30 Ocak 2014 Perşembe

Coşkun Büktel, "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Demirkanlı'yı teşhir ediyor!

  • HİLMİ BULUNMAZ, (ASILSIZ İHBARI SAVCILIKÇA TESBİT EDİLMİŞ) ASILSIZ İHBARCI MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN SAVCIYA VERDİĞİ "HİLMİ HAKKINDAKİ ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKME DİLEKÇESİNİ" KABUL ETMEYEREK, SAVCILIKTAN SORUŞTURMANIN SÜRDÜRÜLMESİNİ TALEP ETTİ:
    http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.tiyatroyun.blogspot.com%2F2013%2F11%2Fblog-post_9584.html&h=zAQG1iqB9AQGrTUCYZp9xFIqZjgdAn_ySB7F4CJgH8uxjig&s=1
    • Cengiz Bulunmaz bunu beğendi.
    • Mustafa Demirkanlı Coşkun Büktel, H. Hilmi Bulunmaz'ın suçuna ortak oluyorsun ve kendi adına da suç işlediğini düşünüyorum. Tanımlamaların doğru olmadığı gibi -gerçek bile olsa hitap edemeyeceğin gibi- gerçek olmayan sıfat ekleyerek beni rencide etmeyi amaçlıyorsun ve bunu aleni bir ortamda yapıyorsun. Yukarıdaki gerçek dışı sıfatı adımın önünden silmeni, silmediğin takdirde hakkında suç duyurusunda bulunacağımı yayınladığın yerde ihtar ederim. 25.11.2013
    • Coşkun Büktel Ya kardeşim, kimsiniz siz, yahu?! Niye Mustafa'nın yerine böyle saçma sapan şeyler yazıyorsunuz?!! Mustafa, burada söylediklerini daha iki gün önce inkâr etti. "Benim yerime başkası yazmış" dedi. Mustafa yalan söyleyebilir ama böyle kendi aleyhine dönecek saçma sapan bir şeyi asla söylemez. Kendini dilekçesinde "İHBAR EDEN" diye tanımlayan kim? Mustafa. Dilekçesinin başlığında "iHBAR DİLEKÇESİ" ibaresini kullanan kim? Mustafa.. Mustafa'nın "İHBAR DİLEKÇESİNİ" geçersiz ("asılsız") sayarak "KOVUŞTURMAYA GEREK YOKTUR" kararını veren kim? TC savcısı. Bu durumda, Mustafa, iki kere iki dört gibi belgeli bu sıfata "gerçek dışı" diyerek, Savcı'ya, Hilmi'ye ve en sonunda bana ne cesaretle iftira edebilir? Yaptığı işin adını Mustafa kendisi koymuş: "İHBAR". Mustafa'nın ihbarının asılsız olduğunu ise savcı söylemiş "KOVUŞTURMAYA GEREK YOKTUR." Asılsız ihbar ve Asılsız ihbarcı hukuki tanımlardır. Bu suça "ASILSIZ İHBAR", bu suçu işleyene ise "ASILSIZ İHBARCI" denir. Mustafa hukuk öğrencisidir, bunları bilir. Hukuki terimlerden rencide olanların, o terimlerle tanımlanan suçları işlememeleri gerekir. Bakın Mustafa'nın (ya da kankaları Orhan Alkaya'nın ve Yücel Erten'in) galiz küfürleri beni hiç rencide ediyor mu? Etmiyor. Niye? İnanılırlığı yok diye... Çünkü hepsi saçma ve asılsız... Ama ben doğruları söylüyorum, belgeleyebildiğim doğruları: Mustafa'nın "aslsız ihbarcı" olduğu, TC savcısınca tesbit edilmiş, (belgesini gösterebildiğim) bir doğrudur. Evet, doğrular rencide eder, acıtır. Ama mahkeme kararıyla doğrular yok edilemez. Doğrular hep doğru kalır.

      Tamam Mustafa'nın yalan, saptırma, çarpıtma, demagoji ve dezenformasyon yöntemlerini iyi taklit etmişsiniz ama bu o kadar önemli bir başarı değil ki; kötü niyetli olmak koşuluyla herkes becerebilir bunu. Defolun gidin şimdi başımdan! Facebook'ta Mustafa adına yazılan her şeyi Mustafa'nın yazmadığını bizzat Mustafa söyledi. Gerçi bunu bana ettiği küfürlerin sorumluluğundan kurtulmak için söyledi ama ne olursa olsun! Madem ki Mustafa yazdıklarının sorumluluğundan kurtulmak için "benim yerime başkası yazmış" diyebiliyor; ben de bu yazdıklarınızı Mustafa yazmış olamaz diyorum. Eğer kendisini tanıyorsanız gidin Mustafa'ya söyleyin, ihtarda bulunacaksa, kendisi ihtar etsin! Kendi ıslak imzasıyla... Noterden... Uyanıklar sizi!

      SEVGİLİ OKURLAR, YUKARIDA VERDİĞİMİZ BİLGİLERİN DOĞRULUĞUNU TEST ETMEK İÇİN, LÜTFEN, MUSTAFA'NIN "İHBAR DİLEKÇESİNİ" VE SAVCILIĞIN "KOVUŞTURMAYA GEREK YOKTUR" KARARININ RESMİ BELGELERİNİ İNCELEYİNİZ; İKİSİ AYNI SAYFADA VE YALNIZCA BİR TIK ÖTENİZDE:
      http://tiyatroyun.blogspot.com/.../aslsz-ihbarc-lincci...
    • Mustafa Demirkanlı Büktel, ben seni uyarayım dedim... Yorum tabii ki sana ait, bu yorumların da meselenin hukuksal boyutuna katkı sağlar umarım... Keşke bir hukuksal danışmana güvensen ve danışsan... Karar tabii ki senin...
    • Coşkun Büktel Bak hâlâ konuşuyor, utanmazlar! Bunlar yorum değil, bunlar belge! Anladınız mı belge! Belge nedir biliyor msunuz? Belgeli konuşmak nedir biliyor musunuz? Dua edin de yakalanmayın, yoksa bu tehditleriniz size ödeyemeyeceğiniz tazminatlara malolur! Hadi defolun şimdi! Mustafa Demirkanlı'ymış!... Siz kim, Mustafa Demirkanlı kim!! Yalan söylemeyi ve kışkırtmayı bile beceremiyorsunuz!! Hadi ordan!
    • Mustafa Demirkanlı Zamanın birinde, biri birinin eserini kendi eseri gibi sunmuştu, ama sadece isimleri değiştirerek çeviriyi telif gibi sunmuştu... repertuvara da aldırmıştı... Kendi eseri olmadığı ortaya çıktı... Belgeler ortada değil kör gözün parmağınaydı... Bir cümle yazdım: "Hırsızlığı ayyuka çıkmış...." şikayet edildim ve mahkum oldum... Karar duruşmasında ağır ceza mahkemesi o şahıs hakkında kararını vermişti, karar sabitti... duruşma hakimine şunu dediğimi hatırlıyorum. İşte, ağır ceza bu kararı verdi, benim suçum ne? Hakim, hiç unutmayacağım bir yanıt verdi... Olabilir, ama siz de şunu unutmayın, önce biz söyleyeceğiz, sonra siz... Ve cezayı bastı, Yargıtay süreci de aleyhime sonuçlandı... Haklıydım, ama cezayı da aldım... Büktel sen ve Hukuk Prof.'u arkadaşın da tabi ki haklı olduğunuzu düşünüyorsunuz, -ama unutma herkes kendini haklı sanır, bu da doğal- arkadaşın zaten avukatlara, hakimlere ders veriyor, ben sadece yaşadığımı aktarayım dedim... Sen, önceki duruşmada olduğu gibi ne kadar haklı olduğunu anlatırsın... Anlat... Şunu unutma orası edebi tartışmaların yapıldığı kurumlar değil, orada hukuk tartışılır -Hukuk dışında tartışma istiyorsan ben zaten yıllardır gel konuşalım, kaydedip yayınlayalım diyorum.- o da kararlar, içtihatlar, içtihadı birleştirme kararları çerçevesinde tartışılır... Orada duygulara yer yoktur, hukuk somut olgularla ilgilenir... Hakaret ettin mi, etmedin mi? Neden ettiğin mahkemede tartışılmaz... Çok fazla saldırıyorsun, sen kuyumcu, elmas kalemleri taciri değilsin, ekmeğini taştan çıkartan birisin... Şu anda hakkında benim bildiğim 7 soruşturma var, bunların sonrasında ceza davaları olabileceği gibi, hukuk davalarına dönüşme olasılığı da var... Video da açık açık insanlara isim vererek O... Ç.... diyorsun... Büktel, hiçbir hakim "demiş ama bakalım neden demiş" demez, diyemez. Çünkü, sen kimseye O... Ç... diyemezsin, dememelisin de zaten... Tekrar uyarıyorum, hakaretlerini sil. Zaten hakaret etmek bir yazarın kendisini ifade edeceği bir yöntem olmamalı... Hata yapmışsın, olabilir... Sil ve ben de unutayım... Hiç değilse hukukçu bir arkadaşına sor, danış... Sana hakaretlerini yönelttiğin yerde 2. ikazımı yapıyorum... Hakaret içeren açıklamalarını sil, sana tekrar dava açmak zorunda bırakma beni... Hakaretlerinde hala ısrarcıysan seni Cum. Savcılığına şikayet etmek ve ardından hukuk mahkemesinde dava açmanın dışında bir şans tanımıyorsun bana... Keyfiyet senin...
    • Coşkun Büktel E siz işi iyice arsızlığa vurdunuz ama!... Defolun gidin başımdan diyorum, daha ne diyeyim?!! İlle küfür mü edeyin?!! "Sıfır sansür" ilkemi bu kadar da zorlamak, bir insana bu kadar da musallat olmak, bir insanı bu kadar da kışkırtmak olmaz ki!... Hâlâ mı bana hukuk dersi verme numarasıyla kanıtsız belgesiz bir sürü suçamada bulunarak tribünleri aleyhimde dezenforme etmeye,"masum bile olsan, masum yöntemlerle dava kazanılmaz; biz sahtekârlıkla arkadan dolanıp davayı alırız, mahkemede seni yakarız" tehditleriyle gözümü korkutmaya kalkıyorsunuz?!! Hem Hilmi Bulunmaz'dan ödünüz kopuyor, hem de "arkadaşın" diye gizli özne kullanarak ona hakaret ve iftira ediyorsunuz. Orospu çocukları bile bunu yapmaz! Hastirin ordan?!! Kendinize Mustafa Demirkanlı süsü vererek kimi kandırdığınızı sanıyorsunuz? Herkes gayet iyi biliyor ki, Mustafa'nın bu saçmalıkları yazmaya ayıracak bir dakikası bile yok. Hilmi Bulunmaz, Mustafa'nın savcılıkça tespit edilmiş asılsız ihbarı için de 200 milyarlık dava açacağını söyledi. (Bilirsiniz, Hilmi Bulunmaz ve oğlu, vandallara benzemez. Dediğini yapar, verdikleri sözleri asla çiğnemez! Teknede balık ziyafetinden hemen sonra 200 milyarlık bir dava da Hilmi'nin oğlu -hani Afrika'da fink atan- açacak.) Bu yazdığınız şeyleri Mustafa'nın yazdığını bir kanıtlayabilsem, zaten ondan önce ben koşarım savcılığa... Ama Mustafa'nın savcıya ne dediğini biliyoruz: Ben yazmadım benim yerime başkası yazmış. Facebook kayıtları Türkiye'ye vermediğine göre, kimseyi bunları yazanın Mustafa olduğuna inandıramam. Ama siz de beni inandıramazsınız! Mustafa'nın şu an değil bu zırvaları yazmaya, başını kaşımaya bile vakti olmadığını herkes biliyor!! Mustafa zihnini bu zırvalarla yoracağına, şimdi muhtemelen, harıl harıl, para bulmanın, para biriktirmenin, olmazsa bu diyardan gitmenin çaresini düşünmekle meşgul. Mustafa'nın hesabından onun yerine bu zırvaları yazıyorsunuz ama; bugünlerde zaten siniri tepesinde; bir yakalarsa sizi, ne bileyim, muhtemelen göbeğinizden kan alır valla!! Sahtekâr keratalar!! Yeter, bırakın arsızlığı!! Defolun gidin, hangi taş büyükse başınızı oraya vurun!!!

      NOT: Bu arada, hiç sanmıyorum ama bunları yazan gerçekten Mustafa Demirkanlı'ysa, ona cevabım şundan ibaret: Teessüf ederim!
    (Kaynak: facebook)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder