28 Eylül 2013 Cumartesi

"YALAN MAKİNESİ" TIKIR TIKIR ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR HÂLÂ...

  • HAYRET!...

    HİLMİ BULUNMAZ YURTDIŞINDAN DÖNDÜĞÜ HALDE, MUSTAFA DEMİRKANLI, "2 Eylül, 17:36" TARİHLİ SAYFAMIZA EKLEDİĞİ (sonunda "silecek" dediğim) YORUMLARINI HÂLÂ SİLMEDİ.

    http://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/657469514271162

    HERHALDE VARDIR BİR BİLDİĞİ...

    AMA BEN HÂLÂ İDDİA EDİYORUM Kİ, MUSTAFA ER YA DA GEÇ, O SAYFAYA YAZDIĞI YORUMLARI SİLECEK...

    • Tarık Ümran Güneş bunu beğendi.
    • Mustafa Demirkanlı Bu yorumu beğenen Tarık Bey'e yazayım... En azından neyi beğendiğini anlasın diye... Önce izin verirse bir soru sormak istiyorum Tarık Bey'e... Aytuğ İz'at'la tanışır mısınız? Tanışmasanız da en azından adını biliyorsunuzdur... Aytuğ, şimdi Amerika'da yaşıyor, birbirimizi çok severiz... Bir araya geldiğimizde: "Biz Devrim yaparsak ilk seni asacağım Aytuğ", derken, o, "biz gücü elimize geçirince senin ipini ben çekeceğim", derdi... O, beni, ben onu tanırdım ve esprilerimizi böyle yapardık... İkimiz de birbirimizi severdik... Kimsenin anlayamayacağı kadar, kimse anlamasın ama biz ikimizin de bu toprakları sevdiğimizi biliyorduk ve aynı koşullarda aynı süreçleri yaşıyorduk... Kimse kimseye yalan söylemiyordu... Tanıyorsanız ya da biliyorsanız Aytuğ İz'at'ın bir ara Müsteşarlık da yaptı... Bu girişten sonra bu sosyalistlerin (!) iddialarına gelelim, -siz tanımazsınız beni, 12 Eylül sürecinden sonra sosyalist olduğu için ordudan atılan eski bir askerim- benimle -merak edip ilişki kurarsanız- (mdemirkanli@gmail.com) (ya da 0537. 689 41 71) bu 2 şahsın (Büktel ve Bulunmaz) gerçekliklerini belgeleriyle aktarırım... Şimdi buradaki kısa sürece bakalım... Başlık "Demirkanlı yazdıklarını silmedi ama silecek" Goobelsvari bir propaganda, sürekli söylersen inanırlar... Büktel de bu yayını sürekli yapıyor... Ben, yazdığım hiçbir şeyi silmedim... Benim adıma kim profil açtı ve sonra sildi iddiası için isim veremem, çünkü kanıtlayamam. Ama, şunu kanıtlarım... Eşim, bu sürecin hiçbir yanında olmamasına rağmen, Hilmi Bulunmaz tarafından video kayıtlarında "Gülhancığım, dişlerini fırçala yoksa biri gelip fırçalar" diye hakaretler yapması bile kimseyi (Coşkun ve özellikle Nalan'ı) rahatsız etmedi... Bulunmaz, yukarıda Büktel'in verdiği linkte de kısaca belirttiğim gibi eşimi "iftira"dan yargılatıyor... Nalan'ı davet etmiştim, sizi de davet ediyorum... Yanlış bir dava numarası vererek yaptığı itiraz sonrasında, sulh ceza da değil bir üst mahkeme olan asliye ceza da yargılanma kararı oluştu... O sahte dosya numarasına baktığınızda isim başka eylem başka, ne m? Elektrik kaçakçılığı... Hilmi, "dosya numarası yanlış yazılmış, haberim yok" diyemez. çünkü, bu kararı -resmi kayıtlarda mevcut- almış, öğrenmiş, biliyor... yanlışlıksa görmüş ama itiraz etmemiş... Çünkü, işine geliyor, neden mi? "İftiradan yargılatıyorum" diye her gün yayın yapıyor... Bunu yapan birine, hiç değilse biriniz bir soru sorun, sorun da sizin samimiyetinize inanayım... Ben Hilmi gibi eğlenecek, Coşkun gibi "Hilmi hukuk profesörü oldu" yorumu yapacak, eğlenecek, teknede ziyafet yapacak bir eğlenti ile ilgilenecek durumda değilim... 23 yıldır bir dergi çıkartıyorum, her süreci yaşadım, yaşarım da.... Çok uzun süre, defalarca Büktel'e bırak laf ebeliğini, benim senin kadar zamanım yok, gel konuşalım, video kaydına alalım yayımlayalım, dedim ama hiçbir zaman cesaret edemedi, edemez de, şimdi bile geçerli önerim... Sahte dosya numarasıyla, bile bile bir insanı yargılatıyorum diye efelenen ama gerçeğin ilk duruşmada ortaya çıkacağını bile bile hala ortada dolaşan bu şahıs facebook'a girenlere yapmadığı hakaret kalmamasına rağmen facebook'da cirit atıyor... Benim sahte profilimi oluşturup adıma yazıp sonra silen Hilmi Bulunmaz'dır diyemiyorum, elimde belge yok... Büktel, Hilmi'yle anlaşarak mı bu yayını yapıyor yoksa o da mı bir kumpasın içinde bilmiyorum... Yargı süreçleri yavaş ilerliyor ama ilerliyor... Ve bu süreç gerçekten ak la karayı kayda alıyor. 

