29 Kasım 2013 Cuma

"Asılsız ihbarcı" Mustafa Şükrü Demirkanlı, yalanlarına devam ediyor...

  • Ben bu görsel kolajı suç unsuru ya da hakaret sayıyorum. Mustafa Demirkanlı ise bu kolajı, suç unsuru ya da hakaret saymıyor. Eminim ki, Hitler de saymazdı: http://www.facebook.com/photo.php?fbid=426553100696139&set=a.179782142039904.42083.100000243596367&type=1&theater
    Mustafa Demirkanlı'nın "Hiç Çıldırma Bre Büktel!" başlıklı, tıka basa küfür dolu yazısında, hakaret olmadığını öne sürdüğü Nazi bayraklı Büktel kolajı: Aşağıda görselini eklediğimiz kolaj hakkında Demirkanlı, "Hiç Çıldırma Bre Büktel!"de diyor ki:

    "Coşkun Büktel çıldırmış durumda. Ruhunun kirliliğini yansıtan kirli gri sitesinde sarı beyaz kırmızı Çingene çadırı gibi kocaman upuzun cümlelerle haykırıyor, kükrüyor, tehditler savuruyor ne yapacağını şaşırmış gibi dolaşıyor.

    Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde daha önce kullanılan ve tam da yerini bulan gamalı haçlı kolajını sanki bir suç unsuruymuş, bir hakaretmiş gibi veriyor."
    • Serif Eren ve Derya BiggPlus bunu beğendi.
    • Mustafa Demirkanlı Neden suç olsun, neden hakaret olsun? Yöntemin tıpkı Nazilerin gibi, daha iyi benzetme olabilir mi? Dün durup dururken saldırdın. Demirkanlı AA Genel müdürü olmuş olabilir mi diye? Aklınca aşağılayacaksın... sonrasında yukarıdaki yazıyı tıpkı Goobels gibi hiçbir soruya yanıt vermeden ya da ne sorulursa aynı yanıtı vererek bir Nazi taktiği yürütmüyor musun? Küfürbazlıktan mahkum olmuş arkadaşını, yüzün kızarmadan Ulusal Kanal kamerasında Video'dan... Büktel: "Benim hakkımda ve ARKADAŞIM HİLMİ BULUNMAZ HAKKINDA linç kampanyası düzenlediler BİZİM KÜFÜRBAZ OLDUĞUMUZU, yalan söylediğimizi, ona buna çamur attığımızı söylediler." diyen sen, "… yıllarca KÜLTÜR BAKANLIĞI ÇANAĞI YALAYAN ALÇAKLARA, BECERİKSİZLERE, CAHİLLERE, ÇARESİZLERE, DANGALAKLARA, EBLEHLERE, FIRSATÇILARA, GEBEŞLERE, HIYARLARA, OROSPU ÇOCUKLARINA, PEZEVENKLERE, PUŞTLARA, ŞEREFSİZLERE…" diyen Hilmi.... Mahkum olan sen, hakim kararında "ağır tahrik var" diyerek Mustafa'yı neredeyse mahkum etti diyen sen... Büktel, Nazi yöntemlerini kullanan insanı daha iyi anlatacak bir kolaj biliyor musun? Senin yötemlerini tarif ediyor, tanımlıyor. Hoşuna gitmediyse, yöntemlerini değiştir... Başka itiraz ettiğin ne var yazıda, aktar onların da yanıtını vereyim...
    • Coşkun Büktel Yani yine eskiye mi dönüyoruz? Mustafa'nın yerine haksız tahrikleri kim olduğu bilinmeyen takma isimli sapıklar mı yapacak? Siz beni sinirlendireceksiniz, ben size dava açamayacağım için çaresiz kalacağım. Bu yüzden size hakaret edeceğim. Sonra siz tüm yazdıklarınızı silip ortadan yok olacaksınız. Ben mert bir insan olduğumdan tükürdüğümü yalayamayacak ve hakaret sözcüklerimi asla silmeyeceğim. Ve Mustafa masum pozlarda ortaya çıkıp sureti haktan görünerek provokasyona devam edecek ve daha sonra benim silmediğim ve asla silmeyeceğim hakaret sözcüklerini bir şikayet dilekçesine sıralayıp bir savcıya götürecek. Savcı davayı açacak. Hakim bana soracak: Bu sözler senin mi? Ben mert olduğum için, yine asla yalan söylemeyecek ve "evet benim" diyeceğim. Ve hakim, olayın inceliklerine, derinliklerine girmeye gerek duymadan hakaret suçunu sabit görüp beni bir daha mahkum edecek ve bu defa ceza ertelenmeyecek. Plan bu mu?

      İğrençsin! (Farkındaysan, "İğrençsiniz" demiyorum!)
    • Coşkun Büktel Rahmetli Hitler'den betersiniz!
    • Mustafa Demirkanlı Büktel, yukarıda yazan kimdir, kimlerdir bilmiyorum, okumuyorum bile.. Konuyu sen açtın, ben yanıt verdim, söyleyeceğin birşey varsa yaz... Bir benzetmenin neresi hakaret, seni daha önce başbakana benzetmiştim, itiraz etmemiştin... Yöntemin, evet Goobels yöntemi, bu benzetmeye itirazın varsa maddi kaynaklarınla ifade et, bende çürüteyim. Sonra ikinci paagrafa geçelim. Goobels gibi aynı şeyi yazarak gerçek olmayanın gerçek sanılmasını sağlayacağını sanıyorsan fena halde yanılıyorsun.. zaman farklı, iletişim olanakları farklı, konumlar faklı.. Hoşuna gitmeyen bir yazıyı küfür diye nitelemeni kimse yemez, kusura bakma... Yazının arkasındayım...
    • Coşkun Büktel Sen her türlü yöntemi kullanarak beni "haksız tahrik" etmenin arkasındasın! Devam et!
    • Coşkun Büktel Hiçbir "lafla" saptıramayacağın, hiçbir hileyle "örtbas" edemeyeceğin, hiçbir çuvala sığdıramayacağın mızrak gibi düpedüz somut gerçek şu: Sen sansürcüsün, ben sansürden iğrenen biriyim. Doğruyu ve haklıyı sansürcüler mi yoksa sansür karşıtları mı savunur? İkimizden hangimizin doğru ve iyi insan, hangimizin yanlış ve kötü insan olduğunu bence on yaşında çocuklar bile görebiliyor.
    • Coşkun Büktel Siz Mustafa'ya aldırmayın! O bunları (kendisi de inanmadan) sırf beni tahrik etmek için söylüyor! Hem birilerine iftira atacağım, hem de "sıfır sansür" uğruna, açıklık, şeffaflık ve dürüstlük uğruna, Mustafa'nın bütün bu "haksız tahriklerine" katlanacağım. Buna makul düşünme yeteneğine sahip bir tek kişi inanır mı? Mahkeme Mustafa'nın "haksız tahrikçi" olduğunu kararıyla belgeledi. Bu arada onun küfürbazlığı ve iftiracılığı yanında Hilmi'nin zemzemle yıkanmış sayılacağını unutmayın! "Hiç Çıldırma Bre Büktel!" yazısı, tek başına, "haksız tahrikçinin" küfürbazlığını ve iftiralarını kanıtlamaya yetiyor. Umarım, itirazım üzerine, o yazıyı bu kez ilgi ve dikkatle okuyup bu gerçeği mahkeme de saptayacak. Ama saptamasa da farketmez! Belge ortada. İşte Mustafa'nın "arkasındayım" diyerek, "gel tartışalım" diyerek, sanki tartışılır yanı varmış gibi yanılsama yaratıp aklamaya çalıştığı iğrenç küfürler:

      “Hiç Çıldırma Bre Büktel!”

      Coşkun Büktel çıldırmış durumda. Ruhunun kirliliğini yansıtan kirli gri sitesinde sarı beyaz kırmızı Çingene çadırı gibi kocaman upuzun cümlelerle haykırıyor, kükrüyor, tehditler savuruyor ne yapacağını şaşırmış gibi dolaşıyor.

      Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde daha önce kullanılan ve tam da yerini bulan gamalı haçlı kolajını sanki bir suç unsuruymuş, bir hakaretmiş gibi veriyor.

      Yahu Büktel dur bir sakin ol.

      Ne var şimdi bunda neden yadırgıyorsun? Neden bu küplere binmelerin?

      Ne ektinse onu biçiyorsun, mahsulün hayırlı olsun!

      Sen kimsenin ehemmiyet vermediği bir iftira ile bir hocayı senelerce suçlamadın mı?

      Sana hak vermediğini söyleyenlere faşizanca baskı kurmaya çalışmadın mı?
      Hem delil var deyip hem yasal yollara başvurmak yerine çamur at izi kalsın yöntemini denemedin mi?

      10 yıllık çabana rağmen insanların senin deli saçması iddianı çok da mantıklı bulmaması ile çıldırıp etrafa baskı yapmadın mı?

      Senelerce sözde delil diye giyotin gibi kullandığın video kaydını kendi adınla yayınlamaya çekinip sonra Burak Caney adıyla yayınlatmadın mı?

      Ya da her kim ise bu Burak Caney, o bulup yayınladıktan sonra ancak yayınlamadın mı? Ve pek bir sarıldığın delilin olan videonu da yayınlamana karşın hala sana hak verenlerin sayısı bir elin beş parmağını bile bulabildi mi?

      Sen değil misin bir hocaya attığın iftira ile ve koparmaya çalıştığın fırtına ile baskıcı, despot faşist kimlik sergileyen?

      Sen değil misin belden aşağı iftiralarla bana türlü iftiralar atıp bunu da pişkinlik örneği göstererek mutlu mesut kamera karşısında anlatan?

      Sen değil misin Hilmi Bulunmaz'ı kışkırtıp, tetikçi gibi insanların üstüne salan?

      Sen değil misin yalan haberlerin üstüne atlayıp, yalan olduğu belgelense de pişkince görmezden gelen?

      Cevap hakkını hiçe sayıp "Hilmi'ye yayınlama" dedim diye verdiğin talimatla faşizan despot anti-demokrat kimliğinle övünen?

      Sen değil misin insanların cevap hakkını engelleyip, çöp kutularına attık diye alçakça, faşistçe, despotça davranan?

      Sen değil misin küfürlerle, sövgülerle O...Ç.... ları hakaretleriyle gri ruh sıkıcı sitenin manşetlerini dolduran?

      Sen değil misin sırf sana hak vermiyorlar diye tiyatro örgütlerine kara çalan, lakap takan?

      Sen değil misin emitasyon (çünkü antik yunan çağında yaşamadın günümüzde Antik Yunan yazmak olsa olsa emitasyon olur) Theope'nle kendi kutsal kitabını yaratan ve bu kutsal kitabına tapınmayanları topa tutmaya kalkan?

      Sen değil misinüç kuruşluk bilginle hiç anlamadığın anlayamadığın sosyalizme, 60 gençliğine, 70 gençliğine hakaretvari burun kıvıran?

      Sen değil misin bütün bu ruh halinle faşizmi ruhunun derinliklerinden kusan?

      Neden şimdi bu gocunma?

      Neden despot, baskıcı, ben merkeziyetçi, faşist, sansürcü, dezenformasyoncu, iftiracı ve küfürbaz kimliklerinden söz edilince rahatsız olman? Yarattığın, yaratmaya çalıştığın bu değil miydi? İçindeki canavarı sen besleyip büyütmedin mi? Bu canavar sana sevgili, jeep, şöhret olarak değil de finalde kötü bir dizide senaristlik ve binlerce insanın nefreti ve sadece 3-5 dosttan ibaret bir yaşam getirdiyse bize ne?

      Bütün bunlar sensin! Yüzleşmek istesen de istemesen de sen! Var git şimdi ister aynaya bak, istersen gri sitende biraz daha nefret kus daha da çirkinleş!

      Kimseyi de tehdidinle korkutamıyorsun bilmiş ol!

      Coşkun Büktel, küfür, sövgü, tehditle insanları yıldıramayınca şimdi de mahkemeye vereceğim imasıyla insanları katılmaktan alıkoymaya çalışıyor. Bir despota da ancak böyle yeni bir tehdit yakışırdı. Ver bakalım mahkemeye Coşkun Efendi, bakalım hakimler somut, açık, aleni küfür ve iftiralara, somut o...ç...’na mı değer verecek yoksa 11 yıl öncesinin sözlüğünden atılmış mecazi anlamlı zorlama küfürleştirme çabana mı?

      Hodri meydan el mi yaman bey mi yaman görelim Coşkun Efendi!

      KAYNAK: http://www.coskunbuktel.com/buktelhiccildirma.htm
    • Mustafa Demirkanlı Boş konuşacağına, "iğrenç küfürler" dediğinin ne olduğu söyle... Yuvarlak laflarla nereye varacaksın? Goobels'e benzetilmenin neresi küfür? Ben Goobels'e benzemiyorum da diyemezsin, çünkü onun gibi sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorsun, "ne kadar çok tekrarlarsanız, insanlar gerçek sanır" ilkesini kullanıyorsun... bunu geçelim, nerede küfür edilmiş sana... kendi gerçeğin yüzüne vurulunca ağır geliyor, küfür mü sayıyorsun? Kimse senin gibi O... Ço... deyip, sonra da bu bir küfür değil, saptamadır demiyor...
    • Coşkun Büktel Küfürker yuvarlak değil: İzeh gerektirmeyecek kadar köşeli. Bak: 

      “Hiç Çıldırma Bre Büktel!”


      Coşkun Büktel çıldırmış durumda. Ruhunun kirliliğini yansıtan kirli gri sitesinde sarı beyaz kırmızı Çingene çadırı gibi kocaman upuzun cümlelerle haykırıyor, kükrüyor, tehditler savuruyor ne yapacağını şaşırmış gibi dolaşıyor.

      Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde daha önce kullanılan ve tam da yerini bulan gamalı haçlı kolajını sanki bir suç unsuruymuş, bir hakaretmiş gibi veriyor.

      Yahu Büktel dur bir sakin ol.

      Ne var şimdi bunda neden yadırgıyorsun? Neden bu küplere binmelerin?

      Ne ektinse onu biçiyorsun, mahsulün hayırlı olsun!

      Sen kimsenin ehemmiyet vermediği bir iftira ile bir hocayı senelerce suçlamadın mı?

      Sana hak vermediğini söyleyenlere faşizanca baskı kurmaya çalışmadın mı?
      Hem delil var deyip hem yasal yollara başvurmak yerine çamur at izi kalsın yöntemini denemedin mi?

      10 yıllık çabana rağmen insanların senin deli saçması iddianı çok da mantıklı bulmaması ile çıldırıp etrafa baskı yapmadın mı?

      Senelerce sözde delil diye giyotin gibi kullandığın video kaydını kendi adınla yayınlamaya çekinip sonra Burak Caney adıyla yayınlatmadın mı?

      Ya da her kim ise bu Burak Caney, o bulup yayınladıktan sonra ancak yayınlamadın mı? Ve pek bir sarıldığın delilin olan videonu da yayınlamana karşın hala sana hak verenlerin sayısı bir elin beş parmağını bile bulabildi mi?

      Sen değil misin bir hocaya attığın iftira ile ve koparmaya çalıştığın fırtına ile baskıcı, despot faşist kimlik sergileyen?

      Sen değil misin belden aşağı iftiralarla bana türlü iftiralar atıp bunu da pişkinlik örneği göstererek mutlu mesut kamera karşısında anlatan?

      Sen değil misin Hilmi Bulunmaz'ı kışkırtıp, tetikçi gibi insanların üstüne salan?

      Sen değil misin yalan haberlerin üstüne atlayıp, yalan olduğu belgelense de pişkince görmezden gelen?

      Cevap hakkını hiçe sayıp "Hilmi'ye yayınlama" dedim diye verdiğin talimatla faşizan despot anti-demokrat kimliğinle övünen?

      Sen değil misin insanların cevap hakkını engelleyip, çöp kutularına attık diye alçakça, faşistçe, despotça davranan?

      Sen değil misin küfürlerle, sövgülerle O...Ç.... ları hakaretleriyle gri ruh sıkıcı sitenin manşetlerini dolduran?

      Sen değil misin sırf sana hak vermiyorlar diye tiyatro örgütlerine kara çalan, lakap takan?

      Sen değil misin emitasyon (çünkü antik yunan çağında yaşamadın günümüzde Antik Yunan yazmak olsa olsa emitasyon olur) Theope'nle kendi kutsal kitabını yaratan ve bu kutsal kitabına tapınmayanları topa tutmaya kalkan?

      Sen değil misinüç kuruşluk bilginle hiç anlamadığın anlayamadığın sosyalizme, 60 gençliğine, 70 gençliğine hakaretvari burun kıvıran?

      Sen değil misin bütün bu ruh halinle faşizmi ruhunun derinliklerinden kusan?

      Neden şimdi bu gocunma?

      Neden despot, baskıcı, ben merkeziyetçi, faşist, sansürcü, dezenformasyoncu, iftiracı ve küfürbaz kimliklerinden söz edilince rahatsız olman? Yarattığın, yaratmaya çalıştığın bu değil miydi? İçindeki canavarı sen besleyip büyütmedin mi? Bu canavar sana sevgili, jeep, şöhret olarak değil de finalde kötü bir dizide senaristlik ve binlerce insanın nefreti ve sadece 3-5 dosttan ibaret bir yaşam getirdiyse bize ne?

      Bütün bunlar sensin! Yüzleşmek istesen de istemesen de sen! Var git şimdi ister aynaya bak, istersen gri sitende biraz daha nefret kus daha da çirkinleş!

      Kimseyi de tehdidinle korkutamıyorsun bilmiş ol!

      Coşkun Büktel, küfür, sövgü, tehditle insanları yıldıramayınca şimdi de mahkemeye vereceğim imasıyla insanları katılmaktan alıkoymaya çalışıyor. Bir despota da ancak böyle yeni bir tehdit yakışırdı. Ver bakalım mahkemeye Coşkun Efendi, bakalım hakimler somut, açık, aleni küfür ve iftiralara, somut o...ç...’na mı değer verecek yoksa 11 yıl öncesinin sözlüğünden atılmış mecazi anlamlı zorlama küfürleştirme çabana mı?

      Hodri meydan el mi yaman bey mi yaman görelim Coşkun Efendi!

      KAYNAK: http://www.coskunbuktel.com/buktelhiccildirma.htm
    • Coşkun Büktel İnsanlara riske girmeden kalleşçe saldırmak için takma isim kullanan da kullandıran da orospu çocuğudur.
    • Mustafa Demirkanlı Takm isim, kulanan da, kullandıran da o.... ç.....'dur. Takma isimlileri bana yamamaya kalkanı da tanımlayabilir misin? Yüreğinyeter mi?
    • Mustafa Demirkanlı Goobelsliği bırak da, seni rahatsız eden yazıyı değil, yazıdaki küfürleri göster...
    • Coşkun Büktel Küfürleri "haksız tahrikçi"den başka görmeyen varsa, işte (Yazının her tarafı tıka basa küfür ve iftira -zaten o yüzden sitesinden silip örtbas etti. Ama fotoğrafını yayınladık ve mahkeme tutanaklarına da girdi o yazı; o yüzden "haksız tahrikçi" bugün ağız değiştiripartık "arkasındayım" diyor; sidik zoruyla):

      Küfürker yuvarlak değil: İzeh gerektirmeyecek kadar köşeli. Bak:

      “Hiç Çıldırma Bre Büktel!”

      Coşkun Büktel çıldırmış durumda. Ruhunun kirliliğini yansıtan kirli gri sitesinde sarı beyaz kırmızı Çingene çadırı gibi kocaman upuzun cümlelerle haykırıyor, kükrüyor, tehditler savuruyor ne yapacağını şaşırmış gibi dolaşıyor.

      Mustafa Demirkanlı'nın sitesinde daha önce kullanılan ve tam da yerini bulan gamalı haçlı kolajını sanki bir suç unsuruymuş, bir hakaretmiş gibi veriyor.

      Yahu Büktel dur bir sakin ol.

      Ne var şimdi bunda neden yadırgıyorsun? Neden bu küplere binmelerin?

      Ne ektinse onu biçiyorsun, mahsulün hayırlı olsun!

      Sen kimsenin ehemmiyet vermediği bir iftira ile bir hocayı senelerce suçlamadın mı?

      Sana hak vermediğini söyleyenlere faşizanca baskı kurmaya çalışmadın mı?
      Hem delil var deyip hem yasal yollara başvurmak yerine çamur at izi kalsın yöntemini denemedin mi?

      10 yıllık çabana rağmen insanların senin deli saçması iddianı çok da mantıklı bulmaması ile çıldırıp etrafa baskı yapmadın mı?

      Senelerce sözde delil diye giyotin gibi kullandığın video kaydını kendi adınla yayınlamaya çekinip sonra Burak Caney adıyla yayınlatmadın mı?

      Ya da her kim ise bu Burak Caney, o bulup yayınladıktan sonra ancak yayınlamadın mı? Ve pek bir sarıldığın delilin olan videonu da yayınlamana karşın hala sana hak verenlerin sayısı bir elin beş parmağını bile bulabildi mi?

      Sen değil misin bir hocaya attığın iftira ile ve koparmaya çalıştığın fırtına ile baskıcı, despot faşist kimlik sergileyen?

      Sen değil misin belden aşağı iftiralarla bana türlü iftiralar atıp bunu da pişkinlik örneği göstererek mutlu mesut kamera karşısında anlatan?

      Sen değil misin Hilmi Bulunmaz'ı kışkırtıp, tetikçi gibi insanların üstüne salan?

      Sen değil misin yalan haberlerin üstüne atlayıp, yalan olduğu belgelense de pişkince görmezden gelen?

      Cevap hakkını hiçe sayıp "Hilmi'ye yayınlama" dedim diye verdiğin talimatla faşizan despot anti-demokrat kimliğinle övünen?

      Sen değil misin insanların cevap hakkını engelleyip, çöp kutularına attık diye alçakça, faşistçe, despotça davranan?

      Sen değil misin küfürlerle, sövgülerle O...Ç.... ları hakaretleriyle gri ruh sıkıcı sitenin manşetlerini dolduran?

      Sen değil misin sırf sana hak vermiyorlar diye tiyatro örgütlerine kara çalan, lakap takan?

      Sen değil misin emitasyon (çünkü antik yunan çağında yaşamadın günümüzde Antik Yunan yazmak olsa olsa emitasyon olur) Theope'nle kendi kutsal kitabını yaratan ve bu kutsal kitabına tapınmayanları topa tutmaya kalkan?

      Sen değil misinüç kuruşluk bilginle hiç anlamadığın anlayamadığın sosyalizme, 60 gençliğine, 70 gençliğine hakaretvari burun kıvıran?

      Sen değil misin bütün bu ruh halinle faşizmi ruhunun derinliklerinden kusan?

      Neden şimdi bu gocunma?

      Neden despot, baskıcı, ben merkeziyetçi, faşist, sansürcü, dezenformasyoncu, iftiracı ve küfürbaz kimliklerinden söz edilince rahatsız olman? Yarattığın, yaratmaya çalıştığın bu değil miydi? İçindeki canavarı sen besleyip büyütmedin mi? Bu canavar sana sevgili, jeep, şöhret olarak değil de finalde kötü bir dizide senaristlik ve binlerce insanın nefreti ve sadece 3-5 dosttan ibaret bir yaşam getirdiyse bize ne?

      Bütün bunlar sensin! Yüzleşmek istesen de istemesen de sen! Var git şimdi ister aynaya bak, istersen gri sitende biraz daha nefret kus daha da çirkinleş!

      Kimseyi de tehdidinle korkutamıyorsun bilmiş ol!

      Coşkun Büktel, küfür, sövgü, tehditle insanları yıldıramayınca şimdi de mahkemeye vereceğim imasıyla insanları katılmaktan alıkoymaya çalışıyor. Bir despota da ancak böyle yeni bir tehdit yakışırdı. Ver bakalım mahkemeye Coşkun Efendi, bakalım hakimler somut, açık, aleni küfür ve iftiralara, somut o...ç...’na mı değer verecek yoksa 11 yıl öncesinin sözlüğünden atılmış mecazi anlamlı zorlama küfürleştirme çabana mı?

      Hodri meydan el mi yaman bey mi yaman görelim Coşkun Efendi!

      KAYNAK: http://www.coskunbuktel.com/buktelhiccildirma.htm
    • Coşkun Büktel İnsanlar ezberlesin bu yazıyı ve Coşkun Büktel'e saldıranların ruh halini tanısın!
    • Mustafa Demirkanlı Senin ruh halini yansıtıyor. Ben o yazıyı kaldırmadım, siz; kankan Hilmi eliyle kaldırılması için noterden talep gönderdiniz, biz de o talebe uyduk. Yalanla nereye varacaksın? Yazıyı sürekli yayımlaman iyi oluyor, seni tanımlayan hem de çok iyi tanımlayan o yazıyı okuyamayanlar da okuma şansı buluyor. Dürüst ol, o yazı da dahil isimleriniz geçen yazılarınızın kaldırılmasını talep etmediniz mi? Benim katkım yok diyorsan, Hilmi'nin talebi değil mi? Neden benim kaldırdığım yalanını söyleme gereği duyuyorsun? http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2904
    • Coşkun Büktel "Hiç Çıldırma Bre Büktel!" başlıklı yazısını sitesinden silip örtbas etmekle suçladığımız Mustafa Demirkanlı, o yazıyı "örtbas" etmek için değil, Hilmi Bulunmaz noterden ihtar çekip "kaldır!" dediği için kaldırdığını söylüyor. Hatta bu defa, kendinden beklenmeyen bir şey yaparak, belge gösteriyor; Hilmi Bulunmaz'ın ihtar metninin (tiyatrodergisi.com.tr sitesindeki versiyonunun) belgesine link veriyor.

      Asıl önemli konuyu (tatlıyı sona saklar gibi) biraz erteleyerek, önce şunu belirleyelim:

      Hilmi'nin (ya da herhangi birinin) noterden çektiği ihtar, uyulması zorunlu olan bir mahkeme emri değildir. Yazdıklarınız hakikatse, kimsenin ihtarıyla tükürdüğünüzü yalamak, yazdığınız hakikatleri yayından kaldırmak zorunda değilsiniz. Nitekim Hilmi, "ortada bir mahkeme kararı bulunmadıkça", yazdıklarına sonuna dek sahip çıkmış, asla tükürdüğünü yalamamış, gerekirse burjuva adaletince mahkûm edilmeyi bile göze alarak, linççilerin (BAKINIZ:http://www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm) onlarca noter ihtarından hiçbirini umursamamıştır. (Hilmi, bu umursamayışına gerekçe olarak, kendisinin, öyle höt denince al sana ot, diyecek yaratılışda biri olmadığını belirtmiştir.) Kısacası, yazdıklarınız hakikaten hakikatse, tükürdüğünüzü asla yalamaz, yazdıklarınıza sonuna dek sahip çıkar, ortada bir mahkeme kararı bulunmadıkça, yazdıklarınızı asla silmezsiniz.

      Ama yazdıklarınız hakikat değil de iftiraysa, o zaman, iftira ettiğiniz tarafın sizi yargıya şikayet etmesinden ödünüz kopar ve karşı taraf yargıya gidemesin diye, derhal ihtarnamenin gereğini yapar, tükürdüğünüzü yalar, iftiralarınızı silip çöpe atarsınız. Ki Mustafa Demirkanlı da aynen bunu yapmış, Hilmi'nin noter onaylı ihtarnamesinden sonra, Hilmi'nin "kaldır" dediği bütün yazıları anında kaldırmıştır. (Zaten ihtarnameden önce de sık sık Bahar temizliği yapıp -BAKINIZ: http://tiyatrofanzini.blogspot.com/.../iftirac-lincci-ve...- bir çok yazısını silerek örtbas ettiğinden; tükürdüğünü yalamak Mustafa için zor -ya da "zül"- olmamıştır.) Mustafa'nın ihtarnameye derhal uyarak bir sürü yazısını kaldırması, o yazıların, "arkasında durulamayacak iğrenç iftiralar" olduğunu belgelemiştir. Hilmi de zaten o ihtarnameyi, Mustafa'yı sansür etmek için değil, Mustafa'ya tükürdüğünü yalatmak için, ona tükürdüğünü yalatarak o yazdıklarının "arkasında duramayacağı iğrenç iftiralar" olduğunu belgelemek için, çekmiştir. Peki, Hilmi'nin o ihtarı Mustafa'yı sansür etmek amacıyla çekmediğini kanıtlayabilir miyim? Evet, kanıtlayabilirim. Nedir kanıtım? Şu: Hilmi, Mustafa'ya kaldırttığı yazıların hiçbirini kendi sitesinde asla silmemiş, Mustafa'nın yalan ve iftira belgelerinin yok olmasını asla tercih etmemiştir.

      Evet, Mustafa'nın "Hilmi noter tasdikli ihtarname çektiği için o yazıları kaldırdım" savunmasını böylece çürüttükten sonra, şimdi sıra, asıl meseleye, asıl sürprize (yani "tatlıya") geldi.

      Mustafa'nın yukarıdaki son yorumunda linkini verdiği belge (Hilmi'nin noter onaylı ihtarnamesi), Mustafa'yı yalanlıyor. Yani?... Hilmi'nin noterden çektiği ihtar metninde, Mustafa'dan kaldırmasını istediği yazıların linkleri belirtilmiş. İhtarnamede uzun bir linkler listesi görünüyor. Ama o da ne?... O linkler listesinde, "Hiç Çıldırma Bre Büktel!"in linki yok. Yani?... Yani Hilmi Mustafa'dan "Hiç Çıldırma Bre Büktel!"i kaldırmasını istememiş. Yani?... Yani Mustafa'nın "Hiç Çıldırma Bre Büktel!"i, yukarıda iddia ettiği gibi, Hilmi'nin ihtarı yüzünden silmek zorunda kaldığı, tam Mustafa Demirkanlı tarzında bir kuyruklu yalan!... Oysa bizzat kendisinin link verdiği kendi belgesiyle yalanlanan Mustafa yukarıdaki son yorumunda ne diyor:

      "Ben o yazıyı kaldırmadım, siz; kankan Hilmi eliyle kaldırılması için noterden talep gönderdiniz, biz de o talebe uyduk. Yalanla nereye varacaksın? Yazıyı sürekli yayımlaman iyi oluyor, seni tanımlayan hem de çok iyi tanımlayan o yazıyı okuyamayanlar da okuma şansı buluyor. Dürüst ol, o yazı da dahil isimleriniz geçen yazılarınızın kaldırılmasını talep etmediniz mi? Benim katkım yok diyorsan, Hilmi'nin talebi değil mi? Neden benim kaldırdığım yalanını söyleme gereği duyuyorsun? http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2904"

      Ben, "Hiç Çıldırma Bre Büktel!" başlıklı yazı kimin ruh kirliliğini yansıtıyor konusunda, gayet müsterihim. Eğer Mustafa da müsterihse, benim gibi yapsın: O yazıyı sitesinde yayınlasın da görelim bakalım; o yazıyı gerçekten masum buluyor mu? Yoksa o yazıyı (sırf beni "haksız biçimde tahrik" etmek amacıyla yayınladığı için) benim o "sert cevabımdan" sonra tahrik işlevini tamamlamış olduğundan artık örtbas edilmesi gereken bir suç belgesi olarak mı görüyor? Madem "Hiç Çıldırma Bre Büktel!" Mustafa'nın değil de benim ruh kirliliğimi yansıtıyor; benim göğsümü gere gere defalarca yayınladığım ve daha da yayınlamaktan bıkmayacağım bu yazıyı, umarım, Mustafa da göğsünü gere gere, sitesinde yeniden yayınlar da, o yazı suç mudur değil midir, cümle aleme gösteririz!

      Mahkemenin, benim sert ifadelerimi suç sayarken, karşı tarafın çok daha sert ve üstelik haksız ifadelerini, yalan, iftira, hile, sahte delil üretme, delilleri örtbas ederek karartma gibi mahkemeyi yanıltmaya yönelik kriminal taktiklerini tartışmaya açmaması ve suç saymaması, adaletimiz adına büyük bir eksiklik ve yanlışllık olmuştur. Ama biz, itirazımız üzerine bu yanlışlığın düzeltileceği umudunu korumaktan yanayız.

      Bu tartışmayı kendi sitemde de aynı anda yayınlayacağım için, Mustafa'nın yukarıda kırmızı harflerle vurguladığım iğrenç (ve kendi yayınladığı belgeyle açıkça çelişen) iftiralarına; (facebook'u protesto ettiğinden facebook'taki sataşmalara asla cevap vermemiş ve vermeyen) Hilmi de, kendi sitesinde (teknik konuları da içeren) çok sert bir cevap vereceğini ve o iftiraları Mustafa Demirkanlıfa'nın burnundan fitil fitil getireceğini, belirtti. Ben de Hilmi'nin cevabını, elbette ki, yayınlanır yayınlanmaz, bu facebook sayfasına ekleyeceğim.

      Hadi Mustafa, "Hiç Çıldırma Bre Büktel!"i Hilmi'nin ihtarıyla kaldırdığın yolundaki bahanenin bir kuyruklu yalan olduğu ortaya çıktı ve bahanen kalmadı. Bana "Cümle cümle giderek tartışalım da küfür varmı görelim!" diyerek, aklın sıra okurların zihninde "tartışmalı kılmaya" çalıştığın "Hiç Çıldırma Bre Büktel!"i gerçekten masum sayıyorsan; hodri meydan!... Sitende o yazıyı tekrar yayınla da, görelim, bakalım, o söylediklerine kendin gerçekten inanıyor musun...
    • Coşkun Büktel "HİÇ ÇILDIRMA BRE BÜKTEL!" (Bakınız:http://www.coskunbuktel.com/buktelmustafahiccildirma.htm
      ) BAŞLIKLI "HAKSIZ TAHRİK" AMAÇLI İĞRENÇ İFTİRA VE HAKARETLERLE TIKA BASA DOLU YAZISINI SİTESİNDEN SİLEREK ÖRTBAS EDEN MUSTAFA DEMİRKANLI; YAZIYI SİLMESİNE BA
      HANE OLARAK, SİLMESİ İÇİN KENDİSİNE HİLMİ BULUNMAZ'IN NOTERDEN İHTAR GÖNDERDİĞİNİ ÖNE SÜRMÜŞTÜ. HİLMİ BULUNMAZ İSE, SİLİNMESİNİ İHTAR ETTİĞİM YAZILAR ARASINDA "HİÇ ÇILDIRMA BRE BÜKTEL!" YOKTU, EĞER VARSA OROSPU ÇOCUĞUYUM, DİYEREK (VE YAZININ GOOGLE'DA KANITLADIĞI LİNKİNİN İHTARNAME METNİNDE BULUNMADIĞINI GÖSTEREREK) MUSTAFA'NIN YALAN SÖYLEDİĞİNİ BİR KEZ DAHA BELGELEMİŞTİ. BİZ DE MUSTAFA'YA, KUYRUKLU YALANIN ORTAYA ÇIKTI. HİLMİ O YAZIYI YAYINLAMANA KARŞI DEĞİL, EĞER DEDİĞİN GİBİ "HİÇ ÇILDIRMA BÜKTEL!" ADLI O İĞRENÇ YAZININ GERÇEKTEN "ARKASINDAYSAN", O İĞRENÇ YAZININ MASUUM OLDUĞUNA GERÇEKTEN İNANIYORSAN, HODRİ MEYDAN, SİTENDE YAYINLA DA GÖRELİM, DEMİŞTİK. BİR HAFTA GEÇTİ. MUSTAFA YAZIYI YAYINLAYAMADI. AMA MUSTAFA'NIN "HİÇ ÇILDIRMA BRE BÜKTEL!"İ ÖRTBAS ETMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ.
    • Coşkun Büktel Bu sayfadaki yorumlarını silip kaçan takma isimli sapıkların kaydettiğimiz yorumlarını okumak için, sayfanın sitemizdeki kopyasına bakabilirsiniz: http://www.coskunbuktel.com/buktelmustafahiccildirma.htm
    • Coşkun Büktel Umarım, Mustafa, yalan olduğunu açıkça belgelediğimiz yukarıdaki son yorumunu silmez. Umalım ama, karakterinin yazdıklarını silip örtbas etmeye müsait olduğunu pek çok kez tecrübe ettiğimizden, Mustafa'nın o son yorumunu bir de buraya kaydedelim ki, yarın öbür gün mahkemeye çıkması gerektiğinde silmeye kalkmasın: (Gerçi mecbur kaldığında yine de siliyor ve üstelik "sen sildin!" diye bana iftira atıyor ama biz yine de şuraya kaydedelim): 

      MUSTAFA DEMİRKANLI · 25 ortak arkadaş
      Senin ruh halini yansıtıyor. Ben o yazıyı kaldırmadım, siz; kankan Hilmi eliyle kaldırılması için noterden talep gönderdiniz, biz de o talebe uyduk. Yalanla nereye varacaksın? Yazıyı sürekli yayımlaman iyi oluyor, seni tanımlayan hem de çok iyi tanımlayan o yazıyı okuyamayanlar da okuma şansı buluyor. Dürüst ol, o yazı da dahil isimleriniz geçen yazılarınızın kaldırılmasını talep etmediniz mi? Benim katkım yok diyorsan, Hilmi'nin talebi değil mi? Neden benim kaldırdığım yalanını söyleme gereği duyuyorsun? http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2904
      21 Mayıs 2012, 00:59 · Beğen
    (Kaynak: facebook)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder