin "Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" bir tiyatro insanı olarak senin ilgi alanının dışında mı kalıyor? Yoksa ifade edilenlerden değil, ifade edenden dolayı mı SÜT DÖKMÜŞ KEDİ GİBİSİN... Yoksa, "Theope'yle ilgisi yok, bana ne mi? diyorsun.


      • Coşkun Büktel OLMAZ Kİ, SEN AKLINA GELENİ SÖYLÜYOR, GERÇEĞİ AKLINA ESTİĞİ GİBİ ÇARPITIYORSUN! BİLİNDİĞİ ÜZERE BENİM BÖYLE LÜKSÜM YOK! ÜSTÜNE PARA VERSELER ASLA YALAN SÖYLEMEM! bEN NE DİYORSAM, DOĞRUDUR. SANA İSE İSTEYEN İNANSIN!

        BU DURUMDA, İYİSİ Mİ BELGELERLE KONUŞALIM. BAK FERİDUN ÇETİNKAYA, 10 MART 2006 TARİHLİ (VE SENİN ASLA YALANLAYAMADIĞIN) “Mustafa Demirkanlı ‘ilkel ve iğrenç’ olmaya devam ediyor!” BAŞLIKLI YAZISINDA NELER SÖYLEMİŞ:

        Demirkanlı’nın “sızma” suçlaması da “tezgâh” suçlaması kadar dayanaksız.

        Bir kere, Tiyatro… Tiyatro… dergisine “sızmaya” ihtiyacım yoktu. Çünkü Tiyatro… Tiyatro… dergisinde yazı yazmak için hiçbir zaman, hiçbir şekilde benim bir talebim olmadı. Tam tersine, Tiyatro… Tiyatro… dergisinde yazı yazmam için, o dönemdeki yayın kurulu üyelerinden, tiyatro yazarı ve yönetmeni Kerem Kurdoğlu bana teklifte bulunmuştu; ben de yazılarımın yayımlanma koşullarıyla ilgili bazı şartlar konusunda anlaşarak bu teklifi kabul etmiştim. Sonra da Tiyatro… Tiyatro… dergisinde halihazırda üç yazım yayımlanmıştı. Daha ne diye o dergiye sızmaya çalışayım ki?

        Coşkun Büktel’in dergiye “sızmasına” gelince. Mustafa Demirkanlı, Büktel’in dergide yazması için, bizzat Demirkanlı olarak kendisinin yayın kuruluna teklifte bulunduğunu, bana kendi ağzıyla söyledi. Hatta Demirkanlı, yayın kuruluna Coşkun Büktel’in dergide yazmasını teklif ettiğine, Kerem Kurdoğlu’nu da şahit gösterdi. Demek ki Coşkun Büktel de isteseydi, bu dergide yazı yayımlatabilirdi. Böyle bir imkân varken, Büktel, Tiyatro… Tiyatro… dergisine neden sızmaya çalışsın ki? Neden kulağını tersten tutsun ki?

        Demirkanlı, yalan söylediği için tutarsız olmaya, tutarsız olduğu için de yalan söylemeye mahkûm görünüyor.

        KAYNAK: http://tiyatrofanzini.blogspot.com/2008/11/mustafa-demirkanl-ilkel-ve-iren-olmaya.html

        BEN YALAN SÖYLEMEM! ANCAK SİZİN KENDİNİZE "YÖNETİM KURULU" MU, "YAYIN KURULU" MU DEDİĞİNİZ KONUSUNDA ARAŞTIRMA YAPMAYI HİÇ UMURSAMADIĞIM İÇİN O KONUDA YANILMIŞ OLMAYI "GÖZE ALIRIM". OLAYDA KEREM KURDOĞLU'NUN DA BULUNDUĞUNU HATIRLIYORDUM ELBETTE, AMA ANEKDOT ANLATIYOR DEĞİLDİM VE KONUYU DAĞITMAMAK İÇİN ONDAN SÖZ ETMEDİM. SENDEN TEKLİF BEKLEDİĞİMİ VE SENİN DERGİNDE YAZMANIN BENİM İÇİN ONUR OLACAĞINI SÖYLÜYORSUN HÂLÂ... VE EN ÖNEMLİSİ, "Ben sana hiçbir zaman yazmanı önermedim" DİYORSUN Kİ, BU BENİM YALAN SÖYLEDİĞİMİ İDDİA ETMEN ANLAMINA GELİR. EVET, İKİMİZDEN BİRİ KESİNLİKLE YALAN SÖYLÜYOR.

        HİLMİ'YLE İLGİLİ OLARAK, BİNİNCİ KEZ ŞUNU SÖYLEYEYİM: ONUN YAZDIKLARINI YA DA YAPTIKLARINI DEDİĞİN KADAR VAHİM BULSAYDIN, ONUN CEVAP VERMESİNDEN KORKMAYARAK, ONUN HAKKINDA BURAYA YAZDIKLARINI (ÖZELLİKLE DE ONA "YUH!" VE "OHA!" SÖZCÜKLERİYLE SALDIRDIĞIN BÖLÜMLERİ) KENDİ SİTENE DE KOYARDIN. BURADA, FACEBOOK'TA, SANKİ HİLMİ KORKUNÇ VAHŞİ BİR SUÇ İŞLEMİŞ GİBİ BİR HAVA YARATARAK ONUN HAKKINDA UTANMADAN KARA PROPOGANDA YAPIP ADAMA "YUH!" VE "OHA!" ÇEKİYORSUN; AMA KENDİ SİTENDE TIK YOK! SENİN ASLINDA KENDİ SİTENE KOYACAK KADAR ÖNEMSEMEDİĞİN ŞEYLER HAKKINDA, BEN NİYE AÇIKLAMA YAPACAKMIŞIM? BEN FİKİR VE KANAATLERİMİ, HELE DE SEN SORUNCA, AÇIKLAMAK ZORUNDA MIYIM? DEĞİLİM. NEDEN? EVRENSEL HUKUK KURALI: KİMSE FİKİR VE KANAATLERİNİ AÇIKLAMAYA ZORLANAMAZ. PEKİ HİLMİ'NİN "SUÇLARI" HAKKINDA AÇIKLAMA YAPMADIĞIM İÇİN, SUÇLANABİLİR MİYİM? SUÇLANAMAM. NEDEN? ÇÜNKÜ EVRENSEL HUKUK KURALI: SUÇ ŞAHSİDİR VE YALNIZCA SUÇ İŞLEYENİ BAĞLAR. HİÇ KİMSE BAŞKASININ İŞLEDİĞİ BİR SUÇUN HESABINI VERMEK YA DA CEZASINI ÇEKMEK ZORUNDA DEĞİLDİR. OYSA HİLMİ'NİN "SUÇLARI" HAKKINDA AÇIKLAMA YAPTIĞIM İÇİN SEN BİR HUKUK ÖĞRENCİSİ OLARAK NASIL OLUP DA BENİ "SÜT DÖKMÜŞ KEDİ" OLMAKLA SUÇLAYABİLİYORSUN? SEN BIRAK HUKUK FAKÜLTESİNİ! GİRME BİR DAHA O BİNADAN İÇERİ! AYIP OLUYOR!


      • Coşkun Büktel DEMEK Kİ NEYMİŞ? YAZDIKLARIMDA DOĞRU ARAMAMIŞSIN. YAZDIKLARIMDA YALNIZCA GERÇEKLERİ EN EMİN BİÇİMDE NASIL ÇARPITABİLECEĞİNİN ÇARESİNİ ARAMIŞSIN.

        (Kaynak: facebook)

18 Haziran 2012 Pazartesi

M. Demirkanlı'yı İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılatan belge




Coşkun Büktel · 29 abone
16 saat önce · 
  • Mustafa Demirkanlı bana her başlık altında, başlık konusunu saptırarak, Hilmi Bulunmaz'ın küfürlerini niye kınamıyorsun, hadi erkeksen kınasana, arkadaşının küfürlerini kınadığını açıklayamazsın, di mi? tarzında laflarla, beni Hilmi Bulunmaz küfürleri hakkında kınama açıklaması yapmaya zorlar. Ne zaman sıkışsa, konuyu cevaplamak yerine, konuyu Hilmi'nin küfürlerine saptırır; bunu sayısız defa yaptığı için, arşivlerimiz onun bu meşhur saptırmasının örnekleriyle doludur. Ama o böyle yapıyor diye ben de onu taklit etmeye, aynını yapmaya kalkışamam herhalde... Ben Mustafa'yı, kankası Orhan Alkaya'nın bana yönelik küfürleri için kınama açıklaması yapmaya asla zorlamadım. Neden mi? Çünkü ben evrensel hukuk ilkelerine saygılı bir insanım, öyle Mustafavari biçimde, hukuksuz, mantıksız ve tutarsız taleplerde bulunamam. Mustafa evrensel hukuk ilkelerini çiğnemekte (bir hukuk öğrencisi olmasına rağmen) sakınca görmeyen hukuk dışı bir arkadaşımız olduğu için, Anayasamızın da ana kurallarından biri olan "Hiç kimse fikir ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz" ilkesini düşman saydığı Büktel'in karşısında rahatça çiğneyebilir. Çünkü o, belli ki, hukukun evrensel ilkeleriyle (hukuk felsefesiyle) ilgilenmek yerine, hukuktaki usül canbazlıklarıyla ilgilenmeyi tercih etmektedir. Ben ise Mustafa'yı kankası Orhan Alkaya'nın küfürlerini kınamaya asla zorlamadığım gibi, kınamadığı için suçlamaya da kalkmam. Çünkü "suçun şahsiliğini" belirleyen evrensel hukuk ilkesine de saygılıyım. Suç, ancak suçu işleyen şahsı bağlar ve suçu işleyen şahıstan hesap sorulur.

    Ama ben
    Mustafa'yı Yücel Erten'in "ortada sandık sike sike usandık, dalyarak, dörtveren, Çüktel" gibi küfürleri nedeniyle rahatça suçlarım. Çünkü Mustafa bu küfürleri mazur göstermeye çalışan bir yazı yazarak, bu küfürleri eylemli olarak savunmuş ve suça katılmıştır. (İşte Yücel Erten küfürlerinin ve Mustafa'nın o küfürleri savunmasının belgesi: www.coskunbuktel.com/buktelyildizsahnesikapatmasi.htm)

    Ben Hilmi Bulunmaz'ın son derece şiddetli öfkesini "anlayabilen" yakın bir arkadaşıyım. Ama onunla aramızda pek çok ortak yön bulunmasına karşın, pek çok farklılık da vardır. Kimse beni bu farklılıkları açıklamaya zorlayamaz. Ama ben Hilmi'nin pek çok yazısını beğendiğim için ya yayınladım ya da link verdim. Mustafa, Hilmi'nin bence beğenilmiş ya da yalnızca link verilmiş yazılarını link vererek gündeme getirip benden o yazıların hesabını sorsaydı, elbette hesap verirdim. Ama o, benim link bile vermediğim yazılardan seçtiği küfürleri kaynak göstererek ya da göstermeksizin sıralayarak, beni o küfürleri kınamaya zorlamak, kınamadığım için suçlamak gibi hukuk dışı, mantıksız ve tutarsız yöntemleri tercih etti her zaman. Yarın öbürgün Mustafa'nın hukuk adamı olarak karşımıza çıkacağını ve Mustafagillerin sayısını düşününce, insan bu memleket adına umutsuzluğa kapılmaktan nasıl korunacağını bilemiyor.

      • Coşkun Büktel Orhan Alkaya'nın küfür belgeleri için, bakınız: http://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/400156570036414

      • Tunç Yaşar Sayın Büktel bir sorum olacak. Size küfürler eden twitter hesabının gerçekten Orhan Alkaya' ya ait olduğundan emin misiniz? Çünkü siz de iyi biliyorsunuz ki, sosyal medyada bu tarz birçok hesap söz konusu. Tanınmış kişilerin isimlerini alarak, onlar adına konuşan birçok insan var. Ben mevzu bahis twitter hesabını inceledim, o şahsın Orhan Alkaya olduğundan tam emin olamadım.

      • Coşkun Büktel Bırakın da bunu takma isimli vandallar yerine, Orhan Alkaya kendisi söylesin!

      • Uğur Küçük 
        Tunç YAŞAR boşver kardeşim, bu zaat kendi profilinin bile gerçek olup olmadığının ayrımında değil, gerçek insanları bile canı sıkılınca, sahte , linçci diye itham ediyor. Bir insanda güven sorunu varsa, ne söylesen nafile, insan önce kendine, sonra insanlara güvenecek, hayat içinde çürük elmalar olsada sosyal bir olgudur sonuçta, insanlara küfretmek, suçlamak kolay olan, birlik, beraberlik içinde sanat adına ve insanlık adına bir şeyler yapmaya çalışanı ise her zaman ayakta alkışlamaya devam edeceğiz.


      • Mustafa Demirkanlı 
        Arkadaşlar, bu geyik muhabbetini bırakın... Ben utanıyorum ama Büktel bu şahsı arkadaşım olarak lanse etmeye utanmıyor... size kendi sesiyle ve görüntüsüyle sunuyorum: İşte Büktel'in kankası. "Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" Bu ana fikir... Bu görüşleri: Hilmi Bulunmaz: "…tiyatroyla ilgilenmeye başladılar bunu da çok mantıklı buluyorum. Benim sosyalist olmam, benim kaba dille söylersek Fettullahçılığa karşı olmam, kaba dille söylersek Milli Görüşe karşı olmam, Akepeye karşı olmam bu ülkenin realitesini değiştirmez. Bu ülkenin realitesi Adalet ve Kalkınma Partisi'ni iktidara getiren bir realite, dolayısıyla AKP'li, milli görüşten feyiz alan, Fettuhlahizmden feyiz alan kitlelerin tiyatroyla ilgilenmesi ve Şehir Tiyatroları'ndaki müstehcen , erotik oyunlara karşı tavır takınmalarını da son derece de doğal, doğru ve kendi açılarından da haklı buluyorum. .. Milli görüş politikasıyla hareket eden ve iktidarda bulunan bu mantığı, tırnak içinde bu bağlamda destekliyorum… Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" Bunlar da benim gördüklerim... Bir tuhaf durum, sosyalist olduğunu iddia eden, Büktel'in kankası, elmas kalemleri uluslararası taciri bu lafları edebiliyor, Büktel de net bir ifade kullanmadan, desteklerim de desteklemediklerim de var diyebiliyor… Yukarıdaki mantık ya, ya da sığmaz… Çünkü "Günlük Müstehcen Sırları" tıpkı İskender Pala gibi izlemeden eleştiriyor, müstehcen sözcüğüne birde "erotik" sözcüğünü katabiliyor, yuhh denir hatta ohaa denir. Garibim oyunu izlese acaba yüzü kızarır mı? Sanmıyorum… Oyunu burada anlatmayayım, anlatıp da ikisinin de yüzünü kızartmayayım. Benim arkadaşım olsa bu saniyede ilişkimi keserim… " Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" diyen birine en azından tiyatro adına selam bile vermem… Ama benim adım Coşkun Büktel değil… O konuya ittifaklar açısından bakar… Büktel'in ne yaptığı da umurumda değil… Dün, Hilmi'yi aşil topuğum olma diye suçlamıştı ve bunu çoktan unuttu… İlgilenenler Hilmi'nin bloğuna girip baksın ve not alsın kaç haber Haber Vaktim'den? Bu yazışmaları okuyanlar baksın ve dönüp Büktel'e sorsun: "Abi, şaka mı bu? Demirkanlı yine mi yalan söylüyor?" diye sorsunlar, sonra Büktel'in suçlamalarına bir daha baksınlar…

        Bütününü izleyip, Coşkun'un bu adamın neyine destek olduğunu anlamak için şu linke göz atmak gerekiyor sanırım, göz atarsanız Büktel'i de daha doğru algılayacaksınız. http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/06/linc-kampanyasi-ana-sponsoru-tiyatro_17.html

        Büktel'in Hilmisi işte bu… Hilmi'nin Büktel'i kimdir bilemem…
        Haber Vaktim'le yatıp kalkan, "Günlük Müstehcen Sırlar"a "erotik" diyenlerin beynindeki müstehcenliği de algılamak sanırım tiyatroyla ilişkisi olanlara kalıyor... Komik bile değil... Pala'nın ifade ettiği komikti ama kendini hem sosyalist hem de Büktel'in yakın arkadaşı olarak lanse eden bu kuyumcunun bu yargısı komik bile değil.. Komik duruma düşen sanırım Büktel...


        tiyatroyun.blogspot.com
        Bu site, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay'la Lemi Bilgin'in yönetiminde iyice gecekondulaşan Devlet Tiyatroları'ndan reklâm alabilmek umuduyla yayınlanmıyor. Bu site, başta Mustafa Demirkanlı olmak üzere, tiyatral faşizmi yeniden üretmek için LİNÇ KAMPANYASI düzenleyenlere karşı bi...

      • Coşkun Büktel MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN YUKARIDA YAPTIĞI YORUMU SONRADAN SİLEBİLİR HAKLI ENDİŞESİYLE AŞAĞIYA KAYDEDİYORUM.

        Mustafa Demirkanlı İstekler12 ortak arkadaş
        Arkadaşlar, bu geyik muhabbetini bırakın... Ben utanıyorum ama Büktel bu şahsı arkadaşım olarak lanse etmeye utanmıyor... size kendi sesiyle ve görüntüsüyle sunuyorum: İşte Büktel'in kankası. "Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" Bu ana fikir... Bu görüşleri: Hilmi Bulunmaz: "…tiyatroyla ilgilenmeye başladılar bunu da çok mantıklı buluyorum. Benim sosyalist olmam, benim kaba dille söylersek Fettullahçılığa karşı olmam, kaba dille söylersek Milli Görüşe karşı olmam, Akepeye karşı olmam bu ülkenin realitesini değiştirmez. Bu ülkenin realitesi Adalet ve Kalkınma Partisi'ni iktidara getiren bir realite, dolayısıyla AKP'li, milli görüşten feyiz alan, Fettuhlahizmden feyiz alan kitlelerin tiyatroyla ilgilenmesi ve Şehir Tiyatroları'ndaki müstehcen , erotik oyunlara karşı tavır takınmalarını da son derece de doğal, doğru ve kendi açılarından da haklı buluyorum. .. Milli görüş politikasıyla hareket eden ve iktidarda bulunan bu mantığı, tırnak içinde bu bağlamda destekliyorum… Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" Bunlar da benim gördüklerim... Bir tuhaf durum, sosyalist olduğunu iddia eden, Büktel'in kankası, elmas kalemleri uluslararası taciri bu lafları edebiliyor, Büktel de net bir ifade kullanmadan, desteklerim de desteklemediklerim de var diyebiliyor… Yukarıdaki mantık ya, ya da sığmaz… Çünkü "Günlük Müstehcen Sırları" tıpkı İskender Pala gibi izlemeden eleştiriyor, müstehcen sözcüğüne birde "erotik" sözcüğünü katabiliyor, yuhh denir hatta ohaa denir. Garibim oyunu izlese acaba yüzü kızarır mı? Sanmıyorum… Oyunu burada anlatmayayım, anlatıp da ikisinin de yüzünü kızartmayayım. Benim arkadaşım olsa bu saniyede ilişkimi keserim… " Ama her şeye karşın konu tiyatroysa iktidarda olan yönetim, Milli Görüş tabii ki tiyatroya müdahale etmeli…" diyen birine en azından tiyatro adına selam bile vermem… Ama benim adım Coşkun Büktel değil… O konuya ittifaklar açısından bakar… Büktel'in ne yaptığı da umurumda değil… Dün, Hilmi'yi aşil topuğum olma diye suçlamıştı ve bunu çoktan unuttu… İlgilenenler Hilmi'nin bloğuna girip baksın ve not alsın kaç haber Haber Vaktim'den? Bu yazışmaları okuyanlar baksın ve dönüp Büktel'e sorsun: "Abi, şaka mı bu? Demirkanlı yine mi yalan söylüyor?" diye sorsunlar, sonra Büktel'in suçlamalarına bir daha baksınlar…

        Bütününü izleyip, Coşkun'un bu adamın neyine destek olduğunu anlamak için şu linke göz atmak gerekiyor sanırım, göz atarsanız Büktel'i de daha doğru algılayacaksınız. http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/06/linc-kampanyasi-ana-sponsoru-tiyatro_17.html

        Büktel'in Hilmisi işte bu… Hilmi'nin Büktel'i kimdir bilemem…
        Haber Vaktim'le yatıp kalkan, "Günlük Müstehcen Sırlar"a "erotik" diyenlerin beynindeki müstehcenliği de algılamak sanırım tiyatroyla ilişkisi olanlara kalıyor... Komik bile değil... Pala'nın ifade ettiği komikti ama kendini hem sosyalist hem de Büktel'in yakın arkadaşı olarak lanse eden bu kuyumcunun bu yargısı komik bile değil.. Komik duruma düşen sanırım Büktel...


        tiyatroyun.blogspot.com
        Bu site, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay'la Lemi Bilgin'in yö...Devamını Gör

      • Coşkun Büktel 
        ŞU SAYFADA (http://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/449802411704541) BAKİ KUBBE ADIYLA VE GÜYA BENİ SAVUNAN (ÜSTELİK DE BU KEZ GAYET MANTIKLI VE TUTARLI İFADELERLE YÜZDE YÜZ SAVUNAN TAKMA İSİMLİ BİRİ VARDI. BAKİ KUBBE ADLI BU TAKMA İSİMLİ KİŞİYE DEMİŞTİM Kİ:

        "Şu an mantıklı düşünebilen bir insan olduğunuzdan eminim ama iyi niyetinizden ve ne yapmaya çalıştığınızdan, yarın ne yapacağınızdan emin değilim. Haklı davalar haksız yöntemlerle savunulamaz. (...) bu söylemleriniz, en çok, benim 'Takma isimli sapıklar daima Mustafa Demirkanlı'yı destekliyorlar?' tezimi zayıflatmaya yarıyor. Siz eğer Mustafa Demirkanlı'nın kendisi değilseniz, lütfen, bir an önce vazgeçin! Benim takma isimle verilecek desteklere ihtiyacım yok! Hiçbir suç işlemediğinize ve yazdığınız her şey herkese karşı açık alınla da savunulabileceğine göre, ya gerçek adınızla ortaya çıkın ya sonsuza kadar susun! Bu isimle konuşmaya devam ederseniz, farklı bir açıdan, size de diğer sapıklar kadar karşı olacağımı bilin! Haklı davalar haksız yöntemlerle savunulamaz."

        SONUNDA BAKİ KUBBE GİTTİ. AMA GİDERKEN BANA VERDİĞİ TÜM DESTEKLERİ SİLMEYİ VE BÖYLECE (YUKARIDA LİNKİNİ VERDİĞİM SAYFADA) BEN SANKİ ONUNLA DEĞİL DE FİLİZ TERZİ'YLE KONUŞMUŞUM GİBİ BİR İZLENİM YARATMAYI İHMAL ETMEDEN GİTTİ.

        SAPIKLAR BANA KENDİLERİNİ ASLA YUTTURAMADILAR. ŞİMDİ KALKMIŞ ORHAN ALKAYA'NIN BANA ETTİĞİ KÜFÜRLERLE İLGİLİ OLARAK, GÖSTERDİĞİMİZ BELGEDEKİ TWITTER HESABININ (ALKAYA'NIN, TÜM TİYATRO YÜRÜYÜŞLERİNİ ORGANİZE ETTİĞİ 4000 İZLEYİCİLİ HESABIN) ORHAN ALKAYA'YA AİT OLMADIĞINI SÖYLÜYORLAR. BEN 50'NİN ÇOK ÇOK ÜZERİNDE TAKMA İSİMLİ, SAHTE HESAPLI SAPIKLA UĞRAŞTIĞIM HALDE, SAPIKLAR BENİ YANILTMAYI BİR KEZ BİLE BAŞARABİLMİŞLER Mİ Kİ, ŞİMDİ KALKMIŞ, ORHAN ALKAYA'YA AİT DEDİĞİM HESABIN ORHAN ALKAYA'YA AİT OLMADIĞINI SÖYLEYEREK, ÖZDEMİR NUTKU İFTİRASINDAN SONRA ALKAYA KÜFÜRLERİNİ DE AKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR? Bakınız: http://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/450417018309747


      • Coşkun Büktel BURAK CANEY TAKMA ADLI SAPIĞA TEŞEKKÜR ETMİŞ OLAN MUSTAFA DEMİRKANLI, SAPIKLARIN EN SAÇMA ÇARPITMA VE SAPTIRMALARLA MUSTAFA'YA DESTEK VERMESİNE, YANCILIK ETMESİNE ASLA KARŞI ÇIKMADI. VE NEDENSE 50'DEN FAZLA SAPIĞIN TÜMÜ HER ZAMAN MUSTAFA'YI DESTEKLEDİ. COŞKUN BÜKTEL'İ DESTEKLEYEN TAKMA İSİMLİ TEK KİŞİ DE, BÜKTEL KENDİSİNİ TEŞHİS VE TEŞHİR EDİNCE, VERDİĞİ TÜM DESTEKLERİ SİLEREK ORTADAN KAYBOLDU.

        (Kaynak: facebook)