      Sosyalistim diye yaygara koparan Hilmi'yle, mahkeme kayıtlarındaki Hilmi'yi karşılaştırmakta yarar var... Soruşturma sürecine giren dosya kovuşturmaya geçince bu iki şahsın nasıl küfrettiklerini göreceksiniz, inanın o zaman da soracağım, siz "bu küfürleri yıllar öncesinde nefret ettiğiniz sosyalistlere yapmış mıydınız?" diye... Özelime yazarsanız ya da maille sorarsanız, küfürlerinin linkini iletirim... Kısaca, insanları beğenebilirsiniz, beğen düğmesine de basabilirsiniz? Ama, mesele nedir, öğrenmeye çalışın... Örneğin, "bu adamın önerisini kabul edip neden konuşmadın, konuşmayı video kaydına almadınız?" diye sorun Büktel'e vereceği yanıtı da siz kendi süzgecinizden geçirin... son söz: burada yazdıklarımı ya ben silerim ya da profilin sahibi Büktel... Büktel, geri dönüp baksın, silinenlere ve duranlara... Kim atıyor bu kazığı Büktel'e bilemem ama belli mi olur belki bir gün öğreniriz hepimiz...
    • Coşkun Büktel Mustafa'nın, yanlış dava numarası vermekle neyi kastettiğini ve karısıyla ilgili olarak, Hilmi'yi neyle suçladığını anlamadım. Kanıtlı ve belgeli olarak, anlaşılır biçimde yazmadığına göre, belli ki, ortada anlaşılmasını ve teşhir edilmesini isteyeceği ciddi ve somut bir suç yok; belli ki, Mustafa, bir kez daha, yalnızca şaibe yaratmaya, imalarla kafa bulandırmaya çalışıyor.

      Mustafa'nın yazdıklarını silip kaçtığını onlarca somut örnekle okurlarımız biliyor. Mustafa şimdi kalkmış "Ben, yazdığım hiçbir şeyi silmedim... Benim adıma kim profil açtı ve sonra sildi iddiası için isim veremem, çünkü kanıtlayamam." diyor. Bizim, "Mustafa adına profil açtılar" diye bir iddiamız yok. Bu, Mustafa'nın kendi iddiası... Ama Mustafa, kendi iddiasına "iddia" demekte çok haklı... Ama bizim Mustafa'ya ilişkin suçlamalarımız, iddia değil, kanıtlı belgeli gerçekler... (Tabii, Mustafa, facebook sayfasını da tamamen silip kaçmadığı sürece...)

      Bu arada şunu belirtelim: Mustafa'nın bana "gel bir kamera getireyim, kamera önünde tartışalım" dediği ve benim bu teklifi reddettiğim doğrudur. Kamerayı kendisi getirecek olmasa bile, bütün şartlar benim istediğim şekilde düzenlenecek olsa bile, yine de reddederdim. Mustafa yıllardır, asıl kendisi Goebbels yöntemiyle sürekli bunu yazarak benim ondan korktuğum şeklinde bir yorumla aleyhimde kara propaganda yapıyor. Ama milyon kere tekrarlasa da, o kara propagandanın işe yaradığını, insanları Büktel'in Mustafa'dan korktuğuna inandırdığını, hiç sanmıyorum. Yine de yılmadan deniyor işte, o kadar çaresiz ki...)

      Mustafa "son söz" olarak şunu söylemiş: "burada yazdıklarımı ya ben silerim ya da profilin sahibi Büktel..." Bu iğrenç bir iftira: Ben ve Hilmi yıllardır Mustafa'nın yazdıklarını silmeye değil, kaydetmeye çalışıyoruz. (Bana öyle geliyor ki, Mustafa, adaletin elinden kurtulmak için, sonunda kendi facebook sayfasını da silecek ya da facebook'ta başka bir adrese taşıyacak.) Her neyse biz herzaman yaptığımızı yine yapalım. Mustafa'nın sileceğini umduğumuz yukarıdaki uzun yorumunu da aşağıya aynen kaydediyoruz:

      Mustafa Demirkanlı · 17 ortak arkadaş
      Bu yorumu beğenen Tarık Bey'e yazayım... En azından neyi beğendiğini anlasın diye... Önce izin verirse bir soru sormak istiyorum Tarık Bey'e... Aytuğ İz'at'la tanışır mısınız? Tanışmasanız da en azından adını biliyorsunuzdur... Aytuğ, şimdi Amerika'da yaşıyor, birbirimizi çok severiz... Bir araya geldiğimizde: "Biz Devrim yaparsak ilk seni asacağım Aytuğ", derken, o, "biz gücü elimize geçirince senin ipini ben çekeceğim", derdi... O, beni, ben onu tanırdım ve esprilerimizi böyle yapardık... İkimiz de birbirimizi severdik... Kimsenin anlayamayacağı kadar, kimse anlamasın ama biz ikimizin de bu toprakları sevdiğimizi biliyorduk ve aynı koşullarda aynı süreçleri yaşıyorduk... Kimse kimseye yalan söylemiyordu... Tanıyorsanız ya da biliyorsanız Aytuğ İz'at'ın bir ara Müsteşarlık da yaptı... Bu girişten sonra bu sosyalistlerin (!) iddialarına gelelim, -siz tanımazsınız beni, 12 Eylül sürecinden sonra sosyalist olduğu için ordudan atılan eski bir askerim- benimle -merak edip ilişki kurarsanız- (mdemirkanli@gmail.com) (ya da 0537. 689 41 71) bu 2 şahsın (Büktel ve Bulunmaz) gerçekliklerini belgeleriyle aktarırım... Şimdi buradaki kısa sürece bakalım... Başlık "Demirkanlı yazdıklarını silmedi ama silecek" Goobelsvari bir propaganda, sürekli söylersen inanırlar... Büktel de bu yayını sürekli yapıyor... Ben, yazdığım hiçbir şeyi silmedim... Benim adıma kim profil açtı ve sonra sildi iddiası için isim veremem, çünkü kanıtlayamam. Ama, şunu kanıtlarım... Eşim, bu sürecin hiçbir yanında olmamasına rağmen, Hilmi Bulunmaz tarafından video kayıtlarında "Gülhancığım, dişlerini fırçala yoksa biri gelip fırçalar" diye hakaretler yapması bile kimseyi (Coşkun ve özellikle Nalan'ı) rahatsız etmedi... Bulunmaz, yukarıda Büktel'in verdiği linkte de kısaca belirttiğim gibi eşimi "iftira"dan yargılatıyor... Nalan'ı davet etmiştim, sizi de davet ediyorum... Yanlış bir dava numarası vererek yaptığı itiraz sonrasında, sulh ceza da değil bir üst mahkeme olan asliye ceza da yargılanma kararı oluştu... O sahte dosya numarasına baktığınızda isim başka eylem başka, ne m? Elektrik kaçakçılığı... Hilmi, "dosya numarası yanlış yazılmış, haberim yok" diyemez. çünkü, bu kararı -resmi kayıtlarda mevcut- almış, öğrenmiş, biliyor... yanlışlıksa görmüş ama itiraz etmemiş... Çünkü, işine geliyor, neden mi? "İftiradan yargılatıyorum" diye her gün yayın yapıyor... Bunu yapan birine, hiç değilse biriniz bir soru sorun, sorun da sizin samimiyetinize inanayım... Ben Hilmi gibi eğlenecek, Coşkun gibi "Hilmi hukuk profesörü oldu" yorumu yapacak, eğlenecek, teknede ziyafet yapacak bir eğlenti ile ilgilenecek durumda değilim... 23 yıldır bir dergi çıkartıyorum, her süreci yaşadım, yaşarım da.... Çok uzun süre, defalarca Büktel'e bırak laf ebeliğini, benim senin kadar zamanım yok, gel konuşalım, video kaydına alalım yayımlayalım, dedim ama hiçbir zaman cesaret edemedi, edemez de, şimdi bile geçerli önerim... Sahte dosya numarasıyla, bile bile bir insanı yargılatıyorum diye efelenen ama gerçeğin ilk duruşmada ortaya çıkacağını bile bile hala ortada dolaşan bu şahıs facebook'a girenlere yapmadığı hakaret kalmamasına rağmen facebook'da cirit atıyor... Benim sahte profilimi oluşturup adıma yazıp sonra silen Hilmi Bulunmaz'dır diyemiyorum, elimde belge yok... Büktel, Hilmi'yle anlaşarak mı bu yayını yapıyor yoksa o da mı bir kumpasın içinde bilmiyorum... Yargı süreçleri yavaş ilerliyor ama ilerliyor... Ve bu süreç gerçekten ak la karayı kayda alıyor.


      Sosyalistim diye yaygara koparan Hilmi'yle, mahkeme kayıtlarındaki Hilmi'yi karşılaştırmakta yarar var... Soruşturma sürecine giren dosya kovuşturmaya geçince bu iki şahsın nasıl küfrettiklerini göreceksiniz, inanın o zaman da soracağım, siz "bu küfürleri yıllar öncesinde nefret ettiğiniz sosyalistlere yapmış mıydınız?" diye... Özelime yazarsanız ya da maille sorarsanız, küfürlerinin linkini iletirim... Kısaca, insanları beğenebilirsiniz, beğen düğmesine de basabilirsiniz? Ama, mesele nedir, öğrenmeye çalışın... Örneğin, "bu adamın önerisini kabul edip neden konuşmadın, konuşmayı video kaydına almadınız?" diye sorun Büktel'e vereceği yanıtı da siz kendi süzgecinizden geçirin... son söz: burada yazdıklarımı ya ben silerim ya da profilin sahibi Büktel... Büktel, geri dönüp baksın, silinenlere ve duranlara... Kim atıyor bu kazığı Büktel'e bilemem ama belli mi olur belki bir gün öğreniriz hepimiz...
      2 saat önce · Beğen

      (Kaynak: facebook)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder