29 Ekim 2013 Salı

Bulunmaz, Demirkanlı'nın aşağıdaki yazısından kaç suç çıkarabilecek?

  • HİLMİ BULUNMAZ, LEVENT ÇAĞLAYAN'A KARŞI AÇACAĞI TAZMİNAT DAVASINDA TALEP EDECEĞİ TAZMİNAT MİKTARINI KESİNLEŞTİRDİĞİNİ İLAN ETTİ: 120 MİLYAR (YENİ LİRA'YLA 120 BİN) TL.
    Haberin ayrıntıları için bakınız: http://www.tiyatroyun.blogspot.com/2013/10/bulunmaz-levent-caglayana-12000000.html
    1
    • Mustafa Demirkanlı bunu beğendi.
    • Coşkun Büktel Bilindiği üzere, Hilmi Bulunmaz, iki ay önce de, tiyatro dünyası sitesinin sahibi Can Törtop'a, sırf, Mustafa Demirkanlı'ya ait hakaret içerikli bir yazıyı kendi sitesine de aktarıp yayınladığı için, 110 milyarlık tazminat davası açmıştı: http://tiyatroyun.blogspot.com/...
    • Coşkun Büktel Yıllardan bu yana sansürcülüğüne ait yüzlerce belge yayınladığımız Mustafa Demirkanlı, bugün aniden şaşırtıcı bir manevra yaparak Hilmi bulunmaz hakkında ve kendisi aleyhinde yayınladığım bu ve bundan önceki iletiyi facebook sayfasında paylaştı. Kırk yıldır sansürcülüğüyle tanıdığımız Mustafa ani bir ilhamla demokrat olmaya mı karar verdi? Yoksa başına tuğla mı düştü? 

      Şakayı bir yana bırakırsak, biz Mustafa'nın bu tavrının demokratlıkla değil, yargısal gelişmelerle ilgili olabileceğini düşünüyoruz. Mustafa ya savcı ve hakimlere sansürcü değil de demokrat olduğunu göstermeye çalışıyor; ya da facebook'ta "Mustafa Demirkanlı" adlı hesapla işlenen suçların kendisiyle bir ilşkisi olmadığını aklınca kanıtlamaya çalışıyor. Yarın savcı ve hakimlere "o hesap benim değil, benim olsa hiç kendi aleyhimdeki iletileri paylaşır mıydım?" derse şaşırmayacağız. Mustafa'yla uğraşmak kolay değil.
    • Mustafa Demirkanlı Tavrımın demokratlıkla filan ilgisi yok, demokratlık da bu değil zaten... Sen sadece gevezelik yapıyorsun... Kimseyi dinlemiyorsun... Paylaşmamın nedeni kaybettiğin irtifayı kayda almak içindi... Senin Hukuk Prof.'u oldu diyerek gazladığın, parlattığın arkadaşının yani Bulunmaz'ın başına ne işler açtığının belki birilerinin gözüne takılır, takılır da Büktel'i daha iyi algılar diye. Demokratlıkla filan ilgisi yok, demokratlık da bu değil zaten... Hani, 100, 110, 120 milyarlık davalar açılıyor ya, heyecanlanıyorsun, umutlanıyorsun... Yok be Büktel, senin Prof'un sana öğreteceği daha çok şey var (!) Sabret, öğreneceksin... Hani, dersler veriyor ya bir çok konuda, avukatlara da ders veriyor ama bu yaramazlar katılmıyor bu derslere... İyi ki de katılmıyor, ders veren, senin tanımınla Prof. tüm davalarını kaybediyor... Sana bir tiyo vereyim mi? Ö. Faruk'un hukuk davasını kazanması mümkün değildi, Kurhan'a o davayı senin Prof. kazandırdı... bir hukuk öğrencisi olarak bunu net olarak söyleyebilirim... Büktel, duruşma salonlarında bir tartışma yaşanır ama senin ve senin Prof.'nun anladığı gibi bir tartışma yaşanmaz, hukuk tartışılır, kendi dilinde... Bunları niye anlattım? Yukarıda, kendi hayal dünyanda kurarak M.D. savcıları, yargıçları kandırmak için bunları paylaşıyor, demişsin.. Büktel, hiçbir hukukçu bunu ciddiye almaz, kim ne zaman neyi paylaşmış filan onların ilgi alanında olmaz... Hukuk somuttur, soyut hayal dünyalarıyla ilgilenmez... Bunu ilk duruşmada da yaşadın ama anlamakta ısrar ediyorsun... Hâlâ Prof'un tazminat davasında kazanacağı parayla yaşayacağınız Tekne turunu anlatıyorsun. Büktel, benim sana açtığım ve ilk duruşması Aralık'da yapılacak ve 2. duruşmada sonlanacak ve kaybedeceksin (Neden bu kadar eminim, senin Prof'unun emin olduğu gibi değil) çünkü kesinleşmiş bir ceza davan var, hukuk hakimi bunun dışında karar veremez, sadece miktar konusundaki takdirini belirler. Daha iyi anlaman için: Bkz. H. Hilmi Bulunmaz'ın kaybettiği davanın karar karar metni, yargıç orada açıklıyor. Ben hukuk öğrencisi olarak bile anlıyorum ama senin Prof. bu kadar basit işlerle ilgilenmediği için algılayamıyor. Uzatıyorum ama seni korumak için, Büktel bir hukukçudan destek alın, sen de senin Hukuk Prof'u da... Küfür ve hakaretlere devam ediyorsunuz, devam edin ama bir hukukçudan destek alarak kendinizi koruma altına alarak yapın bütün bunları... Bu arada, acemi avukatlarımızın yaptığı taramalarda, senin Hilmi'yle birlikte senin bile yüzünün kızaracağı küfürlerle dolu ve hala yayında olan video kaydınızla ilgili de suç duyurusunda bulunuldu, bilgin olsun... Bunun işleme girmesi zaman alıyor, bilişim suçu olduğu için, emniyete yazılıyor oradan onay geliyor ve sonra siz çağrılıyorsunuz savcı tarafından, bu da yaklaşık 7-8 ay alıyor, bilgin olsun diye söyledim.. Suç tarihi kayda alındığı için, senin Prof'un önerisiyle ertelettiğin cezan da bu davaların sonucuna göre biçimlenecek... Ben senin saçmalıklarını davalarla ilgili değil, "İşte Theope yazarı bu, tanıyın" diye paylaştım...
    • Coşkun Büktel Mustafa daha sonra yazdıklarını silebildiği için kayda almayı yararlı görüyorum (Gerçi o büyük bir ihtimalle, Hilmi'yle bir duruşmasında söylediği üzere, mahkemede yine, Mustafa Demirkanlı adlı facebook hesabının kendine ait olmadığını söyleyecektir ama... ):

      Mustafa Demirkanlı Tavrımın demokratlıkla filan ilgisi yok, demokratlık da bu değil zaten... Sen sadece gevezelik yapıyorsun... Kimseyi dinlemiyorsun... Paylaşmamın nedeni kaybettiğin irtifayı kayda almak içindi... Senin Hukuk Prof.'u oldu diyerek gazladığın, parlattığın arkadaşının yani Bulunmaz'ın başına ne işler açtığının belki birilerinin gözüne takılır, takılır da Büktel'i daha iyi algılar diye. Demokratlıkla filan ilgisi yok, demokratlık da bu değil zaten... Hani, 100, 110, 120 milyarlık davalar açılıyor ya, heyecanlanıyorsun, umutlanıyorsun... Yok be Büktel, senin Prof'un sana öğreteceği daha çok şey var (!) Sabret, öğreneceksin... Hani, dersler veriyor ya bir çok konuda, avukatlara da ders veriyor ama bu yaramazlar katılmıyor bu derslere... İyi ki de katılmıyor, ders veren, senin tanımınla Prof. tüm davalarını kaybediyor... Sana bir tiyo vereyim mi? Ö. Faruk'un hukuk davasını kazanması mümkün değildi, Kurhan'a o davayı senin Prof. kazandırdı... bir hukuk öğrencisi olarak bunu net olarak söyleyebilirim... Büktel, duruşma salonlarında bir tartışma yaşanır ama senin ve senin Prof.'nun anladığı gibi bir tartışma yaşanmaz, hukuk tartışılır, kendi dilinde... Bunları niye anlattım? Yukarıda, kendi hayal dünyanda kurarak M.D. savcıları, yargıçları kandırmak için bunları paylaşıyor, demişsin.. Büktel, hiçbir hukukçu bunu ciddiye almaz, kim ne zaman neyi paylaşmış filan onların ilgi alanında olmaz... Hukuk somuttur, soyut hayal dünyalarıyla ilgilenmez... Bunu ilk duruşmada da yaşadın ama anlamakta ısrar ediyorsun... Hâlâ Prof'un tazminat davasında kazanacağı parayla yaşayacağınız Tekne turunu anlatıyorsun. Büktel, benim sana açtığım ve ilk duruşması Aralık'da yapılacak ve 2. duruşmada sonlanacak ve kaybedeceksin (Neden bu kadar eminim, senin Prof'unun emin olduğu gibi değil) çünkü kesinleşmiş bir ceza davan var, hukuk hakimi bunun dışında karar veremez, sadece miktar konusundaki takdirini belirler. Daha iyi anlaman için: Bkz. H. Hilmi Bulunmaz'ın kaybettiği davanın karar karar metni, yargıç orada açıklıyor. Ben hukuk öğrencisi olarak bile anlıyorum ama senin Prof. bu kadar basit işlerle ilgilenmediği için algılayamıyor. Uzatıyorum ama seni korumak için, Büktel bir hukukçudan destek alın, sen de senin Hukuk Prof'u da... Küfür ve hakaretlere devam ediyorsunuz, devam edin ama bir hukukçudan destek alarak kendinizi koruma altına alarak yapın bütün bunları... Bu arada, acemi avukatlarımızın yaptığı taramalarda, senin Hilmi'yle birlikte senin bile yüzünün kızaracağı küfürlerle dolu ve hala yayında olan video kaydınızla ilgili de suç duyurusunda bulunuldu, bilgin olsun... Bunun işleme girmesi zaman alıyor, bilişim suçu olduğu için, emniyete yazılıyor oradan onay geliyor ve sonra siz çağrılıyorsunuz savcı tarafından, bu da yaklaşık 7-8 ay alıyor, bilgin olsun diye söyledim.. Suç tarihi kayda alındığı için, senin Prof'un önerisiyle ertelettiğin cezan da bu davaların sonucuna göre biçimlenecek... Ben senin saçmalıklarını davalarla ilgili değil, "İşte Theope yazarı bu, tanıyın" diye paylaştım...
      7 saat önce · Beğen
    • Coşkun Büktel BONUS: ART ARDA YAZDIĞI SEKİZ YORUMLA MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN KAFA DENGİ OLDUĞUNU APAÇIK BELGELEYEN KEMAL YAKIN SAVCIYA YAKALANMAMAK İÇİN EN KISA ZAMANDA YAZDIKLARINI SİLİP KAÇACAK DEMİŞTİK, KAÇMIŞ.

      (KEMAL YAKIN'A KENDİNİ YAKIN HİSSEDEN VE KEMAL YAKIN'
      IN "İYİ NİYETLİ" OLDUĞUNU SÖYLEYEN NÂLÂN ÖRGÜT'ÜN VE KEMAL YAKIN'A İNANMIŞ OLAN DİĞERLERİNİN KULAKLARI ÇINLASIN!)

      İşte Kemal Yakın'ın kopyaladığımız 8 yorumunun bulunduğu sayfa:
      http://www.facebook.com/.../posts/688161281201985...
    • Coşkun Büktel PEKİ AMA KAÇACAĞINI SÖYLEDİĞİMİZ VE KAÇMIŞ OLAN KEMAL YAKIN'IN KAÇACAĞINI BİZ NEREDEN VE NASIL BİLDİK?

      ÇOK BASİT: KEMAL YAKIN'IN BİR BAŞKA SAYFAMIZA YAZDIĞI (KAÇACAĞINI ANLADIĞIMIZ İÇİN AYNI SAYFADA KAÇMADAN ÖNCE KOPYALADIĞIMIZ) ART ARDA 8 YORUM; KEMA
      L YAKIN'IN, MUSTAFA DEMİRKANLI'YLA TIPA TIP KAFA DENGİ OLDUĞUNU KANITLIYORDU. KEMAL YAKIN, MUSTAFA DEMİRKANLI'NIN TIPA TIP KAFA DENGİ OLDUĞUNA GÖRE, KEMAL YAKIN DA, SAVCIYA YAKALANMAMAK İÇİN SUÇ BELGELERİNİ ÖRTBAS ETMEK AMACIYLA YAZDIKLARINI SİLİP KAÇMAKTA (TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAKTA) TIPKI MUSTAFA DEMİRKANLI GİBİ, SAKINCA GÖRMEYECEKTİ. VE GÖRMEDİ. TIPKI DEMİRKANLI GİBİ VE TIPA TIP TAHMİN ETTİĞİMİZ ÜZERE, "EN KISA ZAMANDA" (24 SAAT İÇİNDE) BELGELERİ SİLİP ÖRTBAS ETTİ.
    • Coşkun Büktel Yukarıdaki yazısında " Hukuk somuttur, soyut hayal dünyalarıyla ilgilenmez..." diyerek aklı sıra hakim ve savcılara şirinlik yapan Mustafa'ya hatırlatmak gerek: Hukuk somut ama sen soyutsun. Yazdığın yazı soyut laf salatasından ibaret. Somut olan biziz, sen değilsin. Biz seni (gerek yazılarımızda, gerek mahkeme dilekçelerimizde) daima yalan söylemekle, iftira etmekle, "açık, net ve somut" biçimde suçladık. Çünkü senin yalanlarını ve iftiralarını belgeleyebiliyorduk. Belge koyabildiğimiz için biz sana karşı somut konuşabiliyorduk. Ama sen, bizim herhangi bir yalan ve iftiramızı belgeleyemeyeceğin için (facebook yorumlarında ve sitendeki yazılarında sonradan silmek üzere bizi belgesiz olarak yalan ve iftirayla suçlamaya cesaret edebilmiş olsan bile; mahkeme dilekçilerinde bizi yalan ve iftirayla asla suçlayamadın. Mahkeme belgelerinde bizim yalan söylediğimizi iddia edemediğin için, onun yerine (yukarıda da tekrarladığın) şu tür sinsi imalarla yetinmek zorunda kaldın: "Bütün bunlar arkadaşların soyut hayal dünyalarında ürettikleri şeyler". Bizim gibi açıkça suçlasana: "Mahkemeler soyut hayal dünyalarıyla ilgilenmez" gibi soyut imalar yerine, bizimyaptığımız gibi açıkça ve somut biçimde, bize "yalan söylüyorsunuz" desene...

      Soyut olan sensin! Somut, açık net, dürüst ve belgeli konuşan ise biziz. Biz, örneğin, senin küfür ettiğini söylediğimizde, şak diye belgesini koyarız, gık bile diyemezsin/diyemiyorsun. İşte belgesi:

      "Büktel, sen ne kadar korkak bir adamsın ve sen ne kadar yalanı ilke edinmiş bir adamsın ve sen Büktel ne kadar iftiracı bir adamsın. Adamsan karşıma çık, ne diyeceksen yüzüme söyle, bunu sana defalarca söyledim ve sen hepsinde kaçtın... Sadece yalan, iftira ile yaşamayı tercih ediyorsun. Eğer sen adamsan, karşıma çıkamıyorsan sıkıştığın yerde adımı kullanma! Bu takma ismlilerin sahibi tam bir orospu çocuğudur, bunları bana maletmeye kalkan da kendi sıfatını kendine yakılştırsın ama Büktel bir daha belgesiz konuşmam deme, eğer utanma duygun varsa. Tekrar ediyorum, bu takma isimlileri yaratan Orrospu çocuğudur!!! Sakın bana küfrettin deme! Ben şerefsizlere küfrediyorum, o şerefsiz elini kaldırırsa, "benim o derse" ben de evet o elini kaldırana küfrettim diyeceğim. Karşıma çıkmadan bu iftiralarla yaşamayı tercih ediyorsan bu ancak sana yakışır. Pis iftiracı, yalancı... Yüreğin ve kendine güvenin varsa karşıma çık pis iftiracı... Utanma duygusunu yitirmiş sahte yazar..."
      KAYNAK: http://www.coskunbuktel.com/bukteldemirkanlineicti.htm

      (Kaynak: facebook)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